11 Temmuz 2025 Cuma

Marshall Adaları Genel Kültür ve Tarihi

Marshall Adaları`na Bakış




 Marshall Adaları, Pasifik Okyanusu’nun orta kesiminde, Mikronezya bölgesinde yer alan bir ada ülkesidir. Hem coğrafi hem de tarihsel açıdan ilginç ve özgün özelliklere sahiptir. İşte Marshall Adaları’nın genel kültürü ve tarihine dair öne çıkan bilgileri derledik işte buyurun göz atalım.

 29 mercan adası zincirinden oluşur, toplamda 1.200’den fazla adacık içerir. En büyük atoller: Kwajalein (dünyanın en büyük mercan atolü), Majuro (başkent). Arazi düz, volkanik dağ yoktur; bu da deniz seviyesindeki yükselmelere karşı çok savunmasız hale getirir.

 Resmi diller: Marshallca ve İngilizce. Halkın çoğu Hristiyan’dır; özellikle Protestanlık yaygındır.

 Nüfus yaklaşık 60.000 civarındadır. Nüfusun büyük kısmı Majuro ve Ebeye adalarında yaşar. ABD ile Serbest Birlik Antlaşması (Compact of Free Association) çerçevesinde, vatandaşlarının çoğu ABD'de yaşar ya da kolayca göç edebilir.

 Gelir kaynakları: ABD yardımları, balıkçılık, lisanslı deniz taşımacılığı ve deniz ürünleri ihracatı. Tarım ürünleri: Hindistancevizi, ekmek ağacı, pandanus. Marshall Adaları, offshore banka ve gemi sicil hizmetleriyle de ekonomik gelir sağlar.

 Geleneksel el sanatları: dokuma, hasır işleri ve süslemeli kabuk işleri. Geleneksel dans ve müzik, özellikle büyük kutlamalarda önemlidir. "Navigasyon çubuk haritaları", denizcilik kültürlerinin en önemli sembollerinden biridir.

 Adalara ilk olarak Avustronezya kökenli halklar yerleşmiştir. Uzun süre boyunca kabile temelli yönetim ve atalı sistemler hakimdi.

 Portekizli denizci Ferdinand Magellan bölgeden geçti ancak resmî bir kolonizasyon olmadı. 1788’de İngiliz kaptan John Marshall adalara ismini verdi.

 1885: Almanya adaları sömürgeleştirdi ve ticaret üsleri kurdu. I. Dünya Savaşı’nda Japonya, adaları Almanya’dan aldı. 1920'de Milletler Cemiyeti mandası olarak Japonya’ya verildi. Japonlar askerî üsler kurdu.

 ABD, 1944’te Japonya’dan adaları aldı. Savaş sonrası Birleşmiş Milletler mandası altında ABD yönetimine geçti.

 ABD, özellikle Bikini ve Enewetak Atolleri'nde 67 nükleer bomba testi yaptı. “Castle Bravo” (1954), ABD'nin en büyük hidrojen bombası testi olup, büyük ekolojik ve sağlık zararlarına yol açtı. Birçok ada halkı zorla başka adalara taşındı ve yıllarca radyasyona maruz kaldı.

 1979: Kendi anayasa ve hükümetini kurarak iç işlerinde bağımsız hale geldi. 1986: ABD ile Compact of Free Association imzalayarak tam bağımsızlık kazandı. Ancak savunma ve dış politika büyük ölçüde ABD kontrolünde kaldı. 

 Marshall Adaları, iklim değişikliği nedeniyle deniz seviyesi yükselmesi tehdidiyle karşı karşıya. Nükleer denemelerin kalıcı etkileri hâlâ toplumu ve ekonomiyi etkilemekte. Uluslararası forumlarda iklim adaleti konusunda aktif olarak seslerini duyuruyorlar.

 Bikini adası, dünyaca ünlü bikini mayosuna adını vermiştir. Fransız tasarımcı Louis Réard, bu adada yapılan nükleer testlerin yarattığı şok etkisine atıfla 1946’da bu adı kullanmıştır.

 Marshall Adaları, dünyada en büyük "bayrak devleti" (flag of convenience) sistemlerinden birine sahiptir. Yani binlerce yabancı gemi, vergi avantajı nedeniyle Marshall bayrağı taşır.

 Bazı yerel halk grupları hâlâ geleneksel yıldızlara bakarak yön bulma tekniklerini öğretmektedir.

10 Temmuz 2025 Perşembe

Franz Jozef İle İlgili Bilinmeyenler

Franz Jozef İle İlgili Bilinmeyenler







1. Tahta Çıkışı Planlanmamıştı

 Franz Joseph, doğrudan veliaht değildi. Aslında imparatorluk tahtı amcası I. Ferdinand’a aitti. Ancak 1848 Devrimleri sırasında Ferdinand, siyasi baskılarla tahttan çekilmek zorunda kalınca, genç yaşta Franz Joseph imparator ilan edildi (henüz 18 yaşındaydı).

2. Dış Görünüşüne Takıntılıydı

 Franz Joseph sabah 4’te kalkar, her gün aynı şekilde traş olur, üniformasını titizlikle giyerdi. Kıyafetlerine gösterdiği özen, askerî disiplinle birleşmişti. Sarayda “saat gibi işler” deyimi onun sabah rutininden doğmuştu.

3. Ailesi Felaketlerle Dolu

 Eşi Elisabeth (Sisi) 1898’de bir anarşist tarafından öldürüldü. Oğlu Veliaht Prens Rudolf, 1889’da Mayerling Vakası’nda sevgilisiyle birlikte intihar etti. Kardeşi Maximilian, Meksika’ya imparator olarak gönderildi, ama orada idam edildi.

4. 50 Yılı Aşkın Süre Tahtta Kaldı

 1848’den 1916’ya kadar 68 yıl boyunca tahtta kaldı. Bu, Avrupa monarşilerinde en uzun süre tahtta kalanlardan biridir.

5. Kendi Oğlunun Yerine Yeğenini Veliaht Yaptı

 Oğlu öldükten sonra, yeğeni Franz Ferdinand’ı veliaht yaptı. Ancak Franz Ferdinand 1914’te Saraybosna’da suikaste uğrayınca bu olay I. Dünya Savaşı’nın fitilini ateşledi.

6. Macarlarla İlişkisi Karışıktı

 1867’de Avusturya-Macaristan İkili Monarşisi kurulunca, Macaristan’a özerklik verilmesine rıza gösterdi. Ancak Macar milliyetçiliğiyle arası hiçbir zaman tam olarak iyi olmadı.

7. Sisi ile İlişkisi Uzak ve Soğuktu

 Franz Joseph, eşine âşıktı ama Sisi imparatorluk sarayındaki hayatı boğucu buluyordu. Sisi uzun yıllarını seyahat ederek geçirdi, eşinden ve çocuklarından uzak durdu.

8. Kültürel Hayata Mesafeliydi

 Wagner, Brahms gibi dönemin büyük sanatçılarıyla hiç ilgilenmedi. Sanat hamiliği yerine, ordu ve disipline öncelik verdi. Sisi'nin kültür merakı, saraydaki tek renkli unsurdu.

9. Çok Dilli Konuşma Yeteneği Zayıftı

 İmparatorluğu çok ulusluydu ama Franz Joseph yalnızca Almanca ve biraz Fransızca konuşabiliyordu. Macarca, Çekçe, Lehçe gibi dillerde zorluk çekiyordu.

10. Ölümü Bir Dönemin Kapanışıydı

 1916’da öldüğünde, Avrupa zaten I. Dünya Savaşı içindeydi. Onun ölümüyle sadece bir imparator değil, neredeyse bir çağ sona erdi. Yerine geçen yeğeni Karl kısa süre sonra imparatorluğu kaybedecekti.

9 Temmuz 2025 Çarşamba

Napolyon Bonapart İle İlgili Az bilinen Bilgiler

Napolyon Bonapart İle İlgili Az bilinen Bilgiler








1. Korsika’da Fransız Değildi

 Napolyon 1769’da Korsika’da doğduğunda Korsika henüz yeni Fransız toprağı olmuştu. İlk dili Fransızca değil, İtalyanca’nın bir lehçesi olan Korsikaca idi. Gençliğinde Fransızlardan nefret ettiğini yazdığı mektuplar bile vardır.

2. İngiliz Donanmasında Görev Almak İstedi

 Henüz genç bir subayken İngiliz Donanması'na katılmak için başvuru yaptı, ama kabul edilmedi. Tarihin akışı farklı gelişebilirdi.

3. Takma Adı “Küçük Korporal”dı (Le Petit Caporal)

 Askerleri arasında çok seviliyordu ve onların arasında mütevazı şekilde davrandığı için “Küçük Korporal” (Le Petit Caporal) lakabını verdiler. Bu, onun liderliği kadar halkla iletişimini de gösterir.

4. Piramitlere Hayranlığı Vardı

 Mısır Seferi sırasında Gize Piramitleri'ni ziyaret ettiğinde, gecesini piramitlerin içinde geçirdi. Orada ne gördüğü veya yaşadığıyla ilgili hiçbir şey anlatmadı, ama sabah dışarı çıktığında ifadesi değişmişti. Efsanelere yol açtı.

5. İlk Modern Savaş Propagandacısıydı

 Napolyon, gazeteler, bültenler ve hatta sanatı kendi yararına kullanarak propaganda yapan ilk liderlerden biriydi. “Gazeteciliği yönetmeyen biri yönetilemeyecek hale gelir” diyordu.

6. Elini Ceketinin İçine Sokma Pozu

 Ünlü portresindeki pozu (eli ceketinin içinde), o zamanlar nezaketli ve ölçülü duruşu simgeliyordu. Bazıları bunun mide ağrılarından kaynaklandığını iddia etse de, resmî poz olarak yaygındı.

7. Esasen Kısa Boylu Değildi

 Fransız ölçülerine göre boyu 5 ayak 2 inç idi, bu da günümüz ölçüsüyle yaklaşık 1.69 metre eder. Zamanına göre ortalama bir boydu, ama İngiliz propaganda makineleri onu "cüce" gibi göstermeye çalıştı.

 8. Fransa’yı Üzümden Kurtardı

 Napolyon’un emriyle yapılan cam şişe mantarları ve şişe tasarımları, şarapların daha uzun süre korunmasına olanak tanıdı. Bu, Fransa’nın şarap sektörünü geliştirdi.

9. Modern Medeni Kanun’un Temelini Attı

 Bugün bile birçok ülkenin hukuk sistemine etkisi olan Napolyon Yasaları, birey hakları ve medeni ilişkiler konusunda devrimseldi. Kadınlar için eşitlik sağlamadı, ama mülkiyet ve miras konusunda yeni düzen getirdi.

10. Amerika’nın Büyümesine Neden Oldu

 1803’te ABD’ye Louisiana’yı satarak ABD topraklarını iki katına çıkardı. Bu, “Louisiana Satışı” olarak bilinir ve Amerika'nın batıya genişlemesini mümkün kıldı.

11. 60’dan Fazla Suikasttan Kurtuldu

 Napolyon’a karşı çok sayıda suikast girişimi oldu. En az 60 farklı girişimden sağ kurtulduğu belgelenmiştir. En meşhurlarından biri “Infernal Machine” adlı bombalı saldırıdır.

12. Kendini Seçimle İmparator İlan Ettirdi

 Darbeyle başa geçmesine rağmen, kendisini imparator ilan etmeden önce halkoylaması yaptı. %99 destek aldı (resmî rakam), ama seçimlerin adil olup olmadığı tartışmalıydı.

13. Ölümünden Sonra Zehirlendiği İddiası

 1821’de Sürgün yeri olan Saint Helena Adası’nda öldü. Midesinden alınan örneklerde arsenik izine rastlandı. Zehirlenmiş olabileceği teorisi bugün hâlâ araştırılır.

14. Mezarı Paris'te Ama Kalbi Değil

 Napolyon’un mezarı Paris’te Les Invalides’te olsa da, bazı rivayetler onun kalbinin ve midesinin farklı yerlerde gömülü olduğunu söyler. Bu da onun ölümünden sonra bile efsanelere neden olmuştur.

15. İsmi Ay’da Yaşıyor

 Ay’ın yüzeyinde bulunan bir kraterin adı “Bonaparte Krateri” olarak anılır. Bilim ve tarih bir noktada yine birleşmiş olur.


8 Temmuz 2025 Salı

Sark Adası'na Bakış

Sark Adası'na



Bakış

 

 Sark, Kanal Adaları (Channel Islands) arasında en küçüklerinden biridir ve Guernsey Bailiwick’ine bağlıdır. Manş Denizi’nde, Fransa kıyılarına oldukça yakın konumda bulunur. Yüzölçümü yaklaşık 5.5 km²’dir ve motorlu araçların yasak olduğu nadir yerlerden biridir. İşte Sark Adası’nın genel kültürü ve tarihiyle ilgili hem temel hem az bilinen bazı bilgiler:

 Ulaşım: Adada otomobil yasaktır. Ulaşım bisiklet, at arabası ve traktörle sağlanır. Bu özelliğiyle Avrupa’nın motorlu taşıt yasağı olan nadir bölgelerindendir.

 Nüfus: Nüfusu yaklaşık 500 kişidir. Turizm en önemli gelir kaynağıdır.

 Dil: Resmi dil İngilizce olsa da, Sarklı bazı yaşlılar Sercquiais (Normanca kökenli yerel bir lehçe) konuşur.

 Elektrik: Adada elektrik 1930’lara kadar yoktu; 1980’lere kadar da çoğunluk jeneratörle sağlıyordu.

 İnternet ve Telefon: Uzun süre mobil şebeke çekmiyordu. Bugün hâlâ bağlantı bazı bölgelerde zayıf olabilir.

 Yönetim: Sark, 2008 yılına kadar feodal sistemle yönetilen son Avrupa topraklarından biriydi.

 Norman Köken: Sark, 11. yüzyılda William the Conqueror döneminde Normandiya Dükalığı'na bağlandı. İngiltere’nin Normandiya Dükalığı mirası sebebiyle hâlâ özel statüsü vardır. 

 Feodal Sistem: 1565 yılında, Elizabeth I, Helier de Carteret’e adayı kolonileştirme hakkı verdi. Bu tarihten sonra "Seigneur" (ya da kadınsa "Dame") unvanı altında 40 aileye toprak dağıtıldı ve feodal yapı başladı.

 II. Dünya Savaşı: 1940-1945 arasında Alman işgali altında kaldı. Adada Alman askerlerinin kurduğu küçük garnizonlar hâlâ tarihî izler taşır.

 Demokratikleşme: 2008’e kadar 40 toprak sahibi, Sark’ın yasama meclisini oluşturuyordu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin baskısı sonucu halk oyuna dayalı demokratik seçim sistemine geçildi.

 Milyarder Müdahalesi: 1990’lardan sonra İngiliz milyarder Barclay kardeşler, Sark’ta birçok mülk satın alarak ada siyasetine etki etmeye çalıştı. Bu durum, ada halkı ile büyük sermaye arasında gerilimlere neden oldu.

 Gökyüzü Gözlem Cenneti: Işık kirliliği çok az olduğu için 2011’de Dünya’nın ilk “Dark Sky Island”ı ilan edildi. Astronomi meraklıları için cazip bir yerdir.

 Hapishane: Sark’ta hâlâ resmi olarak kullanılan iki hücreli minik bir taş hapishane vardır. Suç oranı çok düşük olduğu için genelde boş durur.

 Posta Sistemi: Sark’ın kendine ait pul sistemi vardır. Ancak Birleşik Krallık dışı tanınmaz; daha çok koleksiyonluk olarak kullanılır.

 Elektrik Anlaşmazlığı: 2000'lerde elektrik şirketiyle ada yönetimi arasında çıkan tartışmalar sonucu elektrik kesintileri yaşanmış ve halk kendi jeneratörleriyle yaşamaya geri dönmüştür.

 Okul: Adada sadece bir küçük okul vardır. Lise sonrası eğitim için çocuklar Guernsey ya da İngiltere’ye gider.


7 Temmuz 2025 Pazartesi

Herm'e Bakış

Herm'e Bakış

 




 Herm Adası, Manş Denizi’nde, İngiltere ile Fransa arasında yer alan ve Guernsey Bailiwick’ine (birleşik bir yönetsel yapı) bağlı küçük bir adadır. Az bilinen tarihi ve kültürel detaylarıyla ilginç bir geçmişe sahiptir:

 Konumuna bakarsak Kanal Adaları’ndan biridir; Guernsey’in doğusunda yer alır.

 Yüzölçümü bakımından Herm, Yaklaşık 2 kilometre karelik bir büyüklüğe sahiptir. 

 Nüfus bakımından ise kalıcı nüfus yaklaşık 60-70 kişi civarındadır.

 Hususi araç yasağı vardır. Adaya motorlu araçla giriş yasaktır; ulaşım genellikle yürüyerek veya bisikletle sağlanır. 

 Romalılar döneminde ticaret yolları üzerindeydi, arkeolojik kalıntılar bulunmuştur. Neolitik Çağ izleri mevcuttur; özellikle menhir taşları ve mezar höyükleri bulunmuştur. 6. yüzyılda Hristiyan keşişler adada manastır kurdu. Herm, ismini muhtemelen bu dönemde keşiş yaşamı anlamındaki “hermit” (inzivaya çekilen) kelimesinden aldı.

 10. yüzyıldan itibaren Normanlar’ın kontrolüne geçti. 1204’te İngiltere Kralı John’un Normandiya’yı kaybetmesinden sonra, Herm ve diğer Kanal Adaları İngiltere’ye bağlı kaldı ama Fransa’ya coğrafi olarak çok yakındı.

 1800’lerde ada, özel mülk haline geldi ve İngiliz soyluları tarafından kiralanmaya başlandı. Özellikle Victoria Dönemi'nde zenginler için tatil yeri olarak kullanıldı.

 Herm Kalesi yok ama tarihi bir manastır alanı var. Bu alan zamanla tarım arazisine dönüştürülmüş. II. Dünya Savaşı sırasında Alman işgali yaşamadı, ama çevresindeki Guernsey ve Sark Adaları işgal edildi. Herm Adası 1949’dan beri kiralık özel mülktür. Şu anki işletmecisi, ada halkı adına adayı idare eden bir şirkettir. Turistik ancak sınırlı erişimli bir ada: Günde sadece birkaç yüz turist alınabilir. Herm’in tek pub’ı olan “The Mermaid Tavern”, tarihi bir taş binada yer alır. Herm'in bayrağı yoktur, Guernsey bayrağı ve Birleşik Krallık bayrağı kullanılır. Sadece bir otel ve birkaç kır evi var. Kampçılık da oldukça popüler. Posta sistemi Guernsey'e bağlıdır; Herm’e özel pullar bastırılmıştır, koleksiyoncular arasında rağbet görür. Ada çevresi foklar ve yunuslarla çevrili olabilir; doğa yürüyüşleri çok popülerdir. Herm’de okul, banka ya da hastane yoktur; tüm hizmetler Guernsey üzerinden sağlanır. 

Kültürel Miras:

Adada düzenli olarak doğa temalı festivaller ve rehberli yürüyüş turları yapılır. Yaz sezonunda sanatçılar adaya davet edilir ve açık hava galerileri açılır. Yerel halkın çoğu adanın işletmesinde çalışır, turizm ana geçim kaynağıdır.


6 Temmuz 2025 Pazar

Alderney`e Bakış

Alderney`e Bakış





 Alderney, Manş Adaları’ndan biri olarak hem tarihi hem de kültürel açıdan az bilinen birçok ilginç özelliğe sahiptir. Bilmediğiniz açıdan anlatacağımız Alderney Adasını`nın bilinmezlerine bir yolculuğa çıkalım.

1] Birleşik Krallık’a değil, Kraliyet’e bağlıdır: Alderney, Birleşik Krallık’ın parçası değildir. Doğrudan İngiltere Kraliçesi’nin (şimdi Kral Charles) temsil edildiği bir "Kraliyet bağımlılığı"dır.

2] Kendi meclisi vardır: Alderney’in kendine ait bir yasama meclisi (States of Alderney) vardır ve iç işlerinde büyük ölçüde özerktir.

3] Kendi posta sistemi ve pulları vardır: Alderney, kendi adına pul basar ve bu pullar koleksiyoncular arasında oldukça değerlidir.

4] Sadece 2 köy vardır: Saint Anne ve Newtown. Bu da adadaki yaşamı oldukça samimi ve küçük ölçekli hale getirir.

5] Elektrik Guernsey'den gelir: Alderney’in elektrik ihtiyacı, kablolar aracılığıyla komşu ada Guernsey’den sağlanır.

6] Alderney demiryolu hâlâ faal: İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in bizzat yolculuk yaptığı Alderney Railway, Manş Adaları’ndaki tek kamu demiryoludur (1854’te kuruldu)

7] Radyoaktif atık protestolarıyla gündeme gelmiştir: Fransa’nın La Hague Nükleer Tesisi'nin atıklarının denize boşaltılmasına en yakın noktalardan biri olması nedeniyle çevre eylemleri zaman zaman burada yoğunlaşmıştır.

8] Yürüyerek tüm ada dolaşılabilir: Alderney sadece 3 mil uzunluğunda ve 1,5 mil genişliğindedir. Birkaç saatlik yürüyüşle çevresi tamamlanabilir.

9] Alman işgalinde tüm halk tahliye edildi: 1940’ta Nazi Almanyası Alderney’i işgal ettiğinde tüm sivil halk tahliye edildi. Geri döndüklerinde adada bambaşka bir dünya ile karşılaştılar.

10] Naziler zorunlu çalışma kampları kurdu: Alderney, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın Manş Adaları’nda kurduğu tek toplama kampı bölgesiydi. “Lager Norderney” ve “Lager Sylt” isimli kamplarda Sovyet, Polonyalı ve Yahudi esirler çalıştırıldı.

11] Lager Sylt kampı SS yönetimindeydi: Bu kamp, doğrudan SS tarafından yönetilen nadir Nazi kamplarından biriydi ve bu durum onu Avrupa’daki eşsiz örneklerden biri yapar.

12] Alderney savaş sonrası İngiliz hükümetine hesap sordurdu: Adada işlenen savaş suçları uzun süre göz ardı edildi, fakat 1990’lardan sonra çeşitli araştırmalar yapıldı ve kamp belgeleri gün yüzüne çıkarıldı.

13] Adada Nazi kalıntıları hâlâ duruyor: Alderney kıyılarında, savaş sırasında Almanlar tarafından inşa edilen siperler, tüneller ve silah mevzileri günümüzde hâlâ gezilebilmektedir.,

14]Adada ‘hayalet ev’ sorunu var: Savaş sonrası birçok yerli geri dönmediği için bugün hâlâ boş ve terk edilmiş evler vardır.

15] Ortaçağ’da korsan cenneti idi: Alderney, 13. ve 14. yüzyıllarda sık sık korsanlar tarafından üs olarak kullanılmıştır. İngiliz ve Fransız korsanları arasında el değiştirdi.

16] Tarihi bir İngiliz topçu adasıydı: 19. yüzyılda Fransızlara karşı savunma amaçlı pek çok kale ve top mevzisi inşa edilmiştir. Bunların çoğu bugün hâlâ ayaktadır (örneğin Fort Clonque).

17] Alderneyli olmanın özel vatandaşlık hakkı yoktur: Bir Alderney sakini, teknik olarak "Britanya Taşrası Vatandaşı" sayılmaz; bu nedenle bazı yasal farklar olabilir.

18] Alderneyli olmanın özel vatandaşlık hakkı yoktur: Bir Alderney sakini, teknik olarak "Britanya Taşrası Vatandaşı" sayılmaz; bu nedenle bazı yasal farklar olabilir.

19] Alderney'de yılan yoktur: Ekosistemi nedeniyle yılanlar adada doğal olarak bulunmaz.

20] Adada zaman zaman altın ve eski mızrak ucu gibi tarihî eserler bulunur: Arkeolojik açıdan zengin bir altyapısı vardır; Kelt ve Roma dönemine ait kalıntılar tespit edilmiştir.

5 Temmuz 2025 Cumartesi

Man Adası`na Bakış

Man Adası`na Bakış





1] Ne Birleşik Krallık Ne de AB Üyesi: Man Adası, Birleşik Krallık’a bağlı değil; doğrudan Kraliçe/Kral’a bağlı özel bir mülk (Crown Dependency) statüsündedir. Avrupa Birliği’ne de üye olmamıştır.

2] Kendi Parlamentosu Var: Tynwald, dünyanın hâlâ çalışan en eski parlamentosudur. 979 yılından beri aktif.

3] Resmi Para Birimi Farklıdır: Sterlin kullanılsa da kendi bastığı Manx Pound vardır. İngiltere'de geçmez.

4] Kendi Vatandaşlığı Yok: Man Adalılar Britanya vatandaşı sayılır ama bazı AB haklarından mahrumdular (Brexit öncesinde de sınırlıydı).

5] Vergi Cenneti: Şirketler için çok düşük vergi oranlarına sahiptir. Gelir vergisi maksimum %20’dir. Katma Değer Vergisi (KDV) yoktur.

6] Manx Kedileri: Kuyruksuz ya da kısa kuyruklu Manx kedileri, adaya özgüdür. Genetik bir mutasyon sonucu ortaya çıkmıştır.

7] Motor Yarışlarıyla Ünlü: Isle of Man TT (Tourist Trophy), dünyanın en tehlikeli ve hızlı motosiklet yarışıdır. 1907’den beri her yıl düzenleniyor.

8] Mitolojik Simge – Triskelion: Adanın bayrağında üç bacaklı döner bir figür vardır. Bu simge Kelt mitolojisinden gelir ve hareketi, dayanıklılığı simgeler.

9] Elf ve Peri İnançları Hâlâ Yaşar: Yerel halk “fairy bridge” (peri köprüsü) üzerinden geçerken hâlâ perilere selam verir. Uğursuzluk getirmemesi için gelenekseldir.

10] İki Resmi Dil: İngilizce ve yeniden canlandırılmaya çalışılan Manx (Gaelce bir dil) resmîdir. 2009’da UNESCO tarafından ölü dil ilan edilmişti ama geri döndü.

11] Viking Mirası: Ada bir dönem Vikingler tarafından yönetildi. Birçok yer adı, gelenek ve yapı bu dönemden kalmadır.

12] Adalet Heykeli Yok: Man Adası’nda mahkeme binalarında adaleti temsil eden heykel (Terazi tutan kadın) yoktur, çünkü “adaletin gözleri açık olmalıdır” anlayışı vardır.

13] Ayrı İnternet Alan Kodu: .im uzantılı alan adları kullanır. Bu da kendi dijital kimliğini gösterir.

14] Savaşlardan Uzak: II. Dünya Savaşı sırasında bombalanmamış nadir Britanya topraklarındandır.

15] Balıkçılıkla Ünlü: Hamsi ve ringa balığı avcılığı, ekonomide tarihsel olarak önemli yer tutar.

16] Doğa Rezervleri Çoktur: Adanın yaklaşık %18’i doğa koruma alanı ilan edilmiştir.

17] İngiliz Askeri Yok: İngiltere'nin resmi askeri varlığı yoktur. Ancak savunma sorumluluğu Birleşik Krallık’a aittir.

18] Nüfusu Yaşlıdır: Ortalama yaş yüksek olup, yaşlı nüfus oranı Britanya ortalamasından fazladır.

19] Meclis Açık Havada Toplanır: Her yıl 5 Temmuz’da yapılan “Tynwald Günü” töreni açık havada, Viking geleneğine göre yapılır.

20] Gizli Sığınaklar: Soğuk Savaş döneminde İngiliz hükümetinin ada üzerinde gizli nükleer sığınaklar planladığına dair belgeler bulunmaktadır.

Sasani İmparatorluğu: Pers Medeniyetinin Altın Çağ

Sasani İmparatorluğu                                                                                                                        ...