25 Eylül 2025 Perşembe

Nikaragua`ya Bakış

Nikaragua`ya Bakış 


    




  Nikaragua Kuzey Amerika`ya bağlı ama Orta Ameika`da kurulmuş bir ülkedir. Nikaragua`nın başkenti Managua`dır. Yönetim biçimi üniter baskın parti ve başkanlık sistemli cumhuriyet. Milliyeti Nikaragualı. Resmi dilleri İspanyolca`dır. Nikaragua`da etnik guruplar yüzde 69`u Mestizo, yüzde 17`si beyaz, yüzde 9`u siyahi, yüzde 5`i Nikaragua Kızılderelileri. Para birimi cordoba. Dini ise Katolik Hristiyan çoğunluktadır. Nikaragua`nın 2025 yılının son nüfus verilerine göre 7.028.448 milyon kişidir. Genel olarak ortalama yaşam süresi 75,3 olarak tespit edilmiştir.

   Nikaragua, Orta Amerika’nın en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi olarak, zengin bir doğal çeşitliliğe ve karmaşık bir tarihsel sürece sahiptir. Kuzeyde Honduras, güneyde Kosta Rika, batıda Pasifik Okyanusu ve doğuda Karayip Denizi ile çevrili bu ülke, binlerce yıllık yerli uygarlıklardan başlayarak günümüzdeki modern devlet yapısına kadar uzanan önemli dönemlerden geçmiştir.

   Avrupalıların gelişinden önce Nikaragua topraklarında Nahua, Chorotega, Nicarao ve Miskito gibi yerli halklar yaşamaktaydı. Batı Nikaragua’da Nicarao halkı, Aztek kültüründen etkilenmişti. Tarım, özellikle mısır, fasulye ve kakao üretimi oldukça gelişmişti. Doğu kıyıları ise Miskito, Sumu ve Rama gibi kabilelere ev sahipliği yapıyordu. Bu bölgelerde balıkçılık ve avcılık öne çıkmaktaydı. Yerli halklar arasında gevşek ittifaklar ve küçük krallıklar bulunmakla birlikte, büyük bir merkezi imparatorluk yapısı yoktu.

   İspanyollar 1522’de Gil González Dávila önderliğinde bölgeyi keşfetti. 1524’te Granada ve León şehirlerinin kurulmasıyla sömürge dönemi başladı. İspanyollar, yerli halkları zorla çalıştırarak encomienda sistemiyle toprakları işlettiler. Yerli nüfus, özellikle Avrupa’dan gelen salgın hastalıklar, zorunlu işçilik ve savaşlar nedeniyle dramatik biçimde azaldı. Nikaragua, İspanyol İmparatorluğu’nun Guatemala Genel Valiliği’ne bağlı bir eyalet olarak yönetildi. Bu dönemde ülkenin Pasifik kıyısındaki toprakları daha sıkı İspanyol kontrolü altındayken, Karayip kıyıları daha gevşek denetim altındaydı ve ilerleyen yüzyıllarda İngiliz etkisine açık hale geldi.

  Orta Amerika’daki diğer bölgeler gibi Nikaragua da 15 Eylül 1821’de İspanya’dan bağımsızlığını ilan etti. Öncelikle kısa bir süre için Meksika İmparatorluğu’na bağlandı, ardından 1823’te Orta Amerika Birleşik Eyaletleri Federasyonu’na katıldı. Ancak León ve Granada gibi şehirler arasında yaşanan siyasi çekişmeler ve iç savaşlar, federasyonun 1838’de dağılmasına yol açtı. Nikaragua bu tarihte tam bağımsız bir cumhuriyet haline geldi. 

  Bağımsızlık sonrası dönemde ülke sürekli olarak liberaller (León merkezli) ve muhafazakârlar (Granada merkezli) arasındaki mücadelelere sahne oldu. Amerikalı maceracı William Walker, ülkedeki iç savaşlardan yararlanarak başkanlığı ele geçirdi. Walker, Nikaragua’yı köleci Güneyli ABD çıkarları için kullanmak istedi ancak bölge ülkelerinin ortak mücadelesiyle devrildi ve idam edildi. Bu dönem aynı zamanda Nikaragua Kanalı projesinin gündeme geldiği yıllardı. ABD, İngiltere ve Fransa gibi büyük güçler, Pasifik ile Atlantik’i birbirine bağlayacak stratejik bir kanal için Nikaragua’ya ilgi göstermeye başladı.

  Stratejik konumu ve kanal planları nedeniyle ABD, Nikaragua’ya defalarca asker çıkardı ve uzun süre ülke siyasetinde belirleyici oldu. 1927’den itibaren Sandino liderliğinde bir gerilla hareketi, ABD işgaline karşı savaştı. Sandino, ulusal bağımsızlık mücadelesinin simgesi haline geldi. ABD’nin desteğiyle iktidara gelen Anastasio Somoza García ve ailesi, yaklaşık 40 yıl süren otoriter bir hanedan kurdu. Somozalar ülkeyi askeri güç, yolsuzluk ve baskı politikalarıyla yönetti.

  1979’da Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi (FSLN), uzun yıllar süren gerilla mücadelesi sonucu Somoza rejimini devirdi. Sandinistalar, toprak reformu, okuma yazma kampanyaları ve sağlık hizmetlerini geliştirme gibi sosyalist politikalar uyguladı. Ancak ABD, özellikle Ronald Reagan döneminde, Sandinista yönetimini “komünist tehdit” olarak görerek Contra adı verilen karşı-devrimci grupları destekledi. 1980’lerde süren iç savaş, ülkeye büyük yıkım ve ekonomik kriz getirdi.

  1990’da yapılan seçimleri, ABD destekli muhalefet adayı Violeta Chamorro kazandı ve Sandinistalar iktidarı barışçıl biçimde devretti. Bu, Latin Amerika’da demokratik geçişin önemli örneklerinden biri oldu. 2007’de Daniel Ortega liderliğindeki Sandinistalar tekrar iktidara geldi. Ortega yönetimi ilk yıllarda sosyal programlarla destek toplasa da, özellikle 2018’den itibaren otoriterleşme, insan hakları ihlalleri ve seçim manipülasyonu suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.

  Nikaragua tarihi, yerli uygarlıkların izlerinden İspanyol sömürgeciliğine, yabancı müdahalelerden devrimlere uzanan yoğun bir mücadeleler zinciridir. Stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca büyük güçlerin ilgisini çeken bu ülke, bugün hâlâ demokratikleşme, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitlik konularında önemli sınavlarla karşı karşıyadır. İsyanlar, devrimler ve dış müdahalelerle şekillenen Nikaragua’nın tarihi, Orta Amerika’nın genel kaderini yansıtan çarpıcı bir örnek olmayı sürdürmektedir.

Hiç yorum yok:

Part İmparatorluğu: Doğu'nun Güçlü Rakibi (M.Ö. 247 – M.S. 224)

Part İmparatorluğu Part İmparatorluğu, yaklaşık 500 yıl boyunca varlığını sürdürmüş, İran platosunun ve Mezopotamya'nın önemli bir bölü...