15 Temmuz 2025 Salı

Vanuatu'ya Bakış

Vanuatu'ya Bakış





 Başkenti, Port Vila. Resmî dilleri, Bislama (kreol dili), İngilizce, Fransızca. Para birimi, Vatu (VUV). Nüfusu, yaklaşık 330.000. Yüzölçümü, 12.189 km². Bağımsızlık, 30 Temmuz 1980 (Fransa ve Birleşik Krallık’tan). 

 Vanuatu, Güney Pasifik Okyanusu’nda, 80'den fazla adadan oluşan volkanik bir takımadadır. Yeni Kaledonya'nın kuzeydoğusunda, Fiji'nin batısında yer alır. Adalar çoğunlukla dağlıktır ve birçok aktif yanardağa sahiptir. Ayrıca tsunami ve depremler gibi doğal afetlere sıkça maruz kalır.

 Vanuatu’nun ilk sakinleri Lapita halkı idi. Bu halk seramik yapımı ve okyanus ötesi denizcilik konusunda ustaydı.

 Adaları ilk kez İspanyol kaşif Pedro Fernández de Quirós keşfetti ve "Terra Austrialis del Espíritu Santo" (Kutsal Ruh'un Güney Toprağı) adını verdi. 

 19. yüzyılda İngilizler ve Fransızlar bölgede koloniler kurmaya başladı. 1906’da İngiltere ve Fransa, bölgeyi ortak bir sömürge olarak yönetti: Yeni Hebridler Kondominyumu. Bu yönetim çifte hukuk sistemiyle karmaşık ve verimsizdi.

 Yerel halkın artan baskıları sonucu 1980’de Vanuatu adını alarak tam bağımsız oldu. İlk başbakanı Father Walter Lini oldu. Aynı zamanda ülke Non-Aligned Movement (Bağlantısızlar Hareketi) içinde aktif bir rol üstlendi.

 Bislama, halk arasında en yaygın kullanılan dildir. İngilizce ve Fransızca ise eğitim ve devlet kurumlarında kullanılır. Ülkede 100'ün üzerinde yerel dil konuşulmaktadır. Bu, Vanuatu’yu dünya üzerindeki en yoğun dil çeşitliliğine sahip ülkelerden biri yapar.

 Köy yaşamı yaygındır. Geleneksel inançlar ve adetler hâlâ güçlüdür. "Kastom" adı verilen yerel gelenekler sosyal hayatı şekillendirir. Domuz dişi, geleneksel olarak zenginlik ve prestij simgesidir.

 Yerel mutfağın temelinde kök bitkileri (taro, yam), balık, hindistancevizi ve muz yer alır. Laplap, en bilinen geleneksel yemektir: muz veya kök sebze ezmesiyle yapılır ve hindistancevizi sütüyle pişirilir.

 Pentecost Adası, “Naghol” adı verilen ve bungee jumping’in atası sayılan ritüel atlayışlara ev sahipliği yapar. Ülkede “kargo kültleri” hâlâ mevcuttur; özellikle ABD askerlerine kutsallık atfedilen John Frum kültü meşhurdur. Vanuatu, dünyanın en mutlu ülkelerinden biri olarak gösterilmiştir (Happy Planet Index).

 Ekonomi büyük ölçüde tarım, balıkçılık ve turizme dayanır. Eğitim ve sağlık hizmetleri sınırlıdır ancak gelişmektedir. 21. yüzyılda iklim değişikliği, ülke için büyük bir tehdittir; birçok ada, deniz seviyesinin yükselmesinden etkileniyor.

14 Temmuz 2025 Pazartesi

Solomon Adaları'na Bakış

Solomon Adaları'na Bakış




 Solomon Adaları, Güney Pasifik'te yer alan, Papua Yeni Gine'nin doğusunda bulunan bir ada ülkesidir. 900'den fazla ada ve adacıktan oluşan takımada, hem doğal zenginlikleriyle hem de tarihiyle dikkat çeker. İşte genel kültür ve tarih açısından Solomon Adaları hakkında bilmeniz gereken her şeyi bu yazı da anlatacağız.

 Başkenti, Honiara (Guadalcanal Adası'nda yer alır). Resmi Dili, İngilizce. Yerel Diller, Pijin İngilizcesi (yaygın halk dili) ve yaklaşık 70 yerel dil. Yönetim Şekli, Parlamenter monarşi (İngiltere Kraliçesi hâlâ sembolik devlet başkanıdır). Nüfus, yaklaşık 750.000. İnaçları, nüfusun büyük çoğunluğu Hristiyan'dır (özellikle Anglikan ve Katolik). Para Birimi, Solomon Adaları Doları (SBD). 

 900’den fazla adadan oluşur; en büyük adalar arasında Guadalcanal, Malaita, Makira, Santa Isabel ve Choiseul bulunur. Aktif volkanlar, mercan resifleri, yoğun yağmur ormanları ve zengin biyoçeşitliliğe sahiptir. Ekvatoral iklim görülür; yıl boyunca sıcak ve nemlidir.

 İlk yerleşimciler yaklaşık 30.000 yıl önce gelmiştir. Melanezyalı halklar binlerce yıl boyunca adalarda yaşamıştır. Zengin gelenekler, kabile yapısı ve sözlü tarih hâlen önemlidir.

 1568'de İspanyol kaşif Álvaro de Mendaña adalara ulaşarak buraya İncil'deki zengin “Kral Süleyman”a ithafen "Solomon" adını verdi. Ancak sonraki yüzyıllarda bu bölgeye düzenli Avrupalı gelişleri oldukça sınırlı kaldı.

 19. yüzyılın sonlarına doğru İngiliz etkisi arttı. 1893'te Britanya Protektorası haline geldi. Bu dönemde İngilizler ekonomik çıkarlar doğrultusunda adalarda kakao, hindistancevizi, orman ürünleri üretimini teşvik etti. Yerli halk zaman zaman sömürge yönetimine karşı isyanlar çıkardı.

 Guadalcanal Savaşı (1942-43), Pasifik Cephesi'nin dönüm noktalarından biri oldu. ABD ve Japonya arasındaki şiddetli çarpışmalar sonucunda Japon ilerleyişi durduruldu. Bugün hâlâ birçok savaş kalıntısı ve batık gemi Solomon sularında bulunmaktadır.

 1978’de İngiltere’den bağımsız oldu. Ancak siyasi istikrarsızlık, etnik çatışmalar ve ekonomik sıkıntılar ülkeyi zaman zaman zorladı. 2003-2017 arasında Avustralya öncülüğünde bir barış gücü (RAMSI) ülkede huzuru sağlamak için görev yapmıştır. 

 Melanezya kültürü hâkimdir: Totemler, geleneksel danslar, tahta oyma sanatı ve sözlü hikâyecilik çok önemlidir. Kastom adı verilen geleneksel kurallar ve adetler birçok adada hukuktan bile önce gelir. Yerel müzikte bambu flüt, davul ve ukulele sık kullanılır.

 Festivaller: Bağımsızlık Günü (7 Temmuz), Adalar Arası Festival gibi etkinliklerde geleneksel kıyafetlerle danslar yapılır.

 Tarım, balıkçılık ve ormancılık temel geçim kaynaklarıdır. Altın, boksit, nikel gibi madenler bulunur. Turizm potansiyeli yüksektir ancak altyapı eksiklikleri nedeniyle gelişmemiştir. Çin ile olan ilişkiler son dönemde artmıştır; bu durum ülkede hem ekonomik hem siyasi tartışmalara yol açmaktadır.

Solomon Adaları ile ilgili şaşıracağımız bilgiler şu şekildedir: Honiara açıklarındaki Iron Bottom Sound, savaşta batmış birçok savaş gemisine ev sahipliği yapar. Ülkede hâlâ bazı adalarda elektrik ve internet erişimi yoktur. Solomon Adaları, iklim değişikliği nedeniyle su seviyesinin yükselmesinden en fazla etkilenen ülkelerden biridir.

13 Temmuz 2025 Pazar

Fiji`ye Bakış

Fiji`ye Bakış




 Resmi Adı: Fiji Cumhuriyeti (Republic of Fiji)

 Başkent: Suva 

 Konumu: Güney Pasifik Okyanusu’nda, Avustralya’nın kuzeydoğusunda 

 Nüfus: Yaklaşık 930.000 

 Resmi Diller: İngilizce, Fiji dili, Fiji Hintçesi 

 Din: Hristiyanlık (%64), Hinduizm, İslam 

 Para Birimi: Fiji Doları (FJD]

 Fiji, 330'dan fazla adadan oluşur. Bunlardan yalnızca yaklaşık 100 tanesi yerleşimlidir. İki büyük ada vardır: Viti Levu (nüfusun %70’i burada yaşar) ve Vanua Levu Volkanik kökenli adalar tropikal yağmur ormanları, mercan resifleri ve plajlarla ünlüdür.

 Fiji’ye ilk yerleşimciler M.Ö. 1000 civarında Güneydoğu Asya’dan gelen Melanezyalılar ve Polinezyalılardır. Uzun yıllar boyunca kabileler arası savaşlar, yamyamlık ve denizcilik kültürü hâkimdi.

 17. yüzyılda Avrupalı denizciler Fiji'ye ulaştı. 1643’te Abel Tasman, 1774’te James Cook adaları ziyaret etti. yüzyılda Avrupalı misyonerler Hristiyanlığı yaydı.

 1874’te Fiji, resmen İngiliz sömürgesi oldu. 1879-1916 arasında Hindistan’dan getirilen işçiler, şeker kamışı tarlalarında çalıştırıldı. Bu, günümüzdeki büyük Fiji-Hintli nüfusun temelini attı.

 1970: İngiltere'den bağımsızlık kazanıldı, bir İngiliz Milletler Topluluğu ülkesi oldu. 1987: Irk temelli iki askerî darbe yaşandı. Monarşi bırakıldı, Fiji cumhuriyet oldu. 2000 ve 2006: Yeni darbeler gerçekleşti. Özellikle etnik Fiji yerlileri ve Fiji-Hintliler arasındaki siyasal gerilimler etkili oldu. 2014’ten itibaren demokrasiye dönüş sağlandı. Frank Bainimarama başbakan olarak öne çıktı.

 Fiji toplumunda iki ana etnik grup vardır: iTaukei (yerli Fijililer): Melanezya kökenlidir. Fiji-Hintliler: Ataları İngiliz döneminde getirilmiştir. Geleneksel Fiji kültüründe kava içme töreni, meke dansı ve bure (kulübe evler) önemli yer tutar. Futbol ve rugby en sevilen sporlar arasındadır.

 Fiji, dünyanın ilk çevrimiçi anayasasını (2013) hazırlayan ülkelerden biridir. Uluslararası Tarih Değişim Çizgisi’nin doğusunda yer aldığından bazı Fiji adaları, güne ilk uyanan yerlerdendir. Fiji rugby takımı, olimpiyatlarda altın madalya kazanan ilk Pasifik ada ülkesi olmuştur (2016, 2020). Fiji, dünyanın en fazla yumuşak su ihracatı yapan ülkelerinden biridir (özellikle Fiji Water markası).


12 Temmuz 2025 Cumartesi

Papua Yeni Gine: Genel Kültür ve Tarihi

Papua Yeni Gine`ye Bakış





 Papua Yeni Gine, Okyanusya’da yer alan ve dünyanın en çeşitli kültürel ve dilsel yapısına sahip ülkelerden biridir. Hem tarihi hem de genel kültürü oldukça renkli ve karmaşıktır. İşte detaylı bir genel bakış:

 Başkent: Port Moresby

 Yüzölçümü: Yaklaşık 462.000 km²

 Nüfus: Yaklaşık 9 milyon (2025 tahmini)

 Resmi Diller: İngilizce, Tok Pisin, Hiri Motu

 Para Birimi: Papua Yeni Gine Kinası (PGK)

 Yönetim Şekli: Parlamenter demokrasi (Birleşik Krallık'a bağlı Milletler Topluluğu üyesi)

 Ülke, Yeni Gine Adası’nın doğu yarısını ve yüzlerce küçük adayı kapsar. Arazisi dağlık, tropik ormanlarla kaplı ve yer yer erişilmesi zor bölgelere sahiptir. Volkanlar, sık sık depremler ve yoğun yağışlı iklimi dikkat çeker. Biyoçeşitlilik bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olup, birçok endemik türe ev sahipliği yapar.

 İlk yerleşimciler yaklaşık 50.000 yıl önce Asya’dan gelen göçmenlerdi. Tarım, yaklaşık 9.000 yıl önce yaygınlaştı (özellikle tatlı patates, taro gibi ürünler). İzole kabile yapısı nedeniyle bölgeler arası etkileşim uzun süre sınırlı kaldı.

 16. yüzyılda ilk Avrupalı kâşifler (İspanyol ve Portekizliler) kıyılara ulaştı. 19. yüzyılda Almanya kuzeyde, Birleşik Krallık güneyde koloniler kurdu. I. Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın bölgesi Avustralya’ya geçti.

 1975 yılında Avustralya’dan bağımsızlığını kazandı. Kraliçe II. Elizabeth hâlâ sembolik olarak devlet başkanıdır.

 800'den fazla dil konuşulmaktadır; bu, dünya dillerinin %12’si demektir. Her kabilenin kendine özgü dansları, kıyafetleri, ritüelleri vardır. Tok Pisin adlı kreol dil, farklı dil grupları arasında iletişim aracı olarak yaygındır. “Sing-sing” adı verilen kültürel festivallerde kabileler geleneksel giysiler ve müziklerle bir araya gelir.

 Kabile yaşamı hâlâ baskındır. Birçok alanda atalar kültü ve doğa ruhları inancı devam etmektedir. Büyücülük ve “sanguma” inançları bazı bölgelerde hala çok ciddiye alınır. Evlenme, mülkiyet ve ceza hukuku çoğu bölgede geleneksel kurallara göre işler.

 Altyapı ve eğitim olanakları sınırlıdır. Yolsuzluk, kabile çatışmaları, kırsal yoksulluk ve doğal afetler önemli sorunlardır. Bazı bölgelerde yol veya internet erişimi yoktur.

 Asaro Çamur Adamları: Kendilerini çamura bulayarak korkutucu maskeler takan bir kabile.

 Sepik Nehri Sanatları: Ahşap oymaları ve totemleriyle ünlü gelenek.
 
 Kafatası Süsleme Geleneği: Bazı kabilelerde ölü ataların kafatası evde tutulur ve süslenir.

 Domuzun Rolü: Toplumsal statü, evlilik ve tazmin gibi konularda domuzlar hala birer “para birimi” gibi kullanılır.

11 Temmuz 2025 Cuma

Marshall Adaları Genel Kültür ve Tarihi

Marshall Adaları`na Bakış




 Marshall Adaları, Pasifik Okyanusu’nun orta kesiminde, Mikronezya bölgesinde yer alan bir ada ülkesidir. Hem coğrafi hem de tarihsel açıdan ilginç ve özgün özelliklere sahiptir. İşte Marshall Adaları’nın genel kültürü ve tarihine dair öne çıkan bilgileri derledik işte buyurun göz atalım.

 29 mercan adası zincirinden oluşur, toplamda 1.200’den fazla adacık içerir. En büyük atoller: Kwajalein (dünyanın en büyük mercan atolü), Majuro (başkent). Arazi düz, volkanik dağ yoktur; bu da deniz seviyesindeki yükselmelere karşı çok savunmasız hale getirir.

 Resmi diller: Marshallca ve İngilizce. Halkın çoğu Hristiyan’dır; özellikle Protestanlık yaygındır.

 Nüfus yaklaşık 60.000 civarındadır. Nüfusun büyük kısmı Majuro ve Ebeye adalarında yaşar. ABD ile Serbest Birlik Antlaşması (Compact of Free Association) çerçevesinde, vatandaşlarının çoğu ABD'de yaşar ya da kolayca göç edebilir.

 Gelir kaynakları: ABD yardımları, balıkçılık, lisanslı deniz taşımacılığı ve deniz ürünleri ihracatı. Tarım ürünleri: Hindistancevizi, ekmek ağacı, pandanus. Marshall Adaları, offshore banka ve gemi sicil hizmetleriyle de ekonomik gelir sağlar.

 Geleneksel el sanatları: dokuma, hasır işleri ve süslemeli kabuk işleri. Geleneksel dans ve müzik, özellikle büyük kutlamalarda önemlidir. "Navigasyon çubuk haritaları", denizcilik kültürlerinin en önemli sembollerinden biridir.

 Adalara ilk olarak Avustronezya kökenli halklar yerleşmiştir. Uzun süre boyunca kabile temelli yönetim ve atalı sistemler hakimdi.

 Portekizli denizci Ferdinand Magellan bölgeden geçti ancak resmî bir kolonizasyon olmadı. 1788’de İngiliz kaptan John Marshall adalara ismini verdi.

 1885: Almanya adaları sömürgeleştirdi ve ticaret üsleri kurdu. I. Dünya Savaşı’nda Japonya, adaları Almanya’dan aldı. 1920'de Milletler Cemiyeti mandası olarak Japonya’ya verildi. Japonlar askerî üsler kurdu.

 ABD, 1944’te Japonya’dan adaları aldı. Savaş sonrası Birleşmiş Milletler mandası altında ABD yönetimine geçti.

 ABD, özellikle Bikini ve Enewetak Atolleri'nde 67 nükleer bomba testi yaptı. “Castle Bravo” (1954), ABD'nin en büyük hidrojen bombası testi olup, büyük ekolojik ve sağlık zararlarına yol açtı. Birçok ada halkı zorla başka adalara taşındı ve yıllarca radyasyona maruz kaldı.

 1979: Kendi anayasa ve hükümetini kurarak iç işlerinde bağımsız hale geldi. 1986: ABD ile Compact of Free Association imzalayarak tam bağımsızlık kazandı. Ancak savunma ve dış politika büyük ölçüde ABD kontrolünde kaldı. 

 Marshall Adaları, iklim değişikliği nedeniyle deniz seviyesi yükselmesi tehdidiyle karşı karşıya. Nükleer denemelerin kalıcı etkileri hâlâ toplumu ve ekonomiyi etkilemekte. Uluslararası forumlarda iklim adaleti konusunda aktif olarak seslerini duyuruyorlar.

 Bikini adası, dünyaca ünlü bikini mayosuna adını vermiştir. Fransız tasarımcı Louis Réard, bu adada yapılan nükleer testlerin yarattığı şok etkisine atıfla 1946’da bu adı kullanmıştır.

 Marshall Adaları, dünyada en büyük "bayrak devleti" (flag of convenience) sistemlerinden birine sahiptir. Yani binlerce yabancı gemi, vergi avantajı nedeniyle Marshall bayrağı taşır.

 Bazı yerel halk grupları hâlâ geleneksel yıldızlara bakarak yön bulma tekniklerini öğretmektedir.

10 Temmuz 2025 Perşembe

Franz Jozef İle İlgili Bilinmeyenler

Franz Jozef İle İlgili Bilinmeyenler







1. Tahta Çıkışı Planlanmamıştı

 Franz Joseph, doğrudan veliaht değildi. Aslında imparatorluk tahtı amcası I. Ferdinand’a aitti. Ancak 1848 Devrimleri sırasında Ferdinand, siyasi baskılarla tahttan çekilmek zorunda kalınca, genç yaşta Franz Joseph imparator ilan edildi (henüz 18 yaşındaydı).

2. Dış Görünüşüne Takıntılıydı

 Franz Joseph sabah 4’te kalkar, her gün aynı şekilde traş olur, üniformasını titizlikle giyerdi. Kıyafetlerine gösterdiği özen, askerî disiplinle birleşmişti. Sarayda “saat gibi işler” deyimi onun sabah rutininden doğmuştu.

3. Ailesi Felaketlerle Dolu

 Eşi Elisabeth (Sisi) 1898’de bir anarşist tarafından öldürüldü. Oğlu Veliaht Prens Rudolf, 1889’da Mayerling Vakası’nda sevgilisiyle birlikte intihar etti. Kardeşi Maximilian, Meksika’ya imparator olarak gönderildi, ama orada idam edildi.

4. 50 Yılı Aşkın Süre Tahtta Kaldı

 1848’den 1916’ya kadar 68 yıl boyunca tahtta kaldı. Bu, Avrupa monarşilerinde en uzun süre tahtta kalanlardan biridir.

5. Kendi Oğlunun Yerine Yeğenini Veliaht Yaptı

 Oğlu öldükten sonra, yeğeni Franz Ferdinand’ı veliaht yaptı. Ancak Franz Ferdinand 1914’te Saraybosna’da suikaste uğrayınca bu olay I. Dünya Savaşı’nın fitilini ateşledi.

6. Macarlarla İlişkisi Karışıktı

 1867’de Avusturya-Macaristan İkili Monarşisi kurulunca, Macaristan’a özerklik verilmesine rıza gösterdi. Ancak Macar milliyetçiliğiyle arası hiçbir zaman tam olarak iyi olmadı.

7. Sisi ile İlişkisi Uzak ve Soğuktu

 Franz Joseph, eşine âşıktı ama Sisi imparatorluk sarayındaki hayatı boğucu buluyordu. Sisi uzun yıllarını seyahat ederek geçirdi, eşinden ve çocuklarından uzak durdu.

8. Kültürel Hayata Mesafeliydi

 Wagner, Brahms gibi dönemin büyük sanatçılarıyla hiç ilgilenmedi. Sanat hamiliği yerine, ordu ve disipline öncelik verdi. Sisi'nin kültür merakı, saraydaki tek renkli unsurdu.

9. Çok Dilli Konuşma Yeteneği Zayıftı

 İmparatorluğu çok ulusluydu ama Franz Joseph yalnızca Almanca ve biraz Fransızca konuşabiliyordu. Macarca, Çekçe, Lehçe gibi dillerde zorluk çekiyordu.

10. Ölümü Bir Dönemin Kapanışıydı

 1916’da öldüğünde, Avrupa zaten I. Dünya Savaşı içindeydi. Onun ölümüyle sadece bir imparator değil, neredeyse bir çağ sona erdi. Yerine geçen yeğeni Karl kısa süre sonra imparatorluğu kaybedecekti.

9 Temmuz 2025 Çarşamba

Napolyon Bonapart İle İlgili Az bilinen Bilgiler

Napolyon Bonapart İle İlgili Az bilinen Bilgiler








1. Korsika’da Fransız Değildi

 Napolyon 1769’da Korsika’da doğduğunda Korsika henüz yeni Fransız toprağı olmuştu. İlk dili Fransızca değil, İtalyanca’nın bir lehçesi olan Korsikaca idi. Gençliğinde Fransızlardan nefret ettiğini yazdığı mektuplar bile vardır.

2. İngiliz Donanmasında Görev Almak İstedi

 Henüz genç bir subayken İngiliz Donanması'na katılmak için başvuru yaptı, ama kabul edilmedi. Tarihin akışı farklı gelişebilirdi.

3. Takma Adı “Küçük Korporal”dı (Le Petit Caporal)

 Askerleri arasında çok seviliyordu ve onların arasında mütevazı şekilde davrandığı için “Küçük Korporal” (Le Petit Caporal) lakabını verdiler. Bu, onun liderliği kadar halkla iletişimini de gösterir.

4. Piramitlere Hayranlığı Vardı

 Mısır Seferi sırasında Gize Piramitleri'ni ziyaret ettiğinde, gecesini piramitlerin içinde geçirdi. Orada ne gördüğü veya yaşadığıyla ilgili hiçbir şey anlatmadı, ama sabah dışarı çıktığında ifadesi değişmişti. Efsanelere yol açtı.

5. İlk Modern Savaş Propagandacısıydı

 Napolyon, gazeteler, bültenler ve hatta sanatı kendi yararına kullanarak propaganda yapan ilk liderlerden biriydi. “Gazeteciliği yönetmeyen biri yönetilemeyecek hale gelir” diyordu.

6. Elini Ceketinin İçine Sokma Pozu

 Ünlü portresindeki pozu (eli ceketinin içinde), o zamanlar nezaketli ve ölçülü duruşu simgeliyordu. Bazıları bunun mide ağrılarından kaynaklandığını iddia etse de, resmî poz olarak yaygındı.

7. Esasen Kısa Boylu Değildi

 Fransız ölçülerine göre boyu 5 ayak 2 inç idi, bu da günümüz ölçüsüyle yaklaşık 1.69 metre eder. Zamanına göre ortalama bir boydu, ama İngiliz propaganda makineleri onu "cüce" gibi göstermeye çalıştı.

 8. Fransa’yı Üzümden Kurtardı

 Napolyon’un emriyle yapılan cam şişe mantarları ve şişe tasarımları, şarapların daha uzun süre korunmasına olanak tanıdı. Bu, Fransa’nın şarap sektörünü geliştirdi.

9. Modern Medeni Kanun’un Temelini Attı

 Bugün bile birçok ülkenin hukuk sistemine etkisi olan Napolyon Yasaları, birey hakları ve medeni ilişkiler konusunda devrimseldi. Kadınlar için eşitlik sağlamadı, ama mülkiyet ve miras konusunda yeni düzen getirdi.

10. Amerika’nın Büyümesine Neden Oldu

 1803’te ABD’ye Louisiana’yı satarak ABD topraklarını iki katına çıkardı. Bu, “Louisiana Satışı” olarak bilinir ve Amerika'nın batıya genişlemesini mümkün kıldı.

11. 60’dan Fazla Suikasttan Kurtuldu

 Napolyon’a karşı çok sayıda suikast girişimi oldu. En az 60 farklı girişimden sağ kurtulduğu belgelenmiştir. En meşhurlarından biri “Infernal Machine” adlı bombalı saldırıdır.

12. Kendini Seçimle İmparator İlan Ettirdi

 Darbeyle başa geçmesine rağmen, kendisini imparator ilan etmeden önce halkoylaması yaptı. %99 destek aldı (resmî rakam), ama seçimlerin adil olup olmadığı tartışmalıydı.

13. Ölümünden Sonra Zehirlendiği İddiası

 1821’de Sürgün yeri olan Saint Helena Adası’nda öldü. Midesinden alınan örneklerde arsenik izine rastlandı. Zehirlenmiş olabileceği teorisi bugün hâlâ araştırılır.

14. Mezarı Paris'te Ama Kalbi Değil

 Napolyon’un mezarı Paris’te Les Invalides’te olsa da, bazı rivayetler onun kalbinin ve midesinin farklı yerlerde gömülü olduğunu söyler. Bu da onun ölümünden sonra bile efsanelere neden olmuştur.

15. İsmi Ay’da Yaşıyor

 Ay’ın yüzeyinde bulunan bir kraterin adı “Bonaparte Krateri” olarak anılır. Bilim ve tarih bir noktada yine birleşmiş olur.


Sasani İmparatorluğu: Pers Medeniyetinin Altın Çağ

Sasani İmparatorluğu                                                                                                                        ...