coğrafya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
coğrafya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Eylül 2025 Salı

Küba`ya Bakış

Küba`ya Bakış

 






 Küba Karayip Denizi`nde bir ada ülkesidir. Konum olarak ise Kuzey Amerika ve Karayipler bölgesindedir. Küba`nın başkenti Havana`dır. Hem Küba`nın hem Karayiplerin en büyük şehridir. Küba`nın 2025 yılı son verilerine göre 10.927.715 milyon nüfusu olduğu izlenmektedir. Küba`nın para birimi ise Küba Pesosudur. Küba`nın resmi dili İspanyolcadır. Küba genel olarak Katolik Hristiyan'dır. Milleti oluşturan grup Kübalılardır. Hükümet sistemi ise üniter yarı başkanlı sosyalist cumhuriyeti. Etnik gruplar yüzde 65,1 Beyaz, yüzde 23,8 mulatto, yüzde 10,1 Afrikalılardan oluşur. 

 Küba, Karayip Denizi’nin en büyük adası olup stratejik konumu, doğal zenginlikleri ve siyasi gelişmeleriyle dünya tarihinin en dikkat çekici ülkelerinden biridir. Yüzyıllar boyunca sömürgecilik, kölelik, bağımsızlık mücadeleleri ve devrimlerle şekillenen Küba tarihi diğer çağdaşlarına örnek olmuştur.

 İlk yerleşimler ve İspanyol sömürgesine giriş sürecinde Küba’nın ilk sakinleri, Arawak ve Taíno halkları gibi yerli Kızılderili topluluklarıydı. Bu topluluklar tarımla, balıkçılıkla ve avcılıkla geçiniyor, mısır, manyok ve tütün gibi ürünler yetiştiriyorlardı ilk gelen İspanyol sömürgeciler arasında, Kristof Kolomb’un keşfi sırasındaKolomb, 1492’de Küba’ya ayak basarak adayı İspanya adına ilan etti. Böylece Küba, İspanyol sömürge imparatorluğunun bir parçası oldu. Kolonileşme ve kölelik sürecinde, 16. yüzyılda İspanyollar, yerli halkı zorla çalıştırarak şeker kamışı ve tütün üretimini başlattı. Yerli nüfus, hastalıklar ve ağır çalışma koşulları nedeniyle hızla azalınca Afrika’dan getirilen köleler üretim gücünün temelini oluşturdu. Ekonomik olarak önemli, 18. ve 19. yüzyıllarda Küba, özellikle şeker üretimiyle İspanya’nın en değerli kolonilerinden biri haline geldi. Havana, Karayip ticaretinin en önemli limanlarından biri oldu.

 Bağımsızlık mücadelesi ve ABD`nin rolü 19. yüzyılda Latin Amerika’da başlayan bağımsızlık hareketleri Küba’ya da ilham verdi. On yıl savaşı sırasında, Carlos Manuel de Céspedes’in öncülüğünde İspanya’ya karşı ilk büyük isyan başladı. Bu savaş başarısız olsa da bağımsızlık fikrini güçlendirdi. José Martí ve 1895 isyanı sırasında, Kübalı aydın ve devrimci José Martí’nin önderliğinde yeni bir bağımsızlık savaşı başlatıldı. Martí savaş sırasında hayatını kaybetti, ancak mücadelesi halk arasında efsaneleşti. İspanyol-Amerikan Savaşı sırasında, ABD, Küba’daki savaşın son döneminde devreye girerek İspanya’ya savaş açtı. Savaşın sonunda İspanya Küba’dan çekildi, ancak ABD adada askeri varlık kurdu.

 ABD`nin etkisinin zirveye çıktığı ve cumhuriyet dönemine giriş sürecinde Küba, 1902’de nominal olarak bağımsızlığını kazandı, ancak Platt Ek Maddesi ile ABD’ye adada müdahale hakkı tanındı. Şeker üretimi ve ticaret büyük ölçüde ABD şirketlerinin elindeydi. Bu durum Küba’yı ekonomik ve siyasi olarak Washington’a bağımlı kıldı. 1933’te ordu darbesiyle iktidara gelen Fulgencio Batista, 1952’de yeniden darbe yaparak diktatörlüğünü ilan etti. ABD destekli Batista rejimi yolsuzluk, mafya ilişkileri ve halkın yoksulluğu nedeniyle büyük tepki çekti.

 Küba Devrimi ve Batista’ya karşı direniş asıl olarak 1950’lerin ortasında örgütlendi. Moncada Baskını (1953) sırasında, Fidel Castro ve arkadaşlarının başlattığı bu ilk girişim başarısız oldu, ancak devrim kıvılcımını ateşledi. Sierra Maestra Dağları`nda Fidel Castro, Ernesto “Che” Guevara ve Camilo Cienfuegos’un gerilla savaşı halk desteğini kazandı. 1 Ocak 1959`da Batista ülkeden kaçtı ve Castro önderliğindeki devrimciler Havana’ya girerek iktidarı ele geçirdi.

 Sosyalist Küba ve Soğuk Savaş döneminde devrim sonrası Küba radikal sosyalist reformlara yöneldi. Toprak reformu ve millileştirme süreci boyunca, ABD şirketlerinin malları kamulaştırıldı, sağlık ve eğitim ücretsiz hale getirildi. ABD, Küba’ya ekonomik ambargo uygulamaya başladı. 1961’de CIA destekli Domuzlar Körfezi Çıkarması başarısız oldu. Sovyetler Birliği’nin Küba’ya nükleer füze yerleştirmesi üzerine ABD ile SSCB arasında dünya nükleer savaşın eşiğine geldi. Küba, Angola ve Bolivya gibi ülkelerde sol hareketlere askeri ve siyasi destek verdi.

 Sovyetlerin çöküşü ile ekonomik krizin başlangıcı, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması, Küba ekonomisini ağır bir krize sürükledi. Yakıt ve gıda kıtlığı, ulaşım sorunları ve elektrik kesintileri halkı zor durumda bıraktı. Ekonomiyi ayakta tutmak için turizm sektörü geliştirildi ve sınırlı özel girişimlere izin verildi. 

 Yeni dönem reformlar ve ABD ile yakınlaşma süreci sırasında ilk olarak 2008’de sağlık sorunları nedeniyle Fidel Castro görevi kardeşi Raúl Castro’ya devretti. 2014’te ABD Başkanı Barack Obama ve Raúl Castro, diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması konusunda anlaşma sağladı. 2016’da Obama Küba’yı ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu. Fidel Castro 2016’da hayatını kaybetti. Raúl Castro 2018’de görevden ayrıldı ve devlet başkanlığı Miguel Díaz-Canel’e geçti. Ancak ABD ambargosu büyük ölçüde devam etmekte ve Küba hâlâ ekonomik zorluklarla mücadele etmektedir. 

 Küba tarihi, sömürgeciliğe karşı direnişin, sosyalist devrimin ve ulusal bağımsızlık arayışının simgesi olarak dünya tarihinde önemli bir yer tutar. Kolonyal dönemden devrime, Soğuk Savaş’tan günümüz reformlarına kadar Küba, sadece Karayipler’in değil, küresel siyasetin de dikkatle takip ettiği bir ülke olmaya devam etmektedir.

 Bu tarihsel yolculuk, adanın yalnızca politik değil, kültürel açıdan da benzersiz bir kimlik geliştirmesine katkı sağlamış; müziği, edebiyatı ve devrim ruhuyla tüm dünyaya ilham vermeyi sürdürmüştür. 

16 Eylül 2025 Salı

Kosta Rika`ya Bakış

Kosta Rika`ya Bakış









 Kosta Rika resmi adıyla Kosta Rika Cumhuriyeti bir Orta Amerika ülkesidir. Kosta Rika adı İspanyolca da zengin sahil anlamına gelmektedir. Kuzey de Nikaragua, Güneydoğu da Panama, Batı da büyük okyanus, Doğusunda ise Karayip Denizi vardır. Kosta Rika`nın başkenti San Hose`dir. Kosta Rika, Başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Devlet başkanı aynı zamanda hükümetin de başkanıdır. Devlet başkanı ve yardımcısı genel oyla doğrudan dört yıllığına halk tarafından seçilmektedir. Kosta Rika`nın yüzölçümü 51000 kilometre karesi kara 40 kilometre karesi ise sudur. Kosta Rika`nın nüfusu son güncel verilere göre 5.157.673 olarak tespit edilmiştir. Kosta Rika`daki etnik gruplar şu şekildedir, 83,6`sı beyaz veya mestizo, 6,7`si mulatto, 2,4`ü yerli 1,1`i siyah, 6,2`si diğerleridir. Resmi dini ise Katolik Hristiyan'dır. Demonimi Kosta Rika`lı olarak olarak kabul edilir. Resmi dili ise İspanyolcadır. 

 Kosta Rika tarihi oldukça zengin ve Orta Amerika’nın genel gelişim süreciyle bağlantılıdır. Kosta Rika, İspanyolların gelişinden önce Orta Amerika ile Güney Amerika kültürlerinin kesişim noktasında bulunuyordu. Bölgedeki yerli halklar tarım, avcılık ve balıkçılıkla uğraşırdı. Altın işçiliği ve seramik eserleriyle dikkat çekmişlerdir. Maya ve İnka kültürlerinden etkilenmiş olmakla birlikte tamamen onlara bağlı değillerdi.

 Kristof Kolomb 1502’de 4. seyahatinde Kosta Rika kıyılarına ulaştı. İspanyollar bölgeyi “Costa Rica” (Zengin Sahil) olarak adlandırdılar; çünkü yerli halkın altın takılarını gördüler. Ancak, bölge tropik iklim, yoğun ormanlar ve güçlü yerli direnişi nedeniyle İspanyollar için sömürgeleştirmesi zor bir yer oldu. 1560’lardan itibaren kalıcı yerleşimler kuruldu. Başkent San José’nin temelleri de bu dönemde atıldı. Kosta Rika, İspanyol sömürge sisteminde Guatemala Genel Valiliği’ne bağlıydı. Ancak ekonomik olarak yoksul bir eyalet sayılıyordu, büyük madenleri yoktu. Bu yüzden diğer kolonilere göre daha bağımsız ve eşitlikçi bir toplumsal yapı gelişti.

 15 Eylül 1821’de Orta Amerika’daki diğer bölgelerle birlikte Kosta Rika da İspanya’dan bağımsızlığını ilan etti. Önce kısa süreyle Meksika İmparatorluğu’na katıldı, ardından Orta Amerika Birleşik Eyaletleri içinde yer aldı. 1838’de bu federasyon dağıldı ve Kosta Rika tamamen bağımsız bir devlet oldu.

 19. yüzyılda kahve ve muz ekonomisi gelişti. Bu ürünler Kosta Rika’nın dış ticaretinde önemli hale geldi. 1856’da Amerikalı maceracı William Walker, Orta Amerika’yı işgal etmeye çalıştı. Kosta Rika ordusu onu yenilgiye uğratarak bağımsızlığını korudu. Bu dönemde ülke, Latin Amerika’nın pek çok yerinde görülen diktatörlüklere kıyasla daha istikrarlı bir siyasal yapı sergiledi.

 1948’de kısa süreli bir iç savaş yaşandı. Bu savaş, ülke tarihindeki en büyük iç çatışmadır. Savaşın ardından José Figueres Ferrer öncülüğünde ordu tamamen kaldırıldı (1949). Bu karar Kosta Rika’yı Latin Amerika’da farklı bir konuma getirdi. Sosyal reformlar, eğitim ve sağlık yatırımlarıyla ülke bölgede istikrarlı ve demokratik bir yapıya kavuştu.

 Kosta Rika, Orta Amerika’nın en istikrarlı, en demokratik ve en barışçıl ülkelerinden biridir. “Ordu yerine eğitim” politikasıyla tanınır. Doğal yaşamı koruma ve ekoturizm konusunda dünya çapında örnek bir ülke haline gelmiştir.

15 Eylül 2025 Pazartesi

Kanada`ya Bakış

Kanada`ya Bakış






 Kanada Kuzey Amerika Kıtası`nın kuzeyinde yer alan Kanada, yüzölçümü açısında dünyanın ikinci büyük ülkesidir. Yaklaşık Avrupa kıtasının tamamı kadar bir alan kaplar. Kanada`nın başkenti ve idari merkezi Ottava`dır. Kanada`nın yönetim biçimi anayasal monarşidir. Kanada`da, Kral ve ya Kraliçe Devlet Başkanı Başbakan ise hükumet başkanı olarak kabul edilir. Kanada Parlamentosu, Kanada Hükümdarı yani Kral ve Kraliçeyi temsilen o görev genel vali elindeki, senato ve avam kamarasından oluşur. Kanada`nın resmi dilleri arasında İngilizce ve Fransızca kullanılır. Kanada`nın nüfusu ise 2025 son verilerine göre 40.205.346 kişiden oluşur.

 Kanada tarihi, Farklı yerli toplulukları binlerce yıllık geçmişinden başlayıp Avrupa sömürgeciliğiyle şekillenmiş bir bölgedir. Ardından bağımsızlık ve modern devletleşme süreciyle devam eden zengin bir tarihtir.
 
 Kanada`nın tarihi boyunca Avrupalıların gelişinden çok önce başlar. İlk yerleşimler 12000 yıl öncesine kadar gider. İnuitler, Cree, Haida, Mi`kmaq, Huran ve Iroquois gibi bir çok yerli topluluk, bölgenin farklı coğrafyalarında avcılık, balıkçılık ve tarıma dayalı yaşam sürdü. Bu halkların güçlü kültürel gelenekleri, ticaret ağları ve toplumsal yapıları vardı.

 1497 yılında Jhon Cabot`un  keşifleri ile Avrupa`nın ilgisi arttı, 1608 yıllın da Samuel de Champlain, Quebec şehrini kurarak Fransız Kanadası`nın temellerini attı. 17. ve 18. yüzyıllarda Fransa ile İngiltere, Kuzey Amerika`da üstünlük mücadelesi verdi. Kürk ticareti, sömürge ekonomisinin temeliydi. Yedi Yıl Savaşı [1756-1763] sonucunda İngiltere, Fransa`ya karşı galip geldi. 1763 Paris Antlaşması ile Kanada`daki Fransız topraklarının  çoğu İngiltere`ye geçti.
 
 İngiltere yönetimi altında Fransız kökenli Katolik nüfus ile İngiliz kökenli Protestan nüfus bir arada yaşamaya başladı bu süreçte 1791`de Quebec  ikiye ayrıldı. Aşağı Kanada Fransız ağırlıklı. Yukarı Kanada ise İngiliz ağırlıklı idi. Bu dönem de Amerikan Bağımsızlık İlanı sonucunda İngiltere`ye sadık kalan "Loyalistler" Kanada`ya  göç etti.

 1812 savaşı süresince ABD ile İngiltere arasında yapılan önemli bir savaş, Kanada toprakları savaşın önemli sahnesi oldu. 1867`de ise İngiliz Kuzey Amerika Yasası ile Kanada Konfederasyonu kuruldu. İlk dört eyalet ise Ontario, Quebec, New Brunswick ve Nova Scotia idi. Zamanla Manitaba, British Columbia, Alberta ve diğer eyaletler konfederasyona katıldı.

 I. Dünya Savaşı`nda Kanada, İngiltere yanında savaştı. Vimy Ridge Zaferi, Kanada`nın ulusal kimliğini güçlendirdi. II. Dünya Savaşı'nda da etkin bir rol oynadı. 1931 Wesminster statüsü ile Kanada`da yasama organı bağımsızlığını kazandı. 1982`deki anayasa ile Kanada, tamamen bağımsız hale geldi ve kendi anayasasını İngiltere`den devraldı. 

 Bugün Kanada`da 10 eyalet ve 3 bölgeden oluşan bir, parlamenter demokrasi ve anayasal monarşi ile yönetilen bir ülkedir. Yerli Halkların hakları, çok kültürlülük ve federal yapısı, Kanada`nın modern kimliğini belirleyen unsurlar arasındadır.

13 Eylül 2025 Cumartesi

Jamaika`ya Bakış

Jamaika`ya Bakış






 Jamaika Orta Amerika`da Karayip Denizinde bulunun bir ada ülkesidir. Jamaika, Küba`nın güneyinde yer almaktadır. Jamaika`nın başkenti Kingston`dur. Ayrıca Jamaika, İngiliz Milletler Topluluğu üyesi ve parlamenter demokratik sisteme sahip anayasal monarşidir. Devlet Başkanı İngiltere Kralı III. Charles`tir. Jamaika`da Başbakanın tavsiyesi ile atanan bir Genel Vali vardır. Jamaika`da resmi dil İngilizcedir. Ama çoğu İngilizce bazlı bikreol dil olan Jamaika`da patoisi konuşulmaktadır. Jamaika`nın olağan nüfusu bir ada ülkesi olmasına rağmen iyidir. 2.836.663 nüfusu vardır 2025 geneli ile Jamaika ön plana çıkıyor. Etnik gruplar bakımından yüzde 91,2`si siyahi, 6,2`si çok ırklı ve 2,6`sı diğerlerini kapsar. Demonimi ise Jamaikalı olarak geçer.

 Jamaika tarihi oldukça zengin bir geçmişi vardır. Jamaika`nın ilk sakinleri, M.Ö. 600 civarında adaya gelen Arawak ve taino yerlileri. Bu halk tarım yapıyor, balıkçılıkla uğraşıyor ve barışçıl bir yaşam sürüyordu. Adaya Xaymaca yani "adalar ve sular ülkesi" adını vermişlerdir.

 Kristof Kolomb, 1494`te Jamaika`ya ulaştı ve burayı İspanya adına sahiplenmiş oldu. İspanyollar adaya yerleşti ve Avrupalı hastalıkları yüzünden yerlilerin çoğu kısa süre de  yok oldu. Yerli nüfusun azalması üzerine İspanyollar, Afrika`dan köleleştirilmiş insanlar getirdi. 

 1655`te İngilizler Jamaika`yı İspanyollardan aldı. Ada, kısa sürede İngiliz kolonilerinin en önemli şeker üretim merkezi haline geldi. Yüzbinlerce Afrikalı köle, şeker kamışı tarlalarında ağır şartlarda çalıştırdı. Kaçan köleler dağlarda Maroon toplulukları kurarak İngilizlere karşı direniş gösterdi. 1807`de İngiltere köle ticaretini 1834`te ise köleliği tamamen kaldırdı.

 Köleliğin kaldırılmasından sonra ekonomik krizler ve toplumsal huzursuzluklar arttı. 1865`te Morant Bay Ayaklanması, yoksul halkın adalet ve eşitlik talebinin simgesi oldu. Bu olaydan sonra Jamaika doğrudan İngiliz Kraliyetinin kolonisi haline getirildi.

 1930`larda işçi grevleri ve sosyal hareketler başladı. 1938`de [PNP] kuruldu ardından [JLP] ortaya çıktı. 1958-1962 arasında Jamaika Batı Hint Adaları Konfederasyon`nun bir parça oldu. 6 Ağustos 1962`de Jamaika bağımsızlığını ilan ederek İngiliz Milletler Topluluğu içinde egemen bir devlet oldu.

 Jamaika bağımsız bir anayasal monarşi olarak İngiltere Kralı sembolik bir devlet başkanı olarak kabul edilir. 1970`ler ve 80`lerde ekonomik krizler, işsizlik ve şiddet sorunları yaşandı. Dünyada Jamaika denince akla, gae müziği ve Bob Marley gibi sanatçılar gelir. Günümüzde Jamaika, Karayiplerin kültürel açıdan en etkili ülkelerinden biri olup turizm ve müzikle tanınmaktadır.

11 Eylül 2025 Perşembe

Honduras`a Bakış

Honduras`a Bakış







 Honduras Orta Amerika`da bir demokratik cumhuriyettir. Belize [Britanya Honduras'ı] olarak geçerken Honduras ise İspanyol Honduras'ı olarak adlandırılır. Batısında Guatemala, Güneybatısında El Salvador ve Güneydoğusunda Nikaragua bulunur.

 Resmi dili İspanyolcadır. Tanınan diğer diğer diller ise Garifua, İngilizce, Miskitoca ve diğer yerel diller. Etnik gruplar arasında yüzde doksan Mestizo, yüzde yedi Honduras Kızılderilileri, yüzde iki siyahi ve yüzde bir beyaz olarak şekillenmiştir. Denonim ise Honduraslılardan oluşur. Hükümet sistemi anayasal cumhuriyettir.

 Yüz ölçümü toplam 112.492 kilometrekaredir. Honduras nüfusu 2025 verilerine göre 11.041.483`tür. Gittikçe küçülmekte olan bir nüfus endeksi görülüyor. Son verilerde 2025`te doğum oranı yüzde 1,66 olarak gözlemlenmiştir. Birden yükselip birden durağan hale gelmiştir. 

 Honduras tarihi oldukça köklü ve karmaşık bir tarihtir. Hem antik maya izleri hem de İspanyol sömürge döneminin kültürel ve tarihi izlerini taşımaktadır. Honduras topraklarında büyük oranda maya uygarlığı içinde önemli bir yer tutuyor. Özellikle Copan şehri M.S. 5 - 9. yüzyıllarda büyük bir kültürel merkezdir. Burada matematik, astronomi ve yazı sistemi geliştirildi.

 Kristof Kolomb 1502 yılında dördüncü seferinde Honduras kıyılarına ulaştı. 1524`te Hernan Cortes`in adamları bölgeyi ele geçirmeye başladı. Özellikle yerlilerin sert direnişleri olmuştur. Honduras Yeni İspanya Genel Valiliği`ne bağlandı. Altın ve Gümüş madenleri çıkarıldı, yerliler encomerinda siatemi ile çıkarılmıştır. 

 1821`de Orta Amerika`nın diğer bölgeleriyle birlikte İspanya`dan bağımsızlığını ilan etti. Kısa bir süreliğine Meksika İmparatorluğu`na katıldı. 1923`te Orta Amerika Federal Cumhuriyeti`nin bir parçası oldu. 1838`de Federasyon dağılınca Honduras bağımsız bir cumhuriyet haline geldi.

 19. Yüzyıl boyunca siyasi istikrarsızlık ve iç savaşlar yaşandı. 19. yüzyılın başlarında bazı Amerikan şirketleri muz ticaretini kontrol etti. Bu durum Honduras`ı muz cumhuriyeti olarak anılır hale getirdi. Ekonomisi büyük ölçüde tek ürüne bağlı hale geldi.

 20. Yüzyılda ise sık sık askeri darbeler oldu. ABD ülkedeki çıkarlarını korumak için ülkeye defalarca destek gönderdi. 1969`da El Salvador'la çıkan futbol savaşı dört gün sürdü ama iki ülke arasında sorunlar yıllarca devam etti.

 1980`den itibari ile demokrasiye geçiş adımları atıldı. Ancak yoksulluk, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suç ciddi sorunlar yaratmaya devam etti. 2009`da başkan Manuel Zelaya bir darbe ile görevden uzaklaştırıldı. Sonraki yıllarda siyasi istikrarsızlık sürdü. Günümüz de Honduras, Orta Amerika`nın en yoksul fakat kültürel açıdan zengin ülkelerinden biridir. 


4 Eylül 2025 Perşembe

Nüfus Nedir?

 Nüfus Nedir?

 





 Nüfus, en basit tanımıyla, belirli bir bölgede yaşayan insan sayısını ifade eder. Bu bölge bir köy, şehir, ülke ya da tüm dünya olabilir. Nüfus kavramı yalnızca sayıdan ibaret değildir. İnsanların yaş, cinsiyet, eğitim, meslek, sağlık durumu gibi birçok sosyal ve demografik özelliklerini de kapsar. Bu yüzden nüfus, toplumların sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını anlamak açısından büyük önem taşır.

 Bir ülkenin nüfusu, o ülkenin dinamik tabanını oluşturur. Örneğin, genç nüfusu fazla olan bir ülke, iş gücü bakımından avantajlı olabilir.  Ancak aynı zamanda bu nüfusun eğitilmesi, iş bulması ve sağlıklı koşullarda yaşaması da bir zorunluluktur. Yaşlı nüfusun ağırlıkta olduğu toplumlarda ise sağlık hizmetlerine ve sosyal güvenlik sistemine olan ihtiyaç artar.

 Bu nedenle devletler, nüfus sayımlarını düzenli aralıklarla yaparak ellerindeki verileri günceller. Elde edilen sonuçlar, şehir planlaması, eğitim kurumlarının açılması, sağlık hizmetlerinin dağıtılması, ulaşım ağlarının düzenlenmesi gibi birçok alanda yol gösterici olur.

 Dünya genelinde nüfusun eşit şekilde dağılmadığını görmekteyiz. İklim, su kaynakları, tarım alanları, sanayi faaliyetleri ve ulaşım imkanları gibi faktörler, insanların hangi bölgelerde yoğunlaşacağını belirler. Örneğin, verimli ovalar ve ılıman iklimler nüfus yoğunluğunu artırırken; çöller, kutup bölgeleri veya dağlık alanlar genellikle seyrek nüfusludur.

 Türkiye özelinde bakıldığında ise nüfusun Marmara ve Ege bölgelerinde yoğunlaştığı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise daha seyrek olduğu görülmektedir. Bu durum sanayi, ticaret, eğitim ve ulaşım gibi olanakların gelişmiş bölgelerde daha fazla olmasından kaynaklanır.

 Nüfus artışı, toplumlar için hem fırsatlar hem de sorunlar doğurabilir. Kontrollü bir nüfus artışı, ekonomik büyümeyi destekleyebilir; çünkü genç ve dinamik bir iş gücü, üretim kapasitesini artırır. Ancak hızlı ve kontrolsüz nüfus artışı, işsizlik, barınma sorunları, çevre kirliliği ve kaynak yetersizliği gibi problemleri beraberinde getirir.

 Buna karşılık, nüfusun azalması da istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Azalan nüfus, üretim gücünün düşmesine ve ekonominin daralmasına neden olabilir. Özellikle Avrupa’nın bazı ülkelerinde düşük doğum oranları ve yaşlanan nüfus, önemli bir demografik sorun haline gelmiştir.

 Özetle, nüfus yalnızca bir sayı değildir; toplumların geleceğini belirleyen canlı bir dinamiktir. Doğru nüfus politikaları, bir ülkenin ekonomik kalkınmasını ve sosyal refahını doğrudan etkiler. Bu nedenle, nüfus verilerini doğru analiz etmek ve buna uygun planlamalar yapmak, sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahiptir.


1 Eylül 2025 Pazartesi

Haiti`ye Bakış

 Haiti`ye Bakış








 Haiti Karayiplerde bir ada ülkesidir. Haiti'nin başkenti ve nüfus olarak en yüksek olan şehri Port- au-Prince`dir. Toplam nüfusu ise 11.928.651`dir[2025 yılı ölçümü].  Bölgenin en kalabalık ülkelerinden biridir. Tropikal iklimi, dağlık yapısı, zengin kültürel mirası ve özgürlük mücadelesiyle Haiti, dünya tarihinde özel bir yere sahiptir.

 Haiti toprakları, Avrupalılar gelmeden önce Taino yerlileri tarafından yurt edinilmişti. Kristof Kolomb’un 1492’de Hispaniola Adası’na ayak basmasıyla birlikte, bölge kısa sürede İspanyolların sömürgesi haline geldi. Ancak 17. yüzyılda Fransızların adaya yerleşmesiyle Haiti, Karayipler tarihinin en zengin sömürge bölgelerinden biri haline geldi.

 Fransız sömürgeciliği döneminde Haiti, özellikle şeker, kahve ve pamuk üretimiyle büyük önem kazandı.  Fakat bu refahın arkasında, Afrika'dan gelen yüz binlerce gelen kölelerle beraber refah seviyesi daha da yükseldi. Onların da emeklerini unutmamalıyız. 18. yüzyılda Haiti, dünyanın en büyük köle ekonomilerinden biri olarak tarihe geçti.

 Haiti tarihinin dönüm noktası 1791’de başladı. Fransız Devrimi’nin özgürlük ve eşitlik fikirlerinden etkilenen köleler büyük bir isyan başlattı. Toussaint Louverture ve Jean-Jacques Dessalines gibi önderlerin liderliğinde süren mücadele, tarihteki en başarılı köle ayaklanması oldu.

 Uzun yıllar süren çatışmaların ardından, 1 Ocak 1804’te Haiti bağımsızlığını ilan etti. Böylece Haiti, Latin Amerika’nın ve Karayipler’in bağımsızlığını kazanan ilk ülke, ayrıca dünyada köleliğe son vererek özgürlük ilan eden ilk siyah cumhuriyet oldu. Bu durum, sadece Karayipler’de değil, tüm dünyada yankı uyandırdı.

 Haiti’nin bağımsızlığı, sömürgeci güçler tarafından büyük bir tehdit olarak görüldü. Özellikle Fransa, bağımsızlığı tanımak için Haiti’den yüklü bir tazminat talep etti. Bu borç, ülkenin ekonomisini yüzyıllar boyunca zayıf düşürdü.

 Bağımsızlık sonrası Haiti, sık sık darbeler, iç savaşlar ve siyasi istikrarsızlıklarla karşılaştı. 20. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri’nin müdahaleleri, François Duvalier ve oğlu Jean-Claude Duvalier’nin diktatörlükleri ülkenin siyasi yapısını derinden etkiledi. 2010 yılında yaşanan büyük deprem ise Haiti’yi büyük bir insani krizle karşı karşıya bıraktı. Yaklaşık 200 bin kişinin hayatını kaybettiği bu felaket, Haiti’nin altyapısına ve ekonomisine ciddi zarar verdi.

 Haiti, tarih boyunca yaşadığı tüm zorluklara rağmen zengin kültürel mirasını korumayı başarmıştır. Ülkenin resmi dilleri Fransızca ve Haiti Creole’dür. Creole dili, Afrika dilleri ile Fransızcanın karışımıdır ve halkın büyük kısmı tarafından günlük yaşamda konuşulur.

 Müzik ve dans, Haiti kültürünün ayrılmaz parçalarıdır. Kompa ve Rara müzik türleri, ülkenin enerjik ve ritmik yapısını yansıtır. Ayrıca, Haiti’nin dünyaca ünlü resim sanatında canlı renkler ve sembolik motifler öne çıkar. Vudu inancı da halkın dini ve kültürel yaşamında önemli bir rol oynar.

 Haiti, tropikal iklimi ve dağlık yapısıyla dikkat çeker. Başkenti Port-au-Prince olan ülke, güzel sahilleri, palmiyelerle çevrili plajları ve doğal güzellikleriyle Karayipler’in tipik manzarasını sunar. Ancak ülke aynı zamanda sık sık tropikal fırtınalar ve depremlerle karşı karşıya kalmaktadır.

 Bugün Haiti, siyasi istikrarsızlık, ekonomik sıkıntılar ve doğal afetlerle mücadele etmektedir. Bununla birlikte, halkının direnci ve kültürel canlılığı ülkenin en büyük gücüdür. Haiti, Karayipler’in tarihsel hafızasında özgürlüğün simgesi olarak yaşamaya devam etmektedir.

 Haiti, küçük yüzölçümüne rağmen dünya tarihine damga vurmuş bir ülkedir. Kölelerin başlattığı bağımsızlık mücadelesi, sadece Haiti için değil, tüm insanlık için bir ilham kaynağıdır. Bugün ekonomik ve siyasi sorunlarla boğuşsa da Haiti, özgürlük tutkusunu ve kültürel zenginliğini koruyarak Karayipler’in en dikkat çekici ülkelerinden biri olmayı sürdürüyor.

29 Ağustos 2025 Cuma

Guatemala`ya Bakış

Guatemala`ya Bakış 





 Guatemala resmi olarak Guatemala Cumhuriyeti olarak bilinir. Orta Amerika`da bir ülkedir. Kuzey batıda Meksika, kuzey doğuda Belize, doğuda Honduras ve güney doğuda El Salvador ile çevrilidir. Nüfusu 2025 itibari ile 18.733.785 olarak göze çarpmaktadır. Orta Amerika'da iyi bir konumda olan Guatemala, Mayalara dayanan tarihi, büyük dağları, muhteşem kumsalları ile egzotik ve ayrı zamanda gezilmeyi bekleyen bir ülkedir.

 Nüfus olarak Guatemala Latin Amerika`nın en artış gösteren ülkelerden biridir. Nüfusun yarısından fazlası Ladinolar denen ve Avrupalı karışımıdır. Geri kalan kısmı ise Kızılderililerden oluşuyor. Halkın çoğu katoliktir ve İspanyolca konuşmaktadır.

 Guatemala mutfağındaki geleneksel yiyecekler çoğu, İspanyol ve Maya mutfağı temellidir. Temel malzemeleri ise mısır, acı biber ve fasulyedir. Guatemala ayrıca Hass avokadosunun ana memleketi ve en meşhur olduğu yerdir.     

 Guatemala Antik Mayalar esintisi altında şekillenmiş bir bölgedir. İlk zamanlar da Mayalılar tarafından şekillendirilmiş ve yönetilmiştir. 1524`te İspanyolların Guatemala'yı fethetmesi ile beraber sömürge dönemi başlamaktadır. 

 İspanyol İmparatorluğundan bağımsız olduğu yıl 15 eylül 1821 tarihidir. Bu güne kadar başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. 1954`ten 1993 tarihine kadar sağ - sol çatışmaları, gerillalar ve cuntalarla uğraşan  Guatemala'sında demokratik ortamın sağlanması ile devamlı büyüyen bir ülke olarak görülmektedir. 


26 Ağustos 2025 Salı

Grenada`ya Bakış

 Grenada`ya Bakış 

 





 Karayipler’in güneyinde, Küçük Antiller zincirinde yer alan Grenada, baharat kültürü bakımından çok zengindir. Baharat Adası olarak da bilinen ada da tarçın, kakule ve muskat üretimi ile öne çıkmaktadır.

 Grenada`nın ilk sakinleri MÖ 2000`li yıllara dayanmakla birlikte Karayip yerlileri bu adanın ilk sakinleri arasında gelmektedir. Adada balıkçılık, tarım veküçük ölçekli ticaretlerle geçimlerini sağlamışlardır.

 1498`de Kristof Kolomb Grenada`ya geldi. Fakat İspanyollar adada kalıcı bir egemenlik kuramadı. 17. yüzyılda Fransızlar geldi. Karayip yerlilerinin isyana sebebiyet vermemek için çoğu ya sürgün edildi. Arada çıkan çatışmalarda bazı isyancılar ölmüştür. 1762`de yedi yıl savaşlarında adayı İngilizler ele geçirmiş hemen ardından 1763`teki Paris antlaşması ile resmen ada İngiltere`ye bırakıldı. 18. ve 19. yüzyıllarda Grenada, şeker kamışı, kakao ve özellikle muskat üretimiyle sömürge ekonomisinin önemli bir parçası oldu. Bu dönemde Afrika’dan çok sayıda köle adaya getirildi ve ada nüfusunun temelini Afrikalılar oluşturdu.

 Köleliğin kalkması ile birlikte adada ekonomik ve sosyal reform yaşandı. Ama bağımsızlık süreci uzun sürdü. Grenada 1974 yılında bağımsız oldu. Fakat sonrasında gelen sağ ve sol sürtüşmeleri sırasında askeri darbeler ile kısa süreli bir istikrarsızlık dönemi yaşanmıştır. ABD`nin öncülüğünde de gerçekleştirilen askeri müdahale sonrası yeniden demokratik yönetime geçildi. Günümüzde Grenada, İngilz Milletler Topluluğu içinde yer alan bağımsız bir devlettir.

 Grenada'nın güncel nüfusu 117.314 2025 yılı itibari ile özellikle Afrika, Avrupa ve Karayip kökenli topluluklar adada yaşamaktadır. En çok Afrika kökenli insanlar olmak üzere ülkenin nüfusu şekillenmiştir.

  Resmi dil İngilizce olmakla birlikte halk arasında “Grenadian Creole English” ve “Grenadian Creole French” yaygın olarak konuşulur. Bu diller, Afrika dilleriyle Fransızca ve İngilizce’nin karışımından doğmuştur.

  Grenada halkının çoğunluğu Hristiyandır. Katolikler ve Anglikanlar başta olmak üzere çeşitli Protestan mezhepleri adada güçlü bir konuma sahiptir. Aynı zamanda halk inançlarında Afrika kökenli spiritüel öğeler de etkisini sürdürmektedir.

  Grenada’nın müzik kültürü, Karayip ritimlerinin canlılığını yansıtır. Calypso, Reggae ve Soca en popüler türlerdir. Ayrıca “Jab Jab” adı verilen özgün bir karnaval geleneği vardır. Her yıl Ağustos ayında düzenlenen “Spicemas Karnavalı” adanın en büyük kültürel etkinliğidir. Bu karnavalda müzik, dans, renkli kostümler ve sokak eğlenceleri öne çıkar.

  Ada mutfağı, Karayip lezzetleri ile Afrika ve Avrupa etkilerini birleştirir. En bilinen yemeklerden biri “Oil Down” isimli ulusal yemektir. Bu yemek; ekmek ağacı meyvesi, sebzeler, et veya balık ile hindistancevizi sütünde pişirilir. Ayrıca muskat başta olmak üzere adanın baharatları mutfakta yoğun biçimde kullanılır.

  Kriket, tıpkı diğer Karayip ülkelerinde olduğu gibi Grenada’da en popüler spordur. Bunun yanında futbol ve atletizm de yaygın olarak yapılır.

  Grenada küçük yüz ölçümü ile büyük bir kültüre ve geleneğe sahip bir ada ülkesi olarak günümüz Karayipleri şekillendiren bir ada ülkesi olarak görünmektedir.

23 Ağustos 2025 Cumartesi

El Salvador`a Bakış

 El Salvador`a Bakış







 El Salvador Orta Amerika`da yer alan bir devlettir. Eski bir İspanyol kolonisidir. Şuan ki nüfusu 6.369.447 dir [2025 yılı ölçümlerine göre]. Ülkenin adı olan "Salvador" Hz İsa`ya atfedilen "kurtarıcı" manasına gelmektedir. İspanyol himayesi öncesinde eski bir Aztek toprağı olan Cuscatlan olarak adlandırılmıştır. 

 İspanyol kaşif Pedro de Alvarado 1524 Meksika'dan yola çıkarak El Salvador adını verdiği bölgeyi keşfetti ve İspanya 300 sene boyunca sömürgeleştirdi. 1821 yılına kadar Guatemala'nın bir eyaleti olarak göze çarpmaktadır.

 1823 senesinde Orta Amerika Federasyonu içerisinde bulunan bir ülke haline geldi. Federasyonun  1840 yılı içinde dağılmasıyla daha sonra 30 ocak 1841 yılı içinde ise tam bağımsızlığını ilan etmiştir. Böylece bölgede sözü geçen bir devlet oldu.

 1970`li yıllarda sağ ve sol kavgası yüzünden 1979`da cunta rejimi geldi. Cuntacı liderler sıkı tedbirler ve kanunlar yürürlüğe sokarak şiddetin tırmanmasına sebep olmuştur. 1981 yılı içerisinde Marksist gerillalara karşı ABD yardım yolladı ve olayları bu girişim de çözemedi üstüne gerilim daha da arttı.

  Nüfusu etnik olarak melezler yüzde doksanını oluştururken Amerikalı yerliler yüzde birini oluşturmakla beraber beyaz ırk ise yüzde dokuzunu oluşturmaktadır. Ülkede İspanyolca ana dil olarak konuşulmaktadır.

 El Salvador`da eğitim çocukları hayata hazırlamaya yöneliktir. zorunlu ilk öğretim 9 senedir. Eğer çocuk sonra isterse 2 senelik lise ve üniversiteyle devam edebilir. Eğer istemez ise mesleki eğitimlerle iş hayatına atılmaktadır. Bu da insanları kötü yola sokulmasını önlemeye çalışmıştır şimdiki devlet başkanı Naib Bukele çünkü daha önce terörden çocukları okula bile göndermek istemeyen aileler vardı.

 Kültür olarak özellikle Meksika kültürü yani Aztek kültürüne yakındır. Lakin Orta Amerika'ya yerleşen Afro - Amerikalı ve İspanyol kökenli ailelerin de El Salvador'u kültürel açıdan etkilemişlerdir. Din olarak çok dindar ve Katolik inancına sahiptirler. Genel olarak El Salvador'daki bazı çeteler de haç işaretlerinden dövmeler yaptırıyorlardı. Yani kültür olarak dinlerine her kesim bağlı idi.

 Özetle El Salvador Orta Amerika da Pedro de Alvarado`nun keşfettiği bir bölgedir. 300 yıl İspanyol sömürgesinde kaldıktan sonra 1821 de önce Guatemala'ya bağlı bir eyalet iken sonra 1923`te Orta Amerika Federasyonuna bağlı bir ülke halini aldı ve sonrasında ise 1940`ta dağılmasıyla birlikte 1941`de tam bağımsız bir ülke haline geldi. Zor zamanlardan geçen El Salvador ilk önce sağ sol kavgası sonrasında ise cuntanın ellerine düştü ve sonrasında ise gerilla savaşlarına kurban gitti. Şimdi ise Naib Bukele önderliğinde rahat ve huzurlu şekilde insanların okula gidebildiği bir ülke haline getirmiştir. Kültürel olaraktan Meksika, Aztek, Orta Amerika'ya yerleşen  Afro - Amerikan ve İspanyol ailelerce de kültür şekillenmiş katı şekilde dindar olup Katolik mezhebine inanmışlardır. 6.369.447`luk nüfusu ile gelişmeye devam etmektedir.

19 Temmuz 2025 Cumartesi

Yeni Kaledonya'ya Bakış

Yeni Kaledonya'ya Bakış







 Güney Pasifik’te, Avustralya’nın doğusunda yer alır. Bağlı olduğu ülke Fransa (özerk bir Fransız kolektivitesi). Başkenti Nouméa. Resmi dili Fransızca (yerel diller de konuşulur). Nüfusu yaklaşık 270.000 kişi. Para birimi CFP Frangı (XPF). Kanak yerlileri, Avrupalılar (özellikle Fransızlar), Polinezyalılar, Endonezyalılar, Vietnamlılar ve diğer Asya toplulukları. 

 Kanak halkı, Melanezya kökenli olup kendi dillerini, danslarını, törenlerini ve toplumsal yapısını korur. Kanak toplumu geleneksel olarak totemizm ve klan sistemine dayalıdır. "Pilou" gibi geleneksel danslar, yerel kutlamalarda önemlidir. Ayrıca Polinezya etkileri de müzikte görülür. Fransız mutfağı, eğitim sistemi ve kamu yapıları ülkeye güçlü biçimde hâkimdir. Fransızca eğitim veren okullar yaygındır. Çoğunlukla Hristiyan (özellikle Katolik); ancak geleneksel inançlar da bazı topluluklarda hâlâ yaşatılmaktadır.

 Yeni Kaledonya’da ilk yerleşimler yaklaşık 3.000 yıl önce Lapita halkı tarafından yapıldı. Bu halk Pasifik'teki en eski denizcilik toplumlarından biriydi.

 1853 yılında Fransa tarafından ilhak edildi. 1864’ten itibaren ceza kolonisi olarak kullanıldı. On binlerce Fransız mahkûm buraya gönderildi. 19. yüzyıl sonlarında nikel madenciliği başladı ve hâlâ ülkenin ekonomisinin temelini oluşturur.

 1980’lerde, özellikle yerli Kanak halkı tarafından bağımsızlık talebi arttı. 1988’de çıkan iç çatışmalar “Ouvéa Krizi” ile doruğa ulaştı. 1998’de imzalanan Nouméa Anlaşması, Yeni Kaledonya’ya daha fazla özerklik verdi ve bağımsızlık referandumu sözü verildi. 2018, 2020 ve 2021 yıllarında üç bağımsızlık referandumu yapıldı. Her seferinde çoğunluk, Fransa ile kalma yönünde oy verdi.

 Fransa’ya bağlı kalsa da geniş bir özerklik alanına sahiptir. Kendi hükümeti, yerel yasaları ve parlamenter yapısı vardır. Ekonomi büyük ölçüde nikel madenlerine, turizme ve Fransa’dan gelen yardımlara dayanır. 2021 referandumu sonrası bağımsızlık meselesi hâlâ tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor.

 Yeni Kaledonya, dünyadaki nikel rezervlerinin %25’ine sahiptir. Ülke topraklarında 20'den fazla yerli dil konuşulmaktadır. Sularında dünyanın en büyük ikinci mercan resif sistemi yer alır (UNESCO Dünya Mirası). Fransız Polinezyası’ndan farklı olarak Melanezya kültürü baskındır.

Medler: Antik Dünyanın Güçlü İmparatorluğu ve Tarihe Etkileri

Medler Medler, Antik Çağ'ın en dikkat çekici halklarından biri olup, özellikle İran coğrafyasının tarihinde derin izler bırakmıştır. M....