türk tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
türk tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2025 Cuma

Nogay Hanlığı

Nogay Hanlığı




 Nogay Türkleri Kuzey Kafkasya da yaşayan Nogay Türkleri Kıpçak grubuna bağlı bir Türk topluluğudur. Bazı araştırmacılar Nogayların Uz, Peçenek, Kıpçak ve Özbek kitleleri ile çeşitli Türk boylarından türediğini belirtmektedirler. 

 Nogay dilini konuşurlar ve Nogay Ordası`nı oluşturan çeşitli Moğol ve Türk boylarının torunlarıdırlar. Özetle hanedan Cengiz Han`a dayanır. Ama nüfus Türk'tür diyebiliriz. Dönemin en güçlü devletlerinden biridir. Ruslarla Mücadelelerinden önce ipek yolunu da kontrol ettiğinden Kazan`dan sonraki ikinci ticaret merkezi haline gelmiştir. Bu da hem stratejik hem de ekonomik bir üst durumundadır.

 Nogay Hanlığı 15. yüzyılda Altın Orda`nın zayıflamasıyla ortaya çıkan göçebe bir hanlıktır. Adını Altın Orda`nın ünlü komutanı Nogay Han `dan alır.  Mangıt boyu önderliğinde toplanan göçebe gruplar 15. yüzyılın ortalarında Nogay Hanlığı`nı oluşturur. Başlangıçta Altın Orda`ya bağlı gibi görünseler de zamanla bağımsız bir siyasi oluşum haline geldi. 

 Hanlık, klasik Türk - Moğol geleneğinde olduğu gibi han tarafından yönetilirdi. Ancak Nogay Hanlığı`na boy beyleri [biyler] çok güçlüydüler. Han`nın otoritesi sınırlı kalıyordu. Konar - Göçer yapıları nedeniyle merkezi bir idareden çok federatif bir beylikler birliği görünümündeydi.

 Halkı çoğunlukla göçebe ve yarı göçebe Türk boylarından oluşuyordu. Hayvancılık temel geçim kaynağıydı. Hazar ve İdil Nehirleri çevresinde ticaret yollarını kontrol etmeleri onlara gelir sağlıyordu.

 Güneyinde Kırım Hanlığı ve Osmanlı Devleti ile hem dostane hem de çatışmalı ilişkiler yaşandı. Doğuda Kazaklar ve Nogaylarla akraba  göçebe topluluklarda sık sık mücadele ettiler. Rusya`nın güçlenmesiyle özellikle 16. yüzyıldan itibaren Rus Çarlığı ile yoğun mücadeleye girdiler.

 16. yüzyılda Rusların İdil havzasına ilerlemeleri üzerine hanlık zayıflamaya başladı. 1556`da Astrahan Hanlığı`nın Ruslarca ele geçirilmesi Nogayların ekonomik gücünü sarstı. Nogay boyları arasında bölünmeler oldu bir kısmı Osmanlı`ya bağlı Kırım Hanlığı`na sığındı bir kısmı Rus hakimiyetine girdi. 16. yüzyıldan itibaren Nogay Hanlığı Tarihi sahnesinden silinerek küçük Nogay grupları halinde dağıldı.

 Nogay Hanlığı`nın önemi Altın Orda sonrası ortaya çıkan önemli göçebe Türk Hanlıklarından biridir. Osmanlı ve Kırım Hanlığı ile yakın ilişkiler kurarak Osmanlı - Rus rekabetinde etkili bir güç olmuştur. Bugün Rusya Federasyonu içinde yaşayan Nogay Türkleri, bu hanlığın mirasçılarıdır.   

5 Eylül 2025 Cuma

Emir Timur: Orta Asya'nın Büyük Hükümdarı

Emir Timur: Orta Asya'nın Büyük Hükümdarı





 Orta Asya'da bir sürü kavimler bulunmuştur. Her kavmin zaman zaman iyi nitelikli generalleri çıkmış bazen de hükümdarları. Ama Emir Timur gibisi hiç bir zaman gelmemiştir. Cengiz Han'dan sonra ki otorite boşluğunu resmen Emir Timur doldurmuştur. Doğu'da Çin sınırlarına kadar Batı'da ise Osmanlı güney'de ise Hindistan böyle büyük bir coğrafya da hüküm sürmüştür. 

 Emir Timur zaman zaman çok otoriter ama adil bir hükümdar olmuştur. Şunu mutlaka unutmayın çoğunlukla at sırtında savaşlar da hayatını geçirmiştir. Adaletsiz topraklara adalet vermiştir. Yani devleti Saray'dan değil savaş meydanlarında ki çadırında  yönetmiştir. Şuan ki Özbek yönetimi içinde kurulmuş bir devlettir. 
 
 Müslüman devletlerle hiç mi hiç savaşmak istemese de bazen savaşmıştır. Mesela istemeden Altın Orda'nın yıkımına neden olmuştur. Bu da Rusların yükselmesine sebep oldu. 

 Emir Timur'un en önemli savaşı ise o zaman içerisinde iki büyük Türk devleti olan büyümekte olan Yıldırım Bayezid tarafından yönetilen Osmanlı İmparatorluğu ile Timurlu devleti karşı karşıya geldi. Ankara savaşın da Osmanlı Devleti'nin tarihinde en ağır mağlubiyetlerinden birini alıp en önemlisi ise Bayezid de esir edilir. 

 Emir Timur Bayezid'e bazı kaynaklarda iyi davrandığını bazı kaynaklarda ise dalga geçip gururuyla oynadığı yazılır. Ama nasıl olduğu hakkında net bir bilgi yoktur. Sözde onun aşağılamaları yüzünden öldüğü iddia edilir ama bu da net değildir. Ama sonrasında Osmanlı İmparatorluğu uzun bir Fetret Devri yaşayacaktır. Uzun bir süre bölgede tehdit eden bir unsur olarak görülmeyecektir. 

 Emir Timur'dan sonra gelen yöneticiler ülkeyi iyi bir şekilde yönetememiş hatta ülke üçe bölünmüştür. Koskoca topraklardan hiçbir şey kalmamıştır. Ama döneminde en güçlü asya ülkesiydi. Ardıllarından en iyisi ise Babür Han'ın kurduğu Babür İmparatorluğu'dur. 

31 Ağustos 2025 Pazar

Büyük Taarruz: Türk Kurtuluş Savaşı’nın Zirve Noktası

 Büyük Taarruz: Türk Kurtuluş Savaşı’nın Zirve Noktası






 26 Ağustos 1922`den 30 Ağustos 1922`ye kadar süren geniş çapta taarruz harekatıdır. Bu saldırıyı bizzat Mustafa Kemal Paşa Zafer Tepeden idare etmiştir. Bu harekat bütün mazlum milletlerin özgürlük mücadelelerine tam bir örnek olmuştur.

 Büyük Taarruz başlamadan önce neler yaşanmış ona bakalım. Mondros Mütarekesi (1918) sonrası Osmanlı Devleti fiilen sona ermiş, Anadolu toprakları işgal edilmeye başlanmıştı. Batı Anadolu ise Yunan ordusunun kontrolü altına girmişti. Özellikle İzmir’in 15 Mayıs 1919’da işgali, halk arasında büyük bir infial uyandırmış, Kuvâ-yi Milliye hareketini doğurmuştu.

 1919-1920 yılları boyunca Türk milleti, düzenli ordunun kurulmasına kadar yerel direnişlerle işgalcilere karşı koydu. Ancak gerçek anlamda bir bağımsızlık için düzenli bir orduya ihtiyaç vardı. Bu noktada o zaman için Türkiye Cumhuriyeti daha ilan edilmediği için biz bu oluşuma Büyük Millet Meclisi deriz (BMM). BMM açılması ile Mustafa Kemal’in önderliğinde yeni bir ordu teşkili, mücadeleyi daha sistemli hâle getirdi.

 1921’de Sakarya Meydan Muharebesi, Türk ordusu açısından büyük bir dönüm noktası oldu. 22 gün 22 gece süren bu savaş sonunda Yunan ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Ancak Anadolu’nun tamamen kurtarılması için nihai bir darbe gerekiyordu. İşte bu darbe, Büyük Taarruz’la indirilecekti.

 Taarruzun gelişi daha dünden belliydi. Fransızlarla, İtalyanlarla ve SSCB liderliğinde Ermenistanla anlaşmalar yapılmış ülkeye bağlanmış. Türk ordusu, Sakarya’dan sonra toparlanmaya, eksiklerini gidermeye başladı. Cephane ve malzeme yetersizlikleri büyük sorun teşkil ediyordu. Halk, varını yoğunu orduya seferber etti. Kadınlar tarladan, cephane taşımaya; çocuklar ise iaşe teminine kadar birçok görev üstlendi. Bu dönemde halkın dayanışması, ordunun güçlenmesinde kritik rol oynadı.

 Başkomutan Mustafa Kemal, taarruz için son derece gizli ve titiz bir plan hazırladı. Planın esası, düşmanı Afyonkarahisar-Eskişehir hattında çevirip imha etmekti. Bunun için ordunun yoğun bir şekilde taarruz gücü toplayarak ani bir saldırıyla Yunan cephesini yarması gerekiyordu. Hazırlıklar öylesine gizli tutuldu ki, Yunan ordusu büyük bir saldırı beklentisi içinde değildi.

 6 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30’da Türk topçusunun ateşiyle Büyük Taarruz başladı. Kocatepe’den Mustafa Kemal, yanında Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü ile birlikte taarruzu idare ediyordu. Türk topçusunun yoğun ateşi, Yunan mevzilerini sarstı. Ardından piyade birlikleri ileri atıldı.

 İlk günün sonunda Türk ordusu, Tınaztepe, Belentepe ve Kalecik Sivrisi gibi stratejik noktaları ele geçirdi. Bu başarı, Yunan savunmasının çözülmeye başladığını gösteriyordu.

 30 Ağustos 1922, Türk tarihine “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” olarak geçmiştir. Bu gün, Büyük Taarruz’un en kritik anıdır. Dumlupınar’da Mustafa Kemal’in bizzat yönettiği savaşta, Yunan ordusu ağır bir yenilgiye uğratıldı. Mustafa Kemal’in ünlü “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emri, Türk ordusuna yön verdi.

 Türk birlikleri, Yunan ordusunu büyük ölçüde kuşattı. Yunan komutanı General Trikopis esir alındı. Bu zafer, Yunan ordusunun Anadolu’daki varlığını fiilen sona erdirdi.

 Büyük Taarruz’un ardından Türk ordusu hızla ilerledi. Geri çekilen Yunan kuvvetleri, geçtiği yerleri yakıp yıkarak büyük bir tahribat yarattı. Ancak Türk ordusu, onları takip ederek hız kesmeden ilerledi.

 9 Eylül 1922’de Türk süvarileri İzmir’e girdi. İzmir’in kurtuluşu, Türk Kurtuluş Savaşı’nın kesin zaferle sonuçlandığının ilanı gibiydi. 18 Eylül’de Batı Anadolu tamamen işgalden kurtulmuştu.

Askerî Sonuçlar:

1] Yunan ordusu Anadolu’dan tamamen temizlendi.

2] Türk ordusu büyük bir stratejik zafer elde etti.

3] Anadolu’nun işgal altında kalan bölgeleri kurtarıldı.

Siyasi Sonuçlar:

1] Türk Kurtuluş Savaşı fiilen sona erdi.

2] Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922) imzalanarak barış süreci başladı.

3] Lozan Barış Antlaşması’na giden yol açıldı.

Toplumsal Sonuçlar:

1] Türk milletinin bağımsızlık inancı pekişti.

2] Zafer, halkın fedakârlıklarının boşa gitmediğini gösterdi.

3] Mustafa Kemal’in liderliği ve stratejik dehası, hem içeride hem de dışarıda takdir topladı.

 Büyük Taarruz’un başarısında en büyük pay, şüphesiz Mustafa Kemal Paşa`nın liderliği sonucu olmuştur. Mustafa Kemal Paşa, stratejik düşünme kabiliyeti, sabrı, gizlilik ilkesine bağlılığı ve doğru zamanda doğru hamle yapma becerisiyle zaferi mümkün kıldı.

 Onun şu sözleri aklımızdan hiç çıkmamıştır, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz.” Bu anlayış, ordunun ve milletin topyekûn mücadelesini simgelemiştir.

 Büyük Taarruz, sadece Türkiye için değil, dünya tarihi için de önemlidir. Çünkü bu zafer, emperyalizme karşı kazanılmış ender başarılardan biridir. Hindistan’dan Cezayir’e kadar birçok sömürge ülkesi, bu zaferi örnek aldı. Mustafa Kemal’in önderliğinde kazanılan bağımsızlık, mazlum milletlere umut ışığı oldu.

 Büyük Taarruz, Türk milletinin bağımsızlık yolundaki kararlılığının, fedakârlığının ve azminin simgesidir. Bu zafer, sadece bir savaşın kazanılması değil, aynı zamanda özgürlüğün, ulusal egemenliğin ve bağımsızlığın taçlanmasıdır.

 26 Ağustos’ta Kocatepe’de başlayan bu destansı yürüyüş, 9 Eylül’de İzmir’de tamamlandı. Arkasında özgür bir vatan, bağımsız bir millet ve güçlü bir devlet bıraktı.

 Bugün bizlere düşen görev, Büyük Taarruz’un ruhunu ve mesajını yaşatmak; bağımsızlığın ve özgürlüğün değerini bilmek ve gelecek nesillere aktarmaktır. Çünkü Büyük Taarruz, yalnızca bir tarih sayfası değil, milletimizin varoluş destanıdır.

Medler: Antik Dünyanın Güçlü İmparatorluğu ve Tarihe Etkileri

Medler Medler, Antik Çağ'ın en dikkat çekici halklarından biri olup, özellikle İran coğrafyasının tarihinde derin izler bırakmıştır. M....