7 Ekim 2025 Salı

Montserrat

Montserrat


Kıta: Kuzey Amerika

Başkent: Plymouth, Brades

Hükümet: Britanya Denizaşırı Toprağı

Milliyet: Montserratlı

Para Birimi: Doğu Karayip Doları

Din: Hristiyan

Nüfus: 4.352

  Karayipler’in Lesser Antilles adı verilen bölgesinde yer alan Montserrat, doğal güzellikleri, volkanik yapısı ve çalkantılı tarihiyle dikkat çeken küçük bir ada ülkesidir. “Karayiplerin Zümrüt Adası” olarak bilinen Montserrat, hem sömürgecilik döneminde yaşanan siyasi dönüşümler hem de yakın tarihteki doğal afetlerle şekillenmiş bir geçmişe sahiptir.

  Montserrat’ın tarihi, Avrupa sömürgeciliği öncesinde bölgede yaşayan Arawak ve Karib yerlilerine kadar uzanır. Adanın Avrupalılar tarafından keşfi ise 1493 yılında Kristof Kolomb’un ikinci Amerika yolculuğuna dayanır. Kolomb, adaya İspanya’nın Montserrat manastırına atıfla bu ismi vermiştir.

  16. yüzyıl boyunca İspanyollar adaya ilgi göstermiş olsa da kalıcı bir yerleşim kurmamışlardır. 1632 yılında İngilizler adaya hâkim olmuş ve kısa sürede İrlanda’dan gelen göçmenleri yerleştirmişlerdir. Bu nedenle Montserrat, Karayipler’de “Küçük İrlanda” olarak da anılmıştır. İrlanda kültürü ve Katolik inancı adanın sosyal yapısını derinden etkilemiştir.

  17. ve 18. yüzyıllarda Montserrat, diğer birçok Karayip adası gibi şeker kamışı üretimi ile ekonomik değer kazandı. İngiliz sömürgeciler büyük plantasyonlar kurarak Afrika’dan köleleştirilmiş insanları adaya getirdi. Köle emeğine dayalı bu sistem, adanın sosyal ve demografik yapısını tamamen değiştirdi. 1834’te İngiliz İmparatorluğu’nda köleliğin kaldırılmasıyla birlikte adadaki işgücü dengesi de köklü şekilde değişti.

 Montserrat’ın siyasi tarihi, sömürge döneminde İngilizler ile Fransızlar arasında defalarca el değiştirmesiyle şekillendi. 1666’da kısa süreliğine Fransızların eline geçen ada, 1783 Paris Antlaşması ile kesin olarak İngiliz hâkimiyetine bırakıldı. Böylece Montserrat, İngiliz koloni sisteminin kalıcı bir parçası haline geldi.

  20. yüzyıla gelindiğinde Montserrat, İngiliz sömürge idaresi altında özerklik taleplerinin yükseldiği bir döneme girdi. 1958’de kurulan Batı Hint Adaları Federasyonu’na katıldı, ancak bu federasyon 1962’de dağıldı. Bunun ardından Montserrat, Birleşik Krallık’a bağlı bir denizaşırı toprak statüsüyle varlığını sürdürdü.

  1960’lardan itibaren ada, kendi iç işlerinde daha fazla söz sahibi olmaya başladı. 1961’de yürürlüğe giren anayasa ile yerel seçimler yapılmaya başlandı ve Montserrat Meclisi siyasi hayatın merkezine yerleşti. Buna rağmen nihai otorite, Birleşik Krallık tarafından atanan vali olarak kaldı.

  Montserrat’ın modern tarihi, 1995 yılında yaşanan Soufrière Hills Yanardağı patlaması ile dramatik bir dönüm noktasına sahiptir. Bu felaket sonucunda başkent Plymouth tamamen yok olmuş, adanın güney kısmı yaşanmaz hale gelmiştir. Nüfusun büyük bölümü İngiltere başta olmak üzere diğer ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. 1990’larda 12.000 civarında olan ada nüfusu, birkaç yıl içinde yarıya düşmüştür.

  Bu süreçte Montserrat’ın siyasi yapısı da zorlanmış, ada ekonomisi büyük darbe almış ve İngiltere’den gelen yardımlara bağımlılık artmıştır. Yeni idari merkez kuzeydeki Brades’e taşınmış, ancak hâlâ resmî bir başkent bulunmamaktadır.

  Bugün Montserrat, Birleşik Krallık’a bağlı özerk bir bölge olarak varlığını sürdürmektedir. Devlet başkanı İngiltere Kralı’dır ve adada onu temsil eden bir vali görev yapar. Yürütme yetkisi ise valiyle birlikte seçilmiş başbakan ve bakanlar kuruluna aittir.

  Montserrat, küçük nüfusu ve sınırlı ekonomisine rağmen Karayipler’deki kültürel çeşitliliği ve İrlanda mirasıyla öne çıkar. Günümüzde hem volkanik mirası hem de doğal güzellikleri sayesinde turizmi yeniden canlandırmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda İngiltere ile olan güçlü bağları, siyasi istikrarının en önemli garantilerinden biri olarak görülmektedir.

  Montserrat’ın tarihi, sömürgecilik, kölelik, kültürel etkileşimler ve doğal afetlerin şekillendirdiği bir serüvendir. İspanyol keşiflerinden İngiliz sömürgeciliğine, kölelikten özgürlüğe ve volkan felaketine kadar uzanan bu süreç, adayı bugün Karayipler’in en dikkat çekici ve dayanıklı toplumlarından biri haline getirmiştir. Montserrat, küçük bir ada olmasına rağmen, hem siyasi tarihi hem de kültürel mirasıyla dünya sahnesinde benzersiz bir yere sahiptir.

6 Ekim 2025 Pazartesi

Klemens von Metternich

Klemens Von Meternich

   


    Klemens von Metternich 15 mayıs 1773 Koblenz`de doğudu. Koblenz o zaman için Kutsal Roma Germen İmparatorluğunun bir parçası idi. Ailesi soylu bir ailedir. Babası diplomat olduğu için genç yaşta Avrupa Siyasetine aşina oldu. Mainz ve Strasbourg`da hukuk ve siyaset eğitimi aldı. 11 Haziran 1859 günü Viyana`da o zamanların dünya başkentinde ölmüştür.

    

   1809`da Avusturya`nın dışişleri bakanı oldu.1815`te Viyana Kongresi`nin başlıca organizatörlerden biriydi. Kongre`nin amacı, Napolyon Savaşları`nın sonrasında  Avrupa`da dengeyi yeniden kurmak ve eski monarşik düzeni güçlendirdi. Metternich meşruiyet ve güçler dengesini prensiplerini savunuyordu.

   




   Kendisi çok muhafazakar biriydi. Fransız Devrimi ve Napolyon Savaşları`nın yarattığı radikal değişimlere karşı çıktı. Liberalizme ve Aşırı Milliyetçiliğe karşı çıkmıştır. Avrupa`da özgürlük hareketlerini ve milliyetçi ayaklanmaların imparatorlukları zayıflattığını düşünüyordu. Sansür ve Polis devleti haline getirmiştir. Avusturya`da ve Alman Konfederasyonu`nda basına sıkı bir sansür uyguladı ve gizli polis teşkilatı kurmuştur.

  


    Metternich, yaklaşık 40 yıl boyunca Avrupa Diplomasisinde dengeyi sağlamış figürlerden biri oldu. Onun politikaları sayesinde Avusturya İmparatorluğu uzun süre istikrarını korudu. Ancak, liberal ve milliyetçi akımları bastırmaya çalışması, özellikle 1848 devrimleri sırasında görevinden istifa ederek İngiltere`ye kaçmak zorunda kaldı.

    


    Metternich`in mirası çoğu tarihçiler tarafından "eski düzenin koruyucusu" olarak tanımlanır. Avrupa`da 1815 - 1848 arasındaki döneme "Metternich Çağı" denir. 

5 Ekim 2025 Pazar

Cayman Adaları

Cayman Adaları



Kıta: Kuzey Amerika

Başkent: George Town

Resmi Dil: İngilizce

Milliyet: Caymanlı

Hükümet: Britanya Denizaşırı Toprağı

Para Birimi: Cayman Adaları Doları

Din: Hristiyan

Nüfus: 76.196



   Karayipler’in batısında yer alan Cayman Adaları, günümüzde İngiltere’ye bağlı denizaşırı topraklardan biridir. Coğrafi olarak Jamaika’nın kuzeybatısında, Küba’nın güneyinde konumlanan bu ada grubu; Büyük Cayman, Cayman Brac ve Küçük Cayman olmak üzere üç adadan oluşur. Tropikal iklimi, mercan resifleri ve doğal güzellikleriyle ünlü olan Cayman Adaları, aynı zamanda finans ve turizm merkezi olarak da bilinir. Ancak adaların bugünkü kimliğini şekillendiren en önemli unsur, uzun ve dikkat çekici tarihsel süreçlerdir.

   


  Cayman Adaları, 10 Mayıs 1503’te Kristof Kolomb’un dördüncü Amerika seferi sırasında keşfedildi. Kolomb, adaları çevreleyen çok sayıdaki deniz kaplumbağasından dolayı buraya “Las Tortugas” adını verdi. Daha sonra adaların adı “Caymanas” olarak anılmaya başladı. Bu ifade, Karayip yerlilerinin dillerinde “timsah” ya da “kayman” anlamına geliyordu.

  16. ve 17. yüzyıllarda adalar, İspanyol ve İngiliz denizciler tarafından zaman zaman kullanıldı. Ancak uzun süre boyunca kalıcı bir yerleşim kurulmadı. Adalar korsanların uğrak noktalarından biri haline geldi. Stratejik konumu ve doğal kaynakları, onları Karayip denizciliği için önemli bir durak yaptı.


  1670 yılında imzalanan Madrid Antlaşması ile Cayman Adaları resmen İngiltere’nin kontrolüne geçti. Bu tarihten sonra adalar, Jamaika ile birlikte İngiliz sömürge yönetimine bağlandı. 18. yüzyıldan itibaren Avrupalı yerleşimciler ve köleleştirilmiş Afrikalılar adalara getirildi. Özellikle Büyük Cayman Adası’nda küçük yerleşim merkezleri oluştu.

  Kölelik dönemi, ada toplumunun yapısını derinden etkiledi. 1834 yılında İngiltere genelinde köleliğin kaldırılmasıyla Cayman Adaları’ndaki Afrikalı köleler de özgürlüğüne kavuştu. Bu gelişme, adaların demografik yapısını ve toplumsal ilişkilerini kalıcı olarak şekillendirdi.


   19. yüzyıl boyunca Cayman Adaları Jamaika’nın bir parçası olarak yönetilmeye devam etti. Adalar küçük ölçekli tarım, balıkçılık ve deniz kaplumbağası avcılığıyla geçimini sağlıyordu. Nüfus artışı sınırlıydı, ekonomik kaynaklar da oldukça dardı. Buna rağmen ada halkı kendi yerel yönetim mekanizmalarını oluşturmaya başladı.

   Yerel meclis ve yöneticiler aracılığıyla Cayman toplumu, Jamaika valisine bağlı olmakla birlikte belirli bir özerklik kazandı. Bu dönemde İngiliz etkisi daha da belirginleşti ve ada halkı giderek Britanya kültürüyle iç içe bir yaşam sürmeye başladı.


  1950’lere gelindiğinde Jamaika’da bağımsızlık talepleri yükselmeye başladı. Jamaika 1962’de bağımsızlığını ilan ettiğinde, Cayman Adaları halkı İngiltere’den ayrılmayı tercih etmedi. Bunun yerine İngiltere’nin denizaşırı toprağı statüsünde kalmayı seçtiler. Bu karar, adaların siyasi geleceği açısından kritik bir dönüm noktası oldu.

   1962’den sonra Cayman Adaları kendi anayasal düzenine kavuştu. İç işlerinde özerklik artırılırken, dış ilişkiler ve savunma gibi konular İngiltere’nin sorumluluğunda kaldı. Böylece adalar, hem İngiltere’nin koruması altında güvenli bir yapıya sahip oldu hem de kendi ekonomik ve sosyal politikalarını geliştirme fırsatı buldu.


   1970’lerden itibaren Cayman Adaları, turizm ve özellikle finans sektörüyle hızlı bir büyüme yaşadı. Vergi avantajları ve esnek finansal düzenlemeler, adaları uluslararası bankacılık ve yatırımın cazibe merkezi haline getirdi. Bu durum, siyasi yapıyı da etkiledi; çünkü ada yönetimi giderek küresel ekonomiyle daha fazla bağlantı kurmaya başladı.

   Günümüzde Cayman Adaları, Birleşik Krallık’a bağlı bir vali tarafından temsil edilen monarşik bir yapıya sahiptir. Bunun yanında yerel olarak seçilen bir yasama meclisi ve başbakan tarafından yönetilir. İç işlerinde oldukça geniş bir özerkliğe sahip olan ada yönetimi, ekonomik politikalarını kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirmektedir.  

    Bugün Cayman Adaları, hem turizm cenneti hem de uluslararası finans merkezi olarak bilinir. Siyasi açıdan istikrarlı yapısı, İngiltere ile kurduğu yakın bağ ve güçlü ekonomik altyapısı, adaları Karayipler’in en güvenli ve refah düzeyi en yüksek bölgelerinden biri haline getirmiştir.

    Cayman Adaları’nın tarihi; keşifler, sömürge dönemi, kölelik, özgürleşme ve modern özerklik süreçlerinin birleşiminden oluşur. Bu uzun yolculuk, adalara özgün bir kimlik kazandırmış ve onları Karayipler’in dikkat çekici siyasi yapılarından biri haline getirmiştir.

    

4 Ekim 2025 Cumartesi

Britanya Virjin Adaları

Britanya Virjin Adaları



Kıta: Kuzey Amerika

Başkent: Road Town

Resmi Dil: İngilizce

Milliyet: Virjin Adalı

Hükümet: Britanya Denizaşırı Toprağı

Para Birimi: Amerikan Doları

Din: Protestan Hristiyan, Katolik Hristiyan ve Anglikan Kilisesi

Nüfus: 39.795


    Karayipler’in kuzeydoğusunda yer alan Britanya Virjin Adaları (BVA), doğal güzellikleri ve stratejik konumuyla tarih boyunca ilgi odağı olmuştur. Bugün Birleşik Krallık’a bağlı bir denizaşırı toprak olan adalar, hem sömürgecilik dönemi hem de modern siyasal yapılanması açısından dikkat çekici bir geçmişe sahiptir.


     Britanya Virjin Adaları’nın ilk sakinleri, M.Ö. 1000’lerden itibaren adalara yerleşen Aravak ve Karib yerlileriydi. Bu halklar tarım, balıkçılık ve deniz ticareti ile geçimlerini sağlıyorlardı. Avrupalıların gelişiyle birlikte bölge, sömürgeci güçlerin çatışma alanına dönüştü.


      1493’te Kristof Kolomb adalara ulaştığında, adalara “On Bir Bin Bakire” anlamına gelen “Las Once Mil Vírgenes” adını verdi. 16. ve 17. yüzyıllarda İspanyolların egemenlik kurma çabaları sürse de korsanların yoğun faaliyetleri ve diğer Avrupa devletlerinin ilgisi sonucu ada bölgesi uzun süre istikrarsız kaldı. Nihayet 17. yüzyılın ortalarında İngilizler adalara yerleşti ve 1672’de adalar resmen İngiltere’nin kolonisi haline geldi.


       İngilizler adalarda şeker kamışı plantasyonları kurarak ekonomiyi tarıma dayalı hale getirdiler. Bu süreçte Afrika’dan getirilen köleler, ada ekonomisinin temel iş gücünü oluşturdu. Ancak 1834’te Britanya İmparatorluğu’nda köleliğin kaldırılması, ekonomik ve toplumsal dengeleri değiştirdi. Plantasyon ekonomisinin zayıflamasıyla ada halkı geçimini balıkçılık, tarım ve küçük çaplı ticaretle sağlamaya yöneldi.


        Uzun süre İngiltere tarafından yönetilen adalar, 20. yüzyılın ortalarında siyasi reform talepleriyle öne çıkmaya başladı. 1950’de ilk Anayasa kabul edildi ve sınırlı bir özyönetim sağlandı. 1967’de ise “iç işlerinde özerklik” tanındı; bu tarihten itibaren ada halkı kendi hükümetlerini seçme hakkına kavuştu. Dış politika, savunma ve güvenlik ise halen Birleşik Krallık’ın sorumluluğu altında kaldı.


        Bugün Britanya Virjin Adaları, parlamenter demokrasi esasına dayalı bir yönetime sahiptir. Devlet başkanı Birleşik Krallık kralı olup adalarda bir vali tarafından temsil edilir. Hükümetin başında ise seçimle iş başına gelen Başbakan bulunur. Ada halkı kendi yasama organını seçerken, dış ilişkiler ve güvenlik Londra’nın kontrolünde kalmaktadır.


          1970’lerden itibaren turizm ve finans sektörü adaların ekonomisini şekillendirmeye başladı. Özellikle “offshore finans merkezi” olarak uluslararası şirketlere sağladığı kolaylıklar, BVA’yı küresel ölçekte önemli bir ekonomik aktör haline getirdi. Ancak bu durum zaman zaman vergi cenneti tartışmalarını da beraberinde getirmektedir.


           
Britanya Virjin Adaları’nın tarihi, yerli halkların yaşamından sömürgecilik dönemine, kölelikten özerk yönetime uzanan karmaşık bir süreçtir. Bugün modern bir turizm ve finans merkezi olarak tanınan adalar, aynı zamanda Britanya ile olan bağlarını koruyarak özerk yönetim tecrübesini sürdürmektedir. Hem doğal güzellikleri hem de tarihi mirasıyla Karayipler’in en dikkat çekici bölgelerinden biri olmayı sürdürmektedir.

3 Ekim 2025 Cuma

Bermuda

Bermuda



Kıta: Kuzey Amerika

Başkent: Hamilton

Resmi Dili: İngilizce

Milliyet: Bermudalı

Hükümet: Britanya Denizaşırı Toprakları

Dini: Protestan Hristiyan, Anglikan

Nüfus: 64.540

Para Birimi: Bermuda Doları

    Atlantik Okyanusu’nun ortasında yer alan Bermuda, coğrafi olarak küçük olmasına rağmen tarih boyunca stratejik önemi ve siyasi yapısıyla dikkat çeken bir bölgedir. İngiltere’ye bağlı bir denizaşırı toprak olan Bermuda, hem sömürgecilik döneminin hem de modern özerklik arayışlarının izlerini taşıyan ilginç bir siyasi geçmişe sahiptir.

  

     Bermuda’nın Avrupalılar tarafından keşfi 1503 yılında gerçekleşmiştir. İspanyol denizci Juan de Bermúdez, adayı keşfeden ilk Avrupalı olarak tarihe geçti ve ada onun soyadından esinlenerek “Bermuda” adını aldı. Ancak Bermúdez adada kalıcı bir yerleşim kurmadı. 1609 yılına kadar ada büyük ölçüde ıssız kaldı. Bu tarihte, İngiliz Virginia Şirketi’ne ait Sea Venture adlı gemi, fırtına sonucu Bermuda kıyılarına sürüklendi. Geminin mürettebatı adaya sığınarak geçici bir kamp kurdu ve bu olay İngiliz yerleşiminin başlangıcını oluşturdu.


     1612’de İngiltere, Bermuda’yı resmen kolonisi ilan etti ve aynı yıl St. George’s kasabası kuruldu. St. George’s, 1815’e kadar Bermuda’nın başkenti olarak hizmet verdi ve bugün UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. İngilizler, adanın stratejik konumunu fark ederek Bermuda’yı hem askeri hem de ticari bir üs olarak geliştirdi. Özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda Bermuda, Atlantik’teki İngiliz donanması için önemli bir merkez haline geldi. Bu dönemde kölelik, adanın ekonomik ve sosyal yapısında belirleyici bir rol oynadı. Afrika’dan getirilen köleler şeker kamışı, pamuk ve tütün üretiminde çalıştırıldı.


      1834 yılında İngiliz İmparatorluğu’nda kölelik resmen kaldırıldı. Bermuda’da köleliğin sona ermesi, adanın sosyal yapısında önemli bir dönüşüm yarattı. Özgürleşen Afrikalı köleler, ekonomik ve siyasi hayatta giderek daha görünür bir rol oynamaya başladı. Ancak 19. yüzyıl boyunca ırksal ayrımcılık ve eşitsizlikler devam etti. Zamanla siyah Bermudalılar, sendikalar ve siyasi hareketler aracılığıyla haklarını savunmaya başladı.    


        Bermuda, Atlantik’in ortasındaki konumu nedeniyle dünya savaşlarında önemli bir askeri üs olarak kullanıldı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında İngilizler ve müttefik güçler, adayı donanma ve hava kuvvetleri için bir operasyon merkezi haline getirdi. Bu süreç, adanın ekonomik gelişimine katkı sağlarken, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerini de güçlendirdi. Özellikle 1941’de İngiltere ile ABD arasında yapılan anlaşma sonucu Amerika, Bermuda’da askeri üsler kurdu ve bu üsler Soğuk Savaş boyunca aktif kaldı.



       1960’lı yıllara gelindiğinde, Bermuda’da demokratikleşme ve ırk eşitliği hareketleri güç kazandı. 1968’de yeni bir anayasa kabul edilerek Bermuda’ya geniş özerklik tanındı. Bu anayasa, ada halkına kendi parlamentosunu seçme ve iç işlerinde daha fazla söz hakkı sağladı. Ancak savunma, dış politika ve güvenlik konuları hâlen Birleşik Krallık’ın yetkisi altında kaldı.


         Bermuda’nın siyasi sistemi parlamenter demokrasiye dayanır. Devlet başkanı olarak İngiltere Kralı’nın temsilcisi olan bir vali görev yaparken, yürütme yetkisi Başbakan ve Bakanlar Kurulu’na aittir. Meclis, halkın seçtiği milletvekillerinden oluşur. Bu yapı, Bermuda’ya hem kendi iç yönetimini sağlama hem de İngiltere ile olan bağlarını sürdürme imkânı verir.


         Bermuda, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bağımsızlık konusunu sıkça gündeme getirdi. 1995 yılında yapılan referandumda bağımsızlık lehine kampanya yürütülmesine rağmen, halkın yaklaşık %73’ü Birleşik Krallık ile olan mevcut ilişkiyi sürdürmeyi tercih etti. Ekonomik istikrar, güvenlik ve uluslararası ilişkilerde İngiltere’nin sağladığı avantajlar, bağımsızlığa karşı çıkanların en önemli gerekçeleri oldu. Günümüzde de bağımsızlık konusu zaman zaman tartışılmakla birlikte, ada halkının çoğunluğu özerk statünün korunmasından yana bir tavır sergilemektedir.


          Bugün Bermuda, gelişmiş bir turizm ve finans merkezi olarak öne çıkar. Özellikle düşük vergilendirme politikaları sayesinde uluslararası şirketler için cazip bir finans üssü haline gelmiştir. Turizm sektörü ise berrak denizleri, mercan resifleri ve pembe kumlu plajlarıyla ekonominin diğer temel direğini oluşturur. Bu ekonomik gelişmeler, Bermuda’ya yüksek yaşam standardı ve refah seviyesi sağlamıştır.


          Bermuda’nın siyasi tarihi, İngiliz sömürgeciliğinden modern özerklik anlayışına uzanan uzun bir süreci yansıtır. Ada, küçük yüzölçümüne rağmen stratejik konumu, demokratikleşme mücadelesi ve bağımsızlık tartışmalarıyla küresel siyasette dikkat çeken bir örnek olmuştur. Günümüzde İngiltere’ye bağlı bir denizaşırı toprak olarak varlığını sürdüren Bermuda, hem tarihinin mirasını korumakta hem de ekonomik ve siyasi açıdan istikrarlı bir geleceğe doğru ilerlemektedir.

2 Ekim 2025 Perşembe

Anguilla

Anguilla



Başkent: The Valley

Resmi Dil: İngilizce

Milliyet: Anguillalı

Hükumet: Britanya Deniz Aşırı Topluluğu

Para Birimi: Doğu Karayip Doları

Din: Anglikan Kilisesi, Protestan Hristiyan

Nüfus: 14.762


   Küçük Antiller`deki Rüzgaraltı Adaları`nın en kuzeyin de bulunan ada devleti. Sömürge döneminde, Kristof Kolomb`un 1493 -1496 arası yaptığı ikinci keşif yolculuğunda gözlemlenmesine rağmen ilk kolonileşme 1650 yılında yaşanmıştır. Saint Kitts adasından gelen İrlandalılar ve Britanyalılar adanın ilk Avrupalı yerleşimcileri olmuştur. 1667`deki Breda Antlaşması ile İngilizler tarafından geri alındı.

   Ada 19. yüzyıla kadar Britanya sömürge bölgesi olarak direkt Büyük Britanya tarafından yönetildi. 1825 yılında Saint Kitts - Nevis - Anguilla kolonisi olarak yönetmiştir.


   Anguilla, bu birliktelikte adalarının göz ardı edildiğini düşündükleri için 1872 ve 1958 yıllarında olmak üzere iki defa birliğin lav edilmesini talep etti ancak bu talep kabul edilmedi. Adalar Birliği 1958 yılında kısa bir süre varlığını sürdüren Batı Hint Adaları Federasyonu`nun bir parçası haline getirildi. Federasyon, 1962 yılında lav edilince adalar birliği ilişkili devlet statüsü olarak Büyük Britanya ile ilişkili devlet konumuna getirdi. 1967`de çıkan bir karışıklık sonucu Anguilla birlikten ayrılmıştır. 12 Temmuz 1967 tarihin de Anguilla Cumhuriyet`ini bağımsızlığını ilan etti. Britanya kabul etmedi.ve adaya asker gönderdi.

   1971`de yapılan görüşmelerle Anguilla Yasası ile adanın birlikten kesin olarak ayrılmasını sağlamıştır. 1980 Anguilla yasası ile de resmi olarak birlikten ayrılmıştır. Anguilla, 1982 yılında Britanya Deniz Aşırı Toprakları Statüsünü elde etmiştir.


    Büyük Britanya`nın  Brexit sonucu Avrupa Birliği`nden ayrılmasının ardından bağımsızlık yanlıları artmıştır. Adanın Hollanda ve Fransa hakimiyeti altındaki komşu ada Saint Martin ile olan ticaretinin kısıtlanmasıyla Brexit sürecinde ada halkına oy hakkı tanınmaması ile ada da genel bir memnuniyetsizlik oluşmuştur.


1 Ekim 2025 Çarşamba

Porto Riko

Porto Riko



Başkent: San Juan

Hükümet: Cumhuriyet, Üç Başlı Yönetim

Milliyet: Porto Rikolu

Bağlı Olduğu Kıta: Kuzey Amerika

Para Birimi: Amerikan Doları

Din: Katolik Hristiyan

Dil: İspanyolca, İngilizce

Nüfus: 3.233.604



    Porto Riko`nun ilk sakinleri İspanyolların gelişinden 1000 yıl kadar önce adaya ulaşan avcı toplayıcılardı.15. yüzyılın sonlarında 20.000 - 50.000 taino, Boriqueu adını verdikleri Porto Riko`da yaşıyorlardı. 

    


     1493`te Kristof Kolomb`un varışının ardından İspanya tarafından talep edildi ve daha sonra 1508`de Juan Ponce de Leon tarafından kolonileştirildi. Porto Riko 18. yüzyıla kadar diğer Avrupalı güçler tarafından çekişme konusu oldu. Ancak ada 400 yıl boyunca İspanyol mülkiyeti olarak kaldı.

  


       19. yüzyılın sonlarına doğru, Avrupa, Afrika ve yerli unsurların birleşmesine odaklanan belirgin bir Porto Riko kimliği ortaya çıkmaya başladı. 1898`deki İspanyol - Amerika Savaşı'nın ardından Porto Riko, ABD tarafından satın alındı.  


       Porto Rikolular 1917`den beri ABD vatandaşıdır. Takım adalar ile anakara arasında serbestçe hareket edilebilir. Ancak, Porto Riko sakinleri federal seçimlerden  mahrumdur. Genellikle de federal gelir vergisi ödemezler. Porto Riko`nun siyasi statüsü devam eden bir tartışmadır.


Part İmparatorluğu: Doğu'nun Güçlü Rakibi (M.Ö. 247 – M.S. 224)

Part İmparatorluğu Part İmparatorluğu, yaklaşık 500 yıl boyunca varlığını sürdürmüş, İran platosunun ve Mezopotamya'nın önemli bir bölü...