Kırım Hanlığı
Kırım Hanlığı, 15. yüzyılda Altın Orda Devleti'nin parçalanmasıyla birlikte ortaya çıkan önemli Türk hanlıklarından biridir. 1441 yılında Hacı I. Giray yani Hacı Giray tarafından kurulan bir Türk Hanlığıdır. Karadeniz’in kuzey kıyılarında stratejik bir güç haline gelmiş ve Osmanlı İmparatorluğu ile uzun süreli siyasi ilişkiler kurmuştur. Merkezi, günümüz Kırım Yarımadası'nda yer alan Bahçesaray şehriydi. Hanlık, yaklaşık 350 yıl boyunca bölgedeki siyasi, kültürel ve ekonomik gelişmeleri derinden etkilemiştir.
Hacı I. Giray, hanlığın kurucusu olarak Altın Orda hanedanına mensuptu ve çoğu müslüman Türklerden oluşmaktadır. Kuruluşundan kısa süre sonra Osmanlı İmparatorluğu ile iyi ilişkiler kurmuş, 1475 yılında Osmanlılar, Kefe’yi (Feodosya) ele geçirerek Kırım’daki Ceneviz varlığına son vermiştir. Aynı yıl Kırım Hanlığı Osmanlı’ya bağlı bir müttefik devlet statüsüne girmiştir. Bu durum hanlığın hem koruma altında kalmasını hem de Osmanlı’ya askerî destek vermesini sağlamıştır.
Kırım Hanlığı'nın en önemli görevlerinden biri Osmanlı ordusuna yardımcı kuvvetler göndermekti. Özellikle Lehistan, Litvanya ve Rusya'ya karşı düzenlenen seferlerde Kırım atlı birlikleri önemli roller oynamıştır. Ancak bu seferler sırasında Kırım Tatarları’nın sıkça gerçekleştirdiği akınlar ve esir alımları, bölgede ciddi sosyal sorunlara da yol açmıştır.
16. ve 17. yüzyıllar, hanlığın en güçlü olduğu dönemlerdir. Bu yüzyıllarda Kırım Hanları Osmanlı’nın doğu politikalarında etkin olmuş ve bazı dönemlerde kendi başlarına sefer düzenleyebilmişlerdir. Özellikle II. Gazi Giray ve IV. Mehmed Giray gibi hanlar dönemin öne çıkan figürlerindendir. Ancak 18. yüzyıla gelindiğinde hanlık, artan Rus baskısıyla zayıflamaya başlamıştır.
Kırım Hanlığı’nın sonunu getiren süreç, 1774 yılında Osmanlı ile Rusya arasında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile başlamıştır. Bu antlaşmayla hanlık sözde bağımsız hale gelse de fiilen Rus etkisine girmiştir. 1783 yılında ise Rus Çariçesi II. Katerina, Kırım’ı ilhak ederek hanlık yönetimine son vermiştir.
Kırım Hanlığı’nın yıkılması, sadece bir Türk devletinin sonu değil, aynı zamanda Karadeniz’in kuzeyindeki Türk-İslam varlığının zayıflaması anlamına gelmiştir. Hanlık, mimarisi, sanatı, dili ve halk kültürüyle büyük bir medeniyetin temsilcisiydi. Günümüzde Kırım Tatarları, bu köklü geçmişin mirasçıları olarak yaşamlarını sürdürmektedir. Hanlığın başkenti Bahçesaray’daki Han Sarayı, bu geçmişin simgesel yapılarından biridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder