Büyük Hun İmparatorluğu`nda Yazı Dili Var Mıydı
Büyük Hun İmparatorluğu (MÖ 4. yüzyıl – MS 1. yüzyıl) döneminde, bildiğimiz kadarıyla gelişmiş yada resmileşmiş bir yazı dili bulunmamaktaydı.
Hunlarla ilgili yazılı kaynakların büyük bölümü, onların çağdaşı olan Çin kroniklerinden gelmektedir. Hunlar çok garip bir şekilde kendi yazılı tarihlerini yazmamışlardır. Ancak bazı efsaneler vardır. Yok Çin`deki beyaz piramit içinde bir kütüphane olduğu yada farklı bir Türk dili ile yazıp onlar keşfedilmeyi bekliyor olabilir misali efsaneler dönmektedir bunların araştırılması gerekmektedir ne derler teyide muhtaç konulardır bunlar.
Daha çok sözlü kültür (destan, şiir, töre, atasözü, şifahi hukuk) geleneğiyle yaşamışlardır. En bilinen hali bu şekildedir. Bir de düşünün ki "söz uçar yazı kalır." diye bir laf vardır. O zaman sizce de bir anormallik yokumdur. Bana sorarsanız keşfedilmeyi bekleyen bir sürü kitabe ve kaynaklar yer altından çıkmayı bekliyor.
Orhun Yazıtları’ndan (Göktürkler – 8. yüzyıl) çok önce, Hun veya proto-Türk topluluklarına ait olabileceği düşünülen bazı işaretler Orta Asya’da bulunmuştur. Ancak bunların Hunlara ait yazı sistemi mi, yoksa sadece tamga (damga/arma) işaretleri mi olduğu kesin değildir. Bu tamga adı verilen işaretler sonrasında çoğu Asya medeniyetinde görülecek sembolleri oluşturmuştur. Yarı yarıya bu işaretlerin Türklere ait olduğu kanıtlandı. Ama Hindular bunu reddeder.
Hunların "sözlü gelenekle" yönetildiklerini, ancak antlaşmalar ve önemli kayıtların bazen Çince yazıldığını belirtir. Yani Hunlar kendi resmi yazılarını geliştirmemiş, diplomasi için Çin yazısını kullanmak zorunda kalmışlardır. Ben bundan da fazlasının olabileceğini iddia ediyorum.
Hunlardan çok sonra gelen Göktürkler (6.–8. yüzyıl) ilk kesin Türk yazı sistemini, yani Orhun alfabesini geliştirmiştir. Bu da bilinen tarih olarak göre biliriz.
Bilinen hali ile Büyük Hun İmparatorluğu döneminde bağımsız ve sistemli bir yazı dili yoktu. Hunlar yazıyı günlük yaşamlarında değil, ancak dış ilişkilerde (Çin kaynakları aracılığıyla) dolaylı olarak kullanmışlardır. Kültürlerini ise daha çok sözlü gelenek yoluyla aktarmışlardır. Ama daha bulunmamış olan belgeler bütün tarihi değiştirebilir.