24 Kasım 2025 Pazartesi

Çin - Japon Gerilimi Tarihi Açıdan Bakış Açısı

Japonya ve Çin hata Japonlar 15. yüzyıldan beri hatta Çin daha evvelden beri Asya'nın takımımı olmaya çalışır. Hatta Çin'i direk ele geçiremedim Kore yolu ile ele geçirmeye çalışırlardı. Hatta Feodal Derebeylikler zamanında ilk Toyotomi Hideyoshi zamanında savaşmaya başlamışlardır. 

Sonraki asırlarda 19. yüzyılda ise Meiji Restorasyonu ile birlikte güçlenen Japon ordusu, İngilizler, Fransızlar, Hollandalılar, Portekizliler ve ABD ile yaptıkları anlaşmalarla, ilkin Tayvan'ı aldı. Sonra ise 1900'lerde İmparatorluğu'nu yeniden kuran Gojong'lu Kore (Joseon) 1910'da ilhak edilmiştir. 

1. Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri tarafında yer alan Japonya. Pasifik'teki Alman koloni bölgelerini ve filolarını ele geçirmiştir. Özellikle Çin'in Qingtao Liman Kentini böylece bütün Asya'yı fetih etmeye kalkışır kısmen başarılı olur. 

Böylelikle Çin'in düşmanlığını kazanır. Böylece Şan Kay Şek ve Mao Zedong'un mücadelesi ile Çin kurtulmuştur. Japonya kaybetmiştir. Sonuç olarak Çin'de de iç savaş çıktı ve Şan Kay Şek Tayvan da Çin Cumhuriyeti'ni kurar ve hasımlık böyle devam eder. 

İşte asıl tarih olarak düşmanlıkları böyle izah edilebilir. Ancak siz düşünün bugün de savaş çıksa Japonlar ne yapar şansı yerinde gider mi? Size soruyorum. 

23 Kasım 2025 Pazar

Şili’nin Siyasi Tarihi ve Tarihi Açıdan Genel Değerlendirilmesi

Şili Genel Bilgileri

Kıta - Güney Amerika

Başkent - Santiago

Resmi Dil - İspanya

Hükumet - Üniter Başkanlık Demokrasi

Milliyet - Şilili

Din - Hristiyan, Dinsiz, Yahudi, İslam, Hinduizim, Budizim, Sihilizim

Para Birimi - Şili Pesosu

Nüfus - 19.889.751

Giriş

Güney Amerika’nın batısında, And Dağları ile Pasifik Okyanusu arasında uzanan Şili, tarih boyunca coğrafi konumu sayesinde hem zengin bir kültürel mirasa hem de dinamik bir siyasi geçmişe sahip olmuştur. Uzun ve dar toprak yapısı, kuzeydeki Atacama Çölü’nden güneydeki buzullara kadar uzanır. Bu benzersiz coğrafya, Şili’nin tarihsel gelişimini de derinden etkilemiştir.

Tarihi Gelişim

Şili toprakları, İspanyolların 16. yüzyılda bölgeye ulaşmasından önce Mapuçe gibi yerli halkların yaşadığı bir bölgeydi. 1541 yılında Pedro de Valdivia liderliğindeki İspanyol kolonizasyonu başladı ve Santiago şehri kuruldu. Ancak yerli direniş, özellikle güneyde uzun yıllar sürdü. 1810 yılında başlayan bağımsızlık hareketleri, 1818’de Bernardo O’Higgins önderliğinde Şili’nin bağımsızlığını ilan etmesiyle sonuçlandı. Bu dönem, Şili tarihinin en önemli kırılma noktalarından biri olarak kabul edilir.

19. yüzyıl boyunca Şili, bölgedeki diğer Güney Amerika ülkeleriyle toprak anlaşmazlıklarına girdi. Pasifik Savaşı (1879-1884) sonucunda Bolivya ve Peru’ya karşı zafer kazanan Şili, önemli topraklar elde etti ve kuzeydeki Atacama Çölü bölgesindeki zengin maden yataklarını kontrolü altına aldı. Bu ekonomik kazanımlar, ülkenin sanayi ve ticaret gücünü artırdı.

Siyasi Tarih ve Modern Dönem

20. yüzyıla gelindiğinde Şili, Latin Amerika’nın en istikrarlı demokrasilerinden biri olarak öne çıktı. Ancak bu istikrar, zaman zaman ciddi siyasi krizlerle sarsıldı. 1970 yılında sosyalist lider Salvador Allende, demokratik seçimlerle başkan seçildi. Allende’nin ekonomi politikaları ve reform girişimleri, ABD destekli muhalefetle çatışmaya yol açtı. 1973’te General Augusto Pinochet liderliğinde gerçekleştirilen askeri darbe, Allende’nin ölümüne ve 17 yıl sürecek bir diktatörlüğün başlamasına neden oldu.

Pinochet dönemi, otoriter yönetim, insan hakları ihlalleri ve neoliberal ekonomik reformlar ile hatırlanır. Ancak bu dönem aynı zamanda Şili’nin ekonomik yapısının küresel serbest piyasa sistemine entegre olduğu yıllardı. 1990 yılında demokrasiye dönüş sağlandı ve o günden bu yana Şili, Latin Amerika’nın en gelişmiş ekonomilerinden biri haline geldi.

Günümüzde Şili

Bugün Şili, siyasi olarak demokratik bir yapıya sahiptir. Başkanlık sistemiyle yönetilen ülke, insan hakları, eğitim ve çevre politikaları konularında önemli adımlar atmaktadır. 2019 yılında yaşanan sosyal protestolar, gelir eşitsizliği ve anayasal reform taleplerini gündeme getirdi. Bunun sonucunda yeni bir anayasa süreci başlatıldı.

Sonuç

Şili’nin siyasi tarihi, kolonyal geçmişten modern demokrasiye uzanan zengin bir dönüşüm hikâyesidir. Coğrafi farklılıkları, ekonomik potansiyeli ve halkının özgürlük mücadelesi, ülkenin kimliğini şekillendirmiştir. Şili tarihi ve Şili siyasi tarihi, sadece Güney Amerika için değil, dünya demokrasileri açısından da dikkat çekici bir örnek sunar.

Anahtar kelimeler: Şili tarihi, Şili siyasi tarihi, Salvador Allende, Augusto Pinochet, Şili bağımsızlığı, Şili demokrasisi, Güney Amerika tarihi, Şili kültürü, Pasifik Savaşı, Şili ekonomisi.

22 Kasım 2025 Cumartesi

Rusya'nın Hedefi Ne? Bakış Açısı

Rusya Federasyonu başkanı Vladimir Putin ne düşündüğünü bilmek zordur. Umarım bir delilik peşinde değildir. Fransa genel kurmay başkanlığı'nın da dediği üzere Avrupa yada direk Polonya'ya karşı alacağı bir tutum. Çok ağır şeyler doğuda bilir. Ama Rusya bu her zaman hafife aınmayacak ve güçlü bir ülkedir. ABD başaçıkamayabilir. Etme bulma dünyası hepsi isyanla yıkılscak bu net. 

Pyongyang: Kuzey Kore’nin Gizemli Başkenti

Pyongyang

Pyongyang, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin yani Kuzey Kore’nin başkenti ve ülkenin siyasi, kültürel ve ekonomik merkezi olarak bilinir. Tarihi, mimarisi ve gizemli atmosferiyle Pyongyang, dünyanın en kapalı şehirlerinden biri olmasına rağmen, merak uyandıran bir cazibeye sahiptir. Şehir, hem Kuzey Kore’nin ideolojik yapısını hem de Kore kültürünün derin izlerini taşır.

Pyongyang’ın Tarihsel Geçmişi

Pyongyang’ın tarihi 2000 yılı aşkın bir geçmişe uzanır. Efsanelere göre şehir, Kore’nin kurucusu olarak kabul edilen Tangun tarafından MÖ 1122 yılında kurulmuştur. Antik dönemlerde Goguryeo Krallığı’nın başkenti olan Pyongyang, stratejik konumu sayesinde Çin ve Japonya arasında birçok kez el değiştirmiştir. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde ise şehir, Kore Savaşı sırasında büyük ölçüde yıkılmış, ancak savaş sonrası dönemde sosyalist bir model üzerine yeniden inşa edilmiştir.

Modern Pyongyang ve Mimari Yapı

Bugün Pyongyang, geniş bulvarları, anıtsal binaları ve dev heykelleriyle dikkat çeker. Şehrin merkezinde yer alan Kim Il-sung Meydanı, ülkenin siyasi törenlerine ve askerî geçitlerine ev sahipliği yapar. Ayrıca 105 katlı Ryugyong Oteli, Pyongyang’ın siluetini şekillendiren en dikkat çekici yapılardan biridir. Şehirdeki mimari düzen, sosyalist gerçekçilik anlayışını yansıtır; simetri, görkem ve disiplin ön plandadır.

Kültürel Hayat ve Toplumsal Yapı

Pyongyang’da yaşam, devletin ideolojik rehberliğinde şekillenir. Sanat, müzik ve tiyatro gibi kültürel etkinlikler genellikle rejimin propagandasını destekler niteliktedir. Buna rağmen şehirde Mansudae Sanat Stüdyosu, Kore Devrim Müzesi ve Zafer Takı gibi kültürel ve tarihi mekânlar bulunur. Ziyaretçiler, bu yapılar aracılığıyla Kuzey Kore’nin tarih anlatımına tanıklık edebilirler.

Turizm ve Uluslararası İmaj

Her ne kadar Kuzey Kore’ye seyahat kısıtlamaları olsa da, Pyongyang sınırlı sayıda turist kabul etmektedir. Ziyaretçiler genellikle resmi rehberler eşliğinde belirlenen güzergâhlarda gezdirilir. Şehirdeki Metro sistemi, Juche Kulesi ve Koryo Oteli turistlerin en çok ilgisini çeken yerler arasındadır.

Sonuç

Pyongyang, yalnızca bir başkent değil, aynı zamanda Kuzey Kore ideolojisinin kalbi olarak görülür. Şehir, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair kapalı ve kontrollü bir vizyon sunar. Gizemli atmosferi, katı kuralları ve büyüleyici mimarisiyle Pyongyang, dünya üzerindeki en farklı şehir deneyimlerinden birini temsil eder.

SEO Anahtar Kelimeler:

Pyongyang, Kuzey Kore başkenti, Pyongyang tarihi, Kuzey Kore kültürü, Juche Kulesi, Kim Il-sung Meydanı, Pyongyang turizmi, Pyongyang mimarisi, Kuzey Kore gezisi.

21 Kasım 2025 Cuma

Venezuela vs ABD Savaşı Çıkarsa Bakış Açısı

Venezuela'nın kuruluşu yani, Bolivar'ın azim ve İspanyollara karşı olan, isyanı ile bütün Amerika bölgelerine yayılmıştır. Yani bu perspektif ile bakar isek Venezuela kolay pes etmeyecektir. Büyük ihtimalle orta yolda buluşma yoluna gidip. Sonrasında petrolden biraz ABD'ye verip onları baştan salıp ABD'nin güney eyaletlerindeki isyanı destekleme yoluna gidebilir. Venezuela'da ne olacak onu izleyeceğiz. 


Uruguay

Uruguay Genel Bilgiler

Kıta - Güney Amerika

Başkent - Montevideo

Resmi Dil - İspanyolca

Hükumet - Başkanlık Sistemli Anayasal Cumhuriyet

Milliyet - Uruguaylı

Din - Hristiyan, Dinsiz

Para Birimi - Uruguay Pesosu

Nüfus - 3.384.105

Uruguay’ın Tarihi ve Siyasi Gelişimi: Güney Amerika’nın Sessiz Gücü

Güney Amerika’nın güneydoğusunda yer alan Uruguay, küçük yüzölçümüne rağmen bölgenin en istikrarlı ve demokratik ülkelerinden biridir. Tarih boyunca sömürge mücadelelerinin, bağımsızlık savaşlarının ve toplumsal reformların merkezi olan Uruguay, bugün yüksek yaşam standartları ve güçlü demokratik kültürüyle dikkat çekmektedir.

Uruguay’ın Tarihsel Kökenleri

Uruguay topraklarında Avrupa’dan önce Charrúa kabileleri yaşamaktaydı. 16. yüzyılda İspanyollar bölgeyi keşfettiğinde, bu kabilelerin direnişiyle karşılaştı. 17. yüzyılda Portekiz ve İspanya arasındaki rekabet, Uruguay’ın kaderini belirledi. 1726’da Montevideo’nun kurulması, İspanyol hâkimiyetini güçlendirdi. Ancak 19. yüzyıl başlarında Latin Amerika genelinde başlayan bağımsızlık hareketleri, Uruguay’da da yankı buldu.

1811 yılında José Gervasio Artigas önderliğinde başlayan bağımsızlık mücadelesi, Uruguay’ın ulusal kimliğinin temellerini attı. 1828’de Brezilya ve Arjantin arasında yapılan anlaşmayla Uruguay bağımsız bir devlet olarak tanındı.

Siyasi Tarih ve Demokratik Yapı

Uruguay’ın siyasi tarihi, iç savaşlar ve iktidar mücadeleleriyle şekillendi. 19. yüzyılın büyük kısmında Colorado ve Blanco partileri arasında uzun süren iç çatışmalar yaşandı. 20. yüzyılın başlarında José Batlle y Ordóñez’in reformcu politikaları, ülkeyi modernleştirdi ve güçlü bir sosyal devlet anlayışı oluşturdu.

1973-1985 yılları arasında Uruguay, Latin Amerika’daki diğer ülkeler gibi askeri diktatörlük dönemine girdi. Bu süreçte siyasi özgürlükler kısıtlandı, muhalifler baskı altına alındı. Ancak 1985’te demokrasiye dönüş, Uruguay’ı yeniden bölgenin en özgür ülkelerinden biri haline getirdi. Günümüzde Uruguay, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve sosyal refah politikalarıyla örnek bir Güney Amerika demokrasisidir.

Sonuç: Küçük Ama Güçlü Bir Ülke

Uruguay, tarih boyunca hem sömürgeci güçlerle hem de iç siyasi krizlerle mücadele etmiş, buna rağmen demokrasiye, özgürlüğe ve eşitliğe olan bağlılığını korumuştur. Bugün Uruguay, istikrarlı ekonomisi, ilerici sosyal yapısı ve kültürel zenginliğiyle Latin Amerika’nın en saygın ülkelerinden biri konumundadır.

Anahtar Kelimeler: Uruguay tarihi, Uruguay siyasi tarihi, Montevideo, José Artigas, Güney Amerika demokrasisi, Uruguay bağımsızlığı.

20 Kasım 2025 Perşembe

Bağdat: Tarihi, Kültürel ve Siyasi Açıdan Ortadoğu’nun Kalbi

Giriş

Bağdat, yüzyıllardır Ortadoğu’nun en önemli şehirlerinden biri olarak tarihin, kültürün ve siyasetin merkezinde yer almıştır. Irak’ın başkenti olan Bağdat, sadece ülkenin değil, İslam dünyasının da kalbi sayılmaktadır. “Dârüsselâm” yani “Barış Şehri” olarak anılan Bağdat, Abbâsîler döneminde bilim, sanat ve felsefenin altın çağına ev sahipliği yapmış; zamanla bölgesel çatışmalar, istilalar ve modern siyasi dönüşümlerle şekillenmiştir. Bu yazıda, Bağdat’ın tarihsel kökenlerinden kültürel mirasına, siyasi rolünden günümüzdeki önemine kadar kapsamlı bir değerlendirme bulacaksınız.

Bağdat’ın Kuruluşu ve Tarihsel Gelişimi

Bağdat, 762 yılında Abbâsî halifesi Ebû Cafer el-Mansûr tarafından kurulmuştur. Şehrin ismi Farsça kökenli olup “Tanrı’nın verdiği armağan” anlamına gelir. Dicle Nehri’nin kıyısında stratejik bir konumda inşa edilen Bağdat, kısa sürede İslam dünyasının başkenti hâline gelmiştir.

Abbâsîler döneminde kurulan Beytü’l-Hikme (Bilgelik Evi), Bağdat’ı bir bilim merkezi haline getirdi. Burada matematik, astronomi, tıp ve felsefe alanlarında yapılan çalışmalar, Orta Çağ Avrupa’sına bile ilham verdi. Halife Harun Reşid ve Me’mun dönemlerinde şehir altın çağını yaşadı.

Ancak 1258 yılında Moğol istilası, Bağdat tarihinin en yıkıcı dönüm noktalarından biri oldu. Hülagü Han’ın orduları şehri yerle bir etti, kütüphaneler yakıldı ve on binlerce insan hayatını kaybetti. Bu olay, Abbâsî halifeliğinin de sonunu getirdi.

Osmanlı Dönemi ve Modern Çağ

Bağdat, 1534 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı yönetimi altında şehir, ticaret yollarının kesiştiği bir merkez hâline geldi. Ancak 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla birlikte Bağdat, İngilizlerin ilgisini çeken stratejik bir nokta haline geldi.

I. Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle, 1920’de Irak İngiliz mandası olarak kuruldu. Bağdat ise yeni Irak Krallığı’nın başkenti oldu. 1958’de General Abdülkerim Kasım’ın öncülüğündeki darbe ile monarşi yıkıldı ve cumhuriyet dönemi başladı. Bu tarihten sonra şehir, Ortadoğu’nun siyasi dengelerinde kilit bir rol oynamaya başladı.

Bağdat’ın Siyasi Önemi

Bağdat, hem coğrafi hem de stratejik konumu nedeniyle Irak siyasetinin kalbidir. Şehir, Dicle Nehri boyunca uzanarak ülkenin kuzey-güney ticaret yollarını birbirine bağlar. Aynı zamanda petrol zengini bölgelerin yönetim merkezine yakın olması, Bağdat’ı ekonomik ve politik açıdan hayati bir konuma taşımıştır.

20. yüzyıl boyunca Irak’ta yaşanan siyasi istikrarsızlıklar, Bağdat’ı doğrudan etkiledi. 1979’da Saddam Hüseyin’in iktidara gelişiyle şehir, güçlü bir merkezi yönetimin sembolü haline geldi. Ancak 1991 Körfez Savaşı ve 2003 ABD işgali, Bağdat’ın altyapısını büyük ölçüde tahrip etti.

Bugün Bağdat, Irak hükümetinin, parlamentosunun ve en önemli diplomatik kurumlarının bulunduğu yerdir. Tüm zorluklara rağmen şehir, Irak’ın yeniden inşa sürecinde umut simgesi olmaya devam ediyor.

Kültürel Miras ve Sanat Hayatı

Bağdat, tarih boyunca kültür, sanat ve edebiyatın beşiği olmuştur. Abbâsî döneminde Arap edebiyatı, şiir ve müzik alanlarında büyük ilerlemeler yaşanmıştır. Ünlü “Binbir Gece Masalları”nın hikâyeleri, Bağdat atmosferinde şekillenmiştir.

Modern dönemde ise şehir, Irak edebiyatının ve sanatının merkezi olmaya devam etmektedir. Bağdat Üniversitesi ve Irak Ulusal Müzesi gibi kurumlar, ülkenin kültürel zenginliğini korumaktadır. Özellikle Irak Ulusal Müzesi, Mezopotamya uygarlıklarına ait paha biçilemez eserleri barındırır.

Bağdat’ın sokakları, geleneksel el sanatları, hat sanatı, müzik ve mutfak kültürüyle de tanınır. Dicle Nehri kıyısında çay içmek, klasik Arap müziğini dinlemek ve geleneksel “masgûf” balığını tatmak, Bağdat kültürünü deneyimlemenin vazgeçilmez parçalarıdır.

Bağdat’ta Günümüz ve Yeniden İnşa Süreci

2003 sonrası işgal ve iç çatışmalar, Bağdat’ın sosyal dokusunu derinden sarsmıştır. Ancak 2010’lardan itibaren şehirde yeniden yapılanma ve kültürel canlanma süreci başlamıştır. Yeni köprüler, kamu binaları, üniversiteler ve kültür merkezleriyle Bağdat modern bir başkent kimliği kazanmaya çalışmaktadır.

Güvenlik sorunlarına rağmen, turizm ve kültürel etkinlikler giderek artmaktadır. Özellikle Bağdat Uluslararası Fuarı, Arap edebiyat festivalleri ve müzik etkinlikleri, şehri yeniden Ortadoğu’nun kültürel başkentlerinden biri haline getiriyor.

Bağdat’ın Geleceği

Bağdat’ın geleceği, Irak’ın istikrarı ile doğrudan ilişkilidir. Genç nüfusun artması, eğitim yatırımları ve ekonomik çeşitlenme, şehri yeniden kalkınmanın merkezi haline getirebilir. Ayrıca dijitalleşme ve modern altyapı projeleri, Bağdat’ın gelecekte bölgesel bir teknoloji ve kültür merkezi olma potansiyelini güçlendirmektedir.

Uluslararası ilişkilerde de Bağdat, İran, Türkiye, Suudi Arabistan ve ABD gibi aktörlerin kesişme noktasında diplomatik bir denge unsuru olarak önemini korumaktadır.

Sonuç

Bağdat, tarih boyunca defalarca yıkılmış ama her seferinde küllerinden doğmuştur. Abbâsîlerin ilim merkezi, Osmanlı’nın doğu incisi, modern Irak’ın başkenti olarak varlığını sürdürmektedir. Zengin tarihi, kültürel mirası ve stratejik önemiyle Bağdat, hem geçmişin hem de geleceğin şehri olmaya devam ediyor.

SEO Anahtar Kelimeler: Bağdat tarihi, Bağdat kültürü, Bağdat siyaseti, Irak başkenti, Bağdat Abbâsî dönemi, Bağdat Osmanlı dönemi, Bağdat kültürel mirası, Ortadoğu şehirleri, Bağdat turizmi, Bağdat tarihi yerler, Dicle Nehri, Irak tarihi, Bağdat günümüzde, Bağdat yeniden inşa süreci.

Makedonya İmparatorluğu: Büyük İskender'in Mirası

Makedonya İmparatorluğu Makedonya İmparatorluğu, MÖ 4. yüzyılda yükselen ve antik dünyanın seyrini kökten değiştiren bir güçtü. Tarihi, özel...