17 Haziran 2025 Salı

Küba Devrimi ve Soğuk Savaş

Küba Devrimi ve Soğuk Savaş 



Küba ABD`nin Karayip'teki üstü gibi görünmektedir. 1959 yılı öncesinde sömürülmekte hatta kullanılmakta olan Küba ABD yanlılarına karşı ayaklanmıştır. Küba zengin kısım yönetimde yer alır. Halkın baya bir kısmı fakirdir. Hatta o zamanki Küba'da en önnemli gelir kaynaklarından biri de gazino ve kumarhanelerdir.



Küba Devrimi (1953–1959) Genel Bilgiler

Liderler: Fidel Castro, Che Guevara, Camilo Cienfuegos.

Karşı taraf: Diktatör Fulgencio Batista, ABD destekliydi.

Başlangıç: 1953'te Moncada Kışlası Baskını (başarısız).

Zafer: 1 Ocak 1959’da Fidel Castro, Havana’ya girerek Batista rejimini devirdi.



Soğuk Savaş Bağlamı

Soğuk Savaş (ABD ile SSCB arasındaki ideolojik ve politik rekabet) sürerken gerçekleşti. ABD'nin Latin Amerika üzerindeki etkisini tehdit etti. Küba, kısa sürede Sovyetler Birliği'ne yakınlaştı ve komünist rejim benimsedi.




Soğuk Savaş Gelişmeleri ile Etkileşimi

ABD-Küba İlişkilerinin Bozulması

Devrim sonrası Fidel Castro, Amerikan şirketlerini kamulaştırdı. ABD, Küba’ya ekonomik ambargo uyguladı. 1961’de Küba, resmen SSCB ile ittifak kurdu.



Domuzlar Körfezi Çıkarması (1961)

ABD destekli sürgünler, Castro’yu devirmek için Küba’ya çıkarma yaptı. Başarısız oldu. Castro’nun gücü pekişti, ABD rezil oldu.



Küba Füze Krizi (1962)

SSCB, Küba’ya nükleer füze yerleştirmeye başladı. ABD bunu tehdit olarak gördü; dünya nükleer savaşın eşiğine geldi. Sovyetler füzeleri geri çekti, ABD de Türkiye’deki füzelerini kaldırdı.

Küba'nın Rolü

Küba, Soğuk Savaş’ta Sovyet etkisinin Latin Amerika’daki merkezi oldu. Angola, Etiyopya gibi ülkelerde devrimci hareketlere destek verdi. ABD'nin Latin Amerika politikaları daha agresifleşti (örneğin Şili’de darbeler).

Sonuç

Küba Devrimi, Soğuk Savaş'ın Latin Amerika'daki en önemli kırılma noktalarından biridir. Devrim, bölgedeki ABD hegemonyasını tehdit etmiş, Küba'yı Sovyetler'e yaklaştırmış ve dünyayı nükleer savaşın eşiğine getirmiştir. Bu süreç, Soğuk Savaş’ın küresel bir çatışma olduğunu açıkça göstermiştir.


12 Haziran 2025 Perşembe

Amerika Birleşik Devletleri`nde Eyalet Sistemi [Federatif Sistem]

 GİRİŞ

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eyalet sistemi, ülkenin yönetim yapısının temel taşlarından biridir. ABD, federal bir cumhuriyet olarak örgütlenmiştir ve 50 eyaletten oluşur. Her eyaletin kendi anayasası, yasaları, yönetimi ve yargı sistemi vardır, ancak bunlar federal anayasa ve yasalarla çelişemez.

FEDERAL YAPI VE ANAYASA

ABD Anayasası (1787), federal ve eyalet yönetimleri arasında yetki paylaşımı yapar. Federal hükümet, dış ilişkiler, savunma, para basımı gibi ulusal konularda yetkilidir. Eyaletler, eğitim, sağlık, yerel güvenlik, aile hukuku gibi birçok konuda bağımsızdır.

EYALETLERİN ÖZELLİKLERİ

Kendi başkenti ve yönetim organları vardır sanki bağımsız devletmiş gibi ama özerk yapıdadır. Vali (Governor) başkanlığında yürütme organı bulunur. Vali başbakan gibi görev yapmaktadır yani o eyaletin reisidir.  İki meclisli yasama organı (Senato ve Temsilciler Meclisi) genellikle vardır. Yargı sistemi eyalet yüksek mahkemesine kadar uzanır.

FEDERAL VE EYALET HUKUKU

Eyalet yasaları yalnızca o eyaletin içinde geçerlidir. Başka bir bölgeyi kapsamamaktadır hepsi kendi yasasını yapmada bağımsızdır. Federal yasalar tüm ülkede geçerlidir ve üstünlük ilkesi (Supremacy Clause) gereği, federal yasalar eyalet yasalarına üstün gelir.

EYALETLERİN TEMSİLİ

ABD Kongresi'nde her eyalet, Senato’da 2 senatörle temsil edilir nüfustan bağımsız bir şekil de temsil edilir. Temsilciler Meclisi’ndeki temsil sayısı ise nüfusa oranına göre belirlenir.

YENİ EYALETLERİN KURULMASI VE KABULÜ

Bu tamamen Federe Hükümete bağlı bir olaydır. Meclisten kabul görürse ABD`ye katılabilir. 

EYALETLER ARASI FARKLILIKLAR

Her eyalette bu durumlar farklıdır. Farklı vergi oranlarına (ör. gelir vergisi veya satış vergisi), Farklı evlilik yasalarına, Farklı eğitim politikalarına sahip olabilir. Örneğin: Teksas’ta eyalet gelir vergisi yoktur. Kaliforniya çevreci yasalarıyla bilinir. New York daha sıkı silah yasalarına sahiptir.

FEDERALİZİM VE ÇATIŞMALAR

Zaman zaman federal hükümet ile eyaletler arasında yetki çatışmaları yaşanabilir. Örnekler: Esrar kullanımı: Bazı eyaletler serbest bırakırken, federal yasa hâlâ yasaklar. Göçmenlik politikaları: Eyaletler kendi uygulamalarını geliştirse de, göç federal bir yetkidir.

EYALET DIŞI TOPRAKLAR

ABD’ye bağlı ancak eyalet olmayan bölgeler de vardır: Porto Riko, Guam, Amerikan Samoası, ABD Virgin Adaları vb. Bu bölgelerde yaşayanlar bazı federal haklara sahip değildir (örneğin, başkanlık seçiminde oy veremezler). Bu bölgelerin çoğu ispanya ile olan 1898 deki savaşta yarı yarı ya sömürgeleştirildi.

ÖZET

 ABD’nin eyalet sistemi, güçler ayrılığı ve yerel özerklik ilkelerine dayanır. Her eyalet bir anlamda "mini devlet" gibi işlev görür, ancak federal yapının bir parçasıdır. Bu sistem, ABD'nin hem birliğini hem de eyaletlerin çeşitliliğini korumasını sağlar.



 


11 Haziran 2025 Çarşamba

Amerika`nın Bağımsızlığı

Amerika`nın Bağımsızlığı




 Amerika Birleşik Devletleri’nin kuruluşu, modern tarihin en önemli olaylarından biridir. Bu olay sadece bir ulusun doğuşunu değil, aynı zamanda insanlık tarihindeki özgürlük, demokrasi ve halk iradesine dayalı yönetim ilkelerinin şekillenmesini de simgeler. 18. yüzyılın ikinci yarısında Kuzey Amerika’daki 13 İngiliz kolonisi, Britanya İmparatorluğu’na karşı başlattıkları mücadele sonucunda bağımsızlıklarını ilan ederek yeni bir cumhuriyet kurmuşlardır.

 Bu süreç, yalnızca askeri bir savaşla sınırlı kalmamış, aynı zamanda felsefi, siyasi ve ekonomik bir devrimi de beraberinde getirmiştir. Dünya Kamuoyu`nda  izlenen gelişmeleri kronolojik ve ayrıntılı bir şekilde değerlendireceğiz.

13. Koloni`nin Kuruluşu ve İngiltere ile İlişkileri




 17. yüzyılın başlarından itibaren Britanya, Kuzey Amerika’da çeşitli bölgelerde koloniler kurmaya başlamıştı. Bu kolonilerin temel amacı ekonomik kazanç sağlamak, İngiliz nüfuzunu genişletmek ve İngiltere’deki dinsel, sosyal veya ekonomik baskılardan kaçmak isteyenlere yeni yaşam alanları sunmaktı.

 Kurulan 13 koloniyi inceleyelim, Massachusetts, New Hampshire, Rhode Island, Connecticut, New York, New Jersey, Pennsylvania, Delaware, Maryland, Virginia, North Carolina, South Carolina ve Georgia kolonilerinden oluşmaktadır.

 Bu koloniler ilk başlarda kraliyetin doğrudan kontrolü altında değildi. Kendi meclisleri, yasaları ve yöneticileri vardı. Ancak zamanla İngiliz Parlamentosu, bu koloniler üzerindeki denetimini artırmaya ve onları ekonomik yönden daha sıkı kontrol etmeye başladı. Bunun sonucunda ise Amerika'daki kolonilerin çoğu tam bağımsızlık istemiştir.

Sömürgeciliğin Artan Memnuniyetsizliği




 1756-1763 yılları arasında yaşanan Yedi Yıl Savaşı (Amerika'da Fransız ve Kızılderili Savaşı olarak da bilinir), Britanya'nın mali açıdan oldukça zayıflamasına neden oldu. Bu savaşta İngiltere, Fransızları Kuzey Amerika'dan çıkararak koloniler üzerindeki egemenliğini sağlamlaştırmıştı, ancak savaşın maliyeti çok yüksekti. İngiltere bu maliyeti kolonilere yüklemek istedi.

 Kolonilere yapılan yeni yükümlülük düzenlemelerine göre memnuniyetsizlik daha da artmıştır.

 Şeker Yasası (1764): Kolonilere ithal edilen şeker ve melasa vergi getirildi.

 Pul Yasası (1765): Gazete, yasal belgeler, lisanslar ve oyun kartları gibi basılı materyaller vergilendirildi.

 Townshend Yasaları (1767): Cam, kurşun, boya, kağıt ve çaya vergi getirildi.

 Bu yasalar, “temsilsiz vergiye hayır” sloganını doğurdu. Koloniler, İngiltere Parlamentosu’nda temsil edilmedikleri halde vergiye tabi tutulmalarının adil olmadığını savunuyorlardı.

Boston Çay Partisi ve Tepkileri




 1773 yılında İngiliz Parlamentosu, Çay Yasasını çıkararak İngiltere’den doğrudan kolonilere çay satılmasına ve Doğu Hindistan Şirketi'nin tekel oluşturmasına izin verdi. Bu durum, yerli tüccarları zor durumda bıraktı ve sömürgeciler arasında büyük tepki doğurdu.

 16 Aralık 1773’te, Boston Çay Partisi adlı olay gerçekleşti. Samuel Adams önderliğindeki bir grup koloni yanlısı, Mohawk yerlileri gibi giyinerek Boston limanına yanaşan İngiliz gemilerindeki çayları denize döktü.

 İngiltere buna sert karşılık verdi ve Zorba Yasalar olarak adlandırılan cezai düzenlemeleri yürürlüğe soktu. Boston limanı kapatıldı, Massachusetts’in özyönetimi askıya alındı. Bu gelişmeler koloniler arasında dayanışmayı artırdı.

İlk Kıvılcımlar [Lexington ve Concord]




 Nisan 1775’te, İngiliz birlikleri Massachusetts’teki silah ve mühimmat depolarına el koymak için yola çıktılar. Ancak bu hareket, Amerikan milis kuvvetleri tarafından haber alındı ve Lexington ve Concord kasabalarında ilk silahlı çatışmalar yaşandı.

 Bu olayla beraber Amerika`da devrime giden yolda ilk kurşun atılmıştır. ABD`nin kuruluşu yönünde de ilk adım atılmış oldu.

Kıta Kongresi ve Bağımsızlık Bildirgesi 



 1774 yılında toplanan Birinci Kıta Kongresi, İngiltere’ye karşı ortak bir duruş sergilemeyi amaçlıyordu. 1775’te ise İkinci Kıta Kongresi toplandı ve George Washington, kıta ordusunun başkomutanı olarak atandı.

 Kongrede bağımsızlık fikri yavaş yavaş güç kazandı. Özellikle Thomas Paine tarafından kaleme alınan “Common Sense” (Sağduyu) adlı kitapçık, halk arasında büyük yankı uyandırdı. Paine, monarşinin saçmalığını ve bağımsız bir cumhuriyetin gerekliliğini sade bir dille anlatıyordu.

 4 Temmuz 1776’da, Thomas Jefferson tarafından kaleme alınan Bağımsızlık Bildirgesi, Kıta Kongresi tarafından kabul edildi. Bu bildiri, kolonicilerin artık Britanya Krallığı’na bağlı olmadıklarını, bağımsız ve özgür bir ulus olduklarını ilan ediyordu.

Savaşın Sonuçları ve Paris Antlaşması


 3 Eylül 1783`te Paris Antlaşması sonucunda şu maddelerle şekillenmiştir. İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığını tanıdı. ABD’nin sınırları, Mississippi Nehri’ne kadar uzatıldı. İngiltere, savaş sırasında ele geçirilen bölgeleri terk etmeyi kabul etti. Tazminatlar ve Sadıklar’ın malları konularında uzlaşma sağlandı. Bu antlaşmayla birlikte yedi yıl süren savaş sona erdi ve dünya tarihinde yeni bir dönem başladı.

Yeni Bir Ulusun Doğuşu

 Savaşın kazanılması bağımsızlığı getirmişti ama yeni bir devletin nasıl yönetileceği konusunda henüz uzlaşılmış değildi. İlk olarak 1781’de Konfederasyon Maddeleri yürürlüğe girdi. Ancak bu yapı, merkezi yönetimi zayıf bıraktığından işlevsel olmadı.

 1787’de Philadelphia’da Anayasa Konvansiyonu toplandı ve bugünkü Amerikan Anayasası hazırlandı. 1789’da George Washington, oybirliğiyle ülkenin ilk başkanı seçildi. 1791’de ise Haklar Bildirgesi anayasaya eklendi.

 Yeni devlet, federal sistemle yönetilen bir cumhuriyet olarak şekillendi. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bu sistem, ilerleyen yüzyıllarda dünya demokrasileri için model haline geldi.

Sonuç


 Amerika’nın bağımsızlık mücadelesi, yalnızca bir toprak kazanımı ya da koloni isyanı olarak değerlendirilemez. Bu mücadele, halk egemenliği, doğal haklar, özgürlük ve anayasal yönetim gibi evrensel değerlerin hayata geçirildiği tarihsel bir dönüm noktasıdır.

 Amerikan Devrimi’nin etkileri sadece Amerika kıtasında sınırlı kalmamış, Avrupa’da özellikle Fransız Devrimi’ni tetiklemiş, daha sonra Latin Amerika’daki bağımsızlık hareketlerine örnek olmuştur. Aynı zamanda bireyin devlet karşısındaki haklarını tanımlayan modern anayasal sistemlerin temelini oluşturmuştur.

 Bugün hâlâ, 4 Temmuz yani Bağımsızlık Günü, sadece Amerikan halkı için değil, özgürlüğün evrensel değerini benimseyen herkes için anlam taşımaktadır.

8 Haziran 2025 Pazar

Miken Uygarlığı

Miken Uygarlığı

Miken Uygarlığı, M.Ö. yaklaşık 1600 - 1100 yılları arasında Yunanistan anakarasında hüküm sürmüş, tarihsel olarak bilinen ilk Yunan uygarlığıdır. Adını, en önemli şehirlerinden biri olan Mykenai (Miken)'den alır.

Başlıca Özellikleri

Coğrafya

Merkezleri: Mykenai (Miken), Tiryns, Pylos, Thebes, Atina

Bugünkü Yunanistan anakarası, özellikle Peloponez Yarımadası’nda yerleşmişlerdi.

Zaman Dilimi

Erken Dönem: M.Ö. 1600–1400

Klasik Miken Dönemi: M.Ö. 1400–1200

Çöküş: M.Ö. 1200–1100 (Deniz Kavimleri ve iç karışıklıklarla birlikte)

Toplum ve Mimari

Saray merkezli şehir devletleri (örneğin Miken Sarayı, Pylos Sarayı)

Dev taşlarla inşa edilmiş sur duvarları ("Cyclopean" mimari)

Ünlü yapı: Aslanlı Kapı (Lion Gate) – Miken’in giriş kapısı

Tholos mezarları (Kubbe mezarları) – Kraliyet aileleri için yapılmıştır

Yazı Dili

Linear B yazısı kullanmışlardır.

Bu yazı, Yunanca’nın en eski biçimidir ve kil tabletler üzerine yazılmıştır.

Ticaret, vergi ve saray yönetimi gibi konularda kullanılmıştır.

Savaş ve Siyaset

Askerî bir uygarlıktı: Surlar, silahlar, savaşçı mezarları önemli yer tutar.

Homeros’un İlyada’sındaki Akhalar (Achaeans), Mikenler olarak kabul edilir.

Truva Savaşı’na katıldıkları düşünülür (tarihî doğruluğu tartışmalı olsa da).

Ekonomi ve Ticaret

Tarım, zeytinyağı, şarap, hayvancılık.

Geniş bir ticaret ağı: Girit, Anadolu, Mısır, Levant ve İtalya ile ticaret.

Miken seramikleri, Akdeniz genelinde bulunmuştur.

Çöküşleri [1200 -1100]

Ani ve gizemli bir çöküş yaşandı.

Olası nedenler:

Deniz Kavimleri saldırıları

İç savaş ve siyasi çöküş

Doğal afetler (depremler)

Çöküş sonrası: Yunanistan “Karanlık Çağlar” dönemine girdi (yazılı kaynak neredeyse yok)

Kültürel Mirasları

Homeros’un destanları ile devam eden etkileri.

Erken Yunan sanatına, mimarisine ve mitolojisine etkileri büyüktür.

Arkeolojik buluntular: Heinrich Schliemann tarafından keşfedilen Miken Hazinesi.


6 Haziran 2025 Cuma

Surinam`a Bakış

Surinam`a Bakış



Resmi adı: Surinam Cumhuriyeti (Republic of Suriname)

Başkent: Paramaribo

Yüzölçümü: Yaklaşık 163,820 km²

Nüfus: Yaklaşık 600,000 (2024 tahmini)

Resmi dil: Felemenkçe

Para birimi: Surinam Doları (SRD)

Yönetim biçimi: Başkanlık tipi cumhuriyet

Bağımsızlık: 25 Kasım 1975'te Hollanda'dan bağımsızlığını kazandı.



Coğrafya:

Güney Amerika’nın kuzeyinde yer alır. Doğusunda Fransız Guyanası, batısında Guyana, güneyinde Brezilya ve kuzeyde Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Güney Amerika`nın en küçük yüz ölçümüne sahip olan ülkesidir [163,820 km²]. Ekvatoral iklim hâkimdir: sıcak ve nemli. Ülkenin %90'ından fazlası yağmur ormanlarıyla kaplıdır.



Nüfus ve Kültür:

Etnik yapı oldukça çeşitlidir:

Doğu Hintliler (Hindistan kökenliler), Kreoller (Afrika kökenli), Cava kökenliler (Endonezya’dan), Yerli Amerikalılar, Maronlar (köle kökenli topluluklar), Avrupalılar ve Çinliler. Çok dilli bir toplumdur. Resmi dil Felemenkçe olsa da Sranan Tongo (yerel kreol dili), İngilizce, Hintçe, Java dili ve diğer diller yaygındır. 

Dinî çeşitlilik: Hristiyanlık, Hinduizm, İslam gibi dinler barış içinde bir arada yaşar.



Ekonomi:

Başlıca gelir kaynakları:

Altın, boksit, petrol gibi doğal kaynaklar.

Tarım ürünleri: pirinç, muz, şeker kamışı.

Balıkçılık ve orman ürünleri.

Ekonomisi dış etkilere ve emtia fiyatlarına duyarlıdır.

Dünya Bankası sınıflandırmasına göre orta gelirli bir ülkedir.

İlginç Bilgiler:

Güney Amerika’daki en küçük ülkedir. Paramaribo’nun tarihi şehir merkezi, UNESCO Dünya Mirası Listesindedir. Nüfusun büyük çoğunluğu kıyı bölgelerinde yaşar, iç kesimler oldukça seyrek nüfusludur. Tropikal doğası ve biyoçeşitliliğiyle ekoturizm için önemli potansiyele sahiptir.



Surinam Tarihini

İlk Dönemler ve Yerli Halklar

Surinam’ın ilk sakinleri, binlerce yıl önce buraya yerleşen yerli Amerindian halklardı. Bu gruplar arasında Arawaklar ve Karibler öne çıkar. Nehir kıyılarında ve iç ormanlarda balıkçılık, avcılık ve tarımla geçinirlerdi.



Avrupa Sömürge Dönemi [1600 - 1975]

İlk Kolonizasyon Dönemi

17. yüzyılda bölgeye ilk gelen Avrupalılar İngilizler oldu. 1650’lerde Surinam’da İngiliz kolonileri kuruldu.

Hollanda Hakimiyeti

1667’de Breda Antlaşması ile İngilizler Surinam’ı Hollanda’ya bıraktı; karşılığında New York’u (o zamanki adıyla New Amsterdam) aldılar. Böylece Surinam, Hollanda Guyanası adıyla Hollanda’nın bir sömürgesi haline geldi.

Kölelik ve Plantasyon Ekonomisi

17. ve 18. yüzyıllarda Surinam, şeker kamışı, kahve, kakao gibi ürünler yetiştirilen plantasyon ekonomisine geçti. Bu sistem için Batı Afrika’dan on binlerce köle getirildi. Sert yaşam koşulları nedeniyle çok sayıda köle kaçtı ve ormanlara yerleşerek Maron topluluklarını oluşturdu.

Köleliğin Kaldırılması [1863]

Hollanda, köleliği 1863’te kaldırdı. Ancak köleler “zorunlu çalıştırma” altında 10 yıl daha çalıştırıldı. Yerine çalıştırılmak üzere Hindistan ve Java (Endonezya) gibi bölgelerden işçiler getirildi. Bu da bugünkü etnik çeşitliliğin temelini oluşturdu.



Bağımsızlık ve Modern Dönem [1975 - Günümüz]

Bağımsızlık [1975]

Surinam, 25 Kasım 1975’te Hollanda’dan barışçıl yollarla bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlıktan sonra yüz binlerce kişi, özellikle eğitimli kesim, Hollanda’ya göç etti.

Askeri Darbeler ve Siyasi Krizler

1980’de Desi Bouterse adlı ordu mensubu tarafından darbe yapıldı. 1982’de rejim muhaliflerinden 15 kişinin öldürüldüğü "Aralık Cinayetleri" uluslararası alanda büyük tepki topladı. 1986’da Maronlar ile hükümet arasında iç savaş yaşandı (1992'de barış anlaşmasıyla sona erdi).

Demokratikleşme ve Günümüz

1991’den itibaren demokratik seçimler düzenli olarak yapılmakta. Desi Bouterse, 2010’da sivil olarak tekrar cumhurbaşkanı seçildi, ancak insan hakları suçları nedeniyle tartışmalı bir figür olmaya devam etti. En son 2020 seçimlerinde Chandrikapersad Santokhi cumhurbaşkanı seçildi.

Özet 

Surinam’ın tarihi, yerli halkların varlığı, Avrupa sömürgeciliği, kölelik, göçmen işçi hareketleri ve etnik çeşitlilik gibi temalar etrafında şekillenmiştir. Bugün, bu tarihsel süreçler Surinam’ı çok kültürlü, çok dilli ve karmaşık kimlikli bir ülke haline getirmiştir.

Gambiya`ya Bakış

Gambiya`ya Bakış



Gambiya, Batı Afrika'da yer alan küçük bir ülkedir. İşte Gambiya hakkında bazı temel bilgiler:

Genel Bilgiler:

Başkent: Banjul

Resmi Dil: İngilizce

Nüfus: Yaklaşık 2.8 milyon (2023 tahmini)

Yönetim Şekli: Cumhuriyet

Bağımsızlık: 18 Şubat 1965 (Birleşik Krallık'tan)

Para Birimi: Gambiya Dalasisi (GMD)




Coğrafi Özellikler:

Gambiya, Senegal ile çevrilidir ve yalnızca batısında Atlas Okyanusu'na kıyısı vardır. Ülke, Gambiya Nehri boyunca dar ve uzun bir şekilde uzanır.



Ekonomi:

Müzik ve dans Gambiya kültüründe önemli yer tutar. Kora (bir tür telli çalgı) geleneksel müzikte sık kullanılır. Nüfusun büyük çoğunluğu Müslümandır.

İlginç Bilgiler:

Gambiya, yalnızca yaklaşık 48 kilometre genişliğindedir, ama uzunluğu 400 km'ye kadar uzanır! Ülkenin şekli, adeta Gambiya Nehri'nin etrafına sarılmış bir şerit gibidir. Bu şekli, sömürge dönemindeki sınır anlaşmalarından kaynaklanır. 

Gambiya Nehri, ülkenin adeta can damarı gibidir. Nehir, ulaşımdan balıkçılığa kadar birçok alanda hayatın merkezindedir. Gambiya'nın ismi de buradan gelir.

Ünlü “Roots” (Kökler) romanı ve dizisinde adı geçen Kunta Kinte, Gambiya'nın Juffureh köyündendir. Gerçek bir kişi olan Kunta Kinte’nin hikâyesi, kölelik tarihine dair önemli bir sembol haline gelmiştir.

Avrupa'dan gelen turistler için özellikle kış aylarında "The Smiling Coast of Africa" (Afrika’nın Gülümseyen Sahili) sloganıyla tanınır. Hem sıcak iklimi hem de yerel halkın misafirperverliğiyle ünlüdür.

Uzun süre boyunca Gambiya’da seçimlerde oy verme işlemi bilye ile yapılırdı. Seçmenler, tercih ettikleri adayın sembolü olan kutuya bir bilye atardı. Bu sistem, hem okuma-yazma bilmeyenler için pratiktir, hem de şaibeyi azaltmak için geliştirilmiştir.


5 Haziran 2025 Perşembe

Botswana'ya Bakış

Botswana'ya Bakış

Botswana, resmi adıyla Botsvana Cumhuriyeti, güney Afrika'nın iç kesiminde, Güney Afrika, Namibya, Zambiya ve Zimbabve ile sınır komşusu olan bir ülkedir. 581.730 km² yüzölçümüyle Botswana, yaklaşık 2,5 milyonluk nüfusuyla dünyanın en seyrek nüfuslu ülkelerinden biridir.

Siyasi ve Ekonomik Durum

1966 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Botswana, Afrika'nın en istikrarlı çok partili demokrasilerinden biri haline gelmiştir. 2024 yılında yapılan seçimlerde, 58 yıldır iktidarda olan Botswana Demokratik Partisi (BDP) yenilgiye uğrayarak yerini Duma Boko liderliğindeki muhalefet koalisyonu Umbrella for Democratic Change (UDC)'ye bırakmıştır. Bu da demokrasi açısından istikrarlı bir ülke olarak göstermektedir.

Ülkenin ekonomisi büyük ölçüde elmas madenciliğine dayanmaktadır. Elmas ihracatı, Botswana'nın toplam ihracatının %80'inden fazlasını ve GSYİH'sinin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Ancak, son yıllarda sentetik elmasların yükselişi ve küresel talebin düşmesi nedeniyle elmas gelirlerinde azalma yaşanmıştır. Bu durum, hükümeti ekonomiyi çeşitlendirme çabalarına yönlendirmiştir. Elmas dışındaki maddelere yönelmeye çalışmışlardır.

Turizm ve Doğal Güzellikler

Botswana, doğal yaşam alanlarını koruma konusundaki kararlılığıyla bilinir. Ülkenin yaklaşık %42'si milli parklar ve koruma alanlarıyla kaplıdır . Başlıca turistik cazibe merkezleri arasında ki yerler şöyle sıralanmaktadır.

Okavango Deltası: UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bu delta, zengin biyolojik çeşitliliğiyle dikkat çeker.

Chobe Ulusal Parkı: Afrika'nın en büyük fil popülasyonuna ev sahipliği yapar.

Makgadikgadi Tuz Düzlükleri: Dünyanın en büyük tuz düzlüklerinden biri olup, benzersiz manzaralar sunar.

Enerji ve Altyapı Gelişmeleri

Selebi-Phikwe Güneş Enerjisi Santrali: 50 MW kapasiteli bu proje, Norveç merkezli Scatec tarafından geliştirilmektedir.

Tati Güneş Enerjisi Santrali: 105 MW kapasiteli bu proje, Botswana'nın ilk büyük ölçekli özel güneş enerjisi santrali olmayı hedeflemektedir.

Kültür ve Dil

Ülkenin resmi dili İngilizce, ulusal dili ise Setswana'dır. Botswana halkı, Bantu kökenli Tswana etnik grubuna mensup olup, "Batswana" olarak adlandırılır.

Özet Bilgiler

Başkent: Gaborone

Nüfus: Yaklaşık 2,5 milyon

Yüzölçümü: 581.730 km²

Resmi Dil: İngilizce

Ulusal Dil: Setswana

Para Birimi: Botswana Pula (BWP)

Zaman Dilimi: GMT+2

Özet

Botswana, doğal güzellikleri, siyasi istikrarı ve ekonomik çeşitlendirme çabalarıyla Afrika kıtasında öne çıkan bir ülkedir. Safari turizmi, elmas madenciliği ve yenilenebilir enerji projeleriyle hem yerel halkın refahını artırmayı hem de sürdürülebilir kalkınmayı hedeflemektedir.


Part İmparatorluğu: Doğu'nun Güçlü Rakibi (M.Ö. 247 – M.S. 224)

Part İmparatorluğu Part İmparatorluğu, yaklaşık 500 yıl boyunca varlığını sürdürmüş, İran platosunun ve Mezopotamya'nın önemli bir bölü...