1 Kasım 2025 Cumartesi

Büyük Bulgar Hanlığı

Büyük Bulgar Hanlığı: Göçlerin Kavşağında Kısa Ömürlü Bir İmparatorluk

Büyük Bulgar Hanlığı (Magna Bulgaria), 7. yüzyılın ilk yarısında Karadeniz’in kuzeyinde, bugünkü Ukrayna ve Güney Rusya topraklarında ortaya çıkan kısa ömürlü fakat tarihsel açıdan oldukça önemli bir Türk devleti olarak kabul edilir. Göçebe Türk boylarının Avrupa’ya yönelen hareketlerinde bir dönüm noktası olan bu hanlık, hem Türk tarihinin hem de Doğu Avrupa’nın siyasi yapısının şekillenmesinde büyük rol oynamıştır.

Kökenler ve Kuruluş Süreci

Büyük Bulgar Hanlığı’nın temelleri, Orta Asya kökenli Bulgar Türklerinin batıya göçüyle atıldı. Bulgarlar, Hunların Avrupa’da kurdukları egemenliğin yıkılmasının ardından Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara yerleştiler. Bu dönemde bölge, Avarlar, Bizans ve çeşitli Slav topluluklarının mücadele alanıydı.

7. yüzyılın başlarında, Kubrat Han adında güçlü bir lider öne çıktı. Bizans kaynaklarına göre Kubrat, gençlik yıllarında Bizans sarayında eğitim görmüş, Hristiyanlıkla tanışmış ve Bizans kültürünü yakından tanımıştı. Ancak o, kendi halkını birleştirerek bağımsız bir güç oluşturmayı hedefliyordu.

Yaklaşık 630 yılında, Kubrat Han, Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan Bulgar, Onogur ve Kutrigur boylarını bir araya getirerek Büyük Bulgar Hanlığı’nı kurdu. Başkent, bugünkü Ukrayna sınırları içindeki Phanagoria veya Poltava civarlarında bulunuyordu. Bu devlet, kısa sürede kuzeyde Hazar Denizi’nden batıda Karpatlar’a, güneyde Karadeniz’e kadar geniş bir alanı denetimi altına aldı.

Kubrat Han Dönemi: Altın Çağ

Kubrat Han dönemi, Büyük Bulgar Hanlığı’nın en güçlü ve istikrarlı dönemiydi. Han, hem Bizans İmparatorluğu ile dostane ilişkiler kurdu hem de kuzeydeki Türk kökenli kabilelerle ittifaklar yaptı. Bizans kaynaklarında, Kubrat’a “Onogur Bulgarlarının Hükümdarı” anlamına gelen unvanlarla hitap edilirdi.

Bu dönemde devlet, ticaret yollarının merkezinde yer alıyordu. Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlar, hem Bizans’a hem de Orta Asya’ya giden ticaret kervanlarının uğrak noktasıydı. Bulgarlar, özellikle kürk, deri, at ve köle ticaretiyle zenginleşmişlerdi. Aynı zamanda göçebe yaşamdan yerleşik düzene geçişin ilk adımları da bu dönemde görülür.

Kubrat Han, Bizans’a karşı denge politikası izlerken, kuzeyde yükselen Hazar Kağanlığının da güçlenmesini dikkatle takip ediyordu. Fakat Kubrat’ın ölümünden sonra, Hazarların baskısı ve iç çekişmeler, hanlığın birliğini bozdu.

Hanlığın Dağılması ve Bulgar Boylarının Göçü

Yaklaşık 665 yılında Kubrat Han’ın ölümüyle birlikte Büyük Bulgar Hanlığı çözülme sürecine girdi. Kubrat’ın beş oğlu vardı ve her biri kendi bölgesinde güç sahibi olmak istiyordu. Hazarların saldırıları da bu dağılmayı hızlandırdı.

Batbayan, en büyük oğul olarak hanlığın merkez topraklarında kaldı, ancak kısa sürede Hazar hâkimiyetini kabul etmek zorunda kaldı.

Kotrak, kuzeye, Volga Nehri çevresine göç etti ve burada daha sonra Volga Bulgar Devleti’ni kurdu.

Asparuh, batıya, Tuna Nehri kıyılarına ilerleyerek Bizans topraklarına yöneldi. Onun önderliğinde kurulan devlet, tarihte Tuna Bulgar Devleti olarak anılır ve bugünkü Bulgaristan’ın temellerini oluşturur.

Kuber, Balkanlar’ın batısına, Makedonya civarına yerleşti ve orada Bizans’la karmaşık ilişkiler kurdu.

Alcek, ise daha batıya giderek İtalya’ya ulaştı ve Lombard krallığına sığındı.

Bu beş kardeşin göçleri, Türk ve Slav dünyasında kalıcı etkiler bıraktı. Özellikle Asparuh’un kurduğu Tuna Bulgar Devleti, Avrupa tarihinde uzun süreli bir iz bıraktı ve Slav dünyasıyla Türk kültürünün kaynaşmasına zemin hazırladı.

Hazar Hakimiyeti Dönemi

Kubrat’ın ölümünden sonra Büyük Bulgar Hanlığı’nın doğu toprakları Hazar Kağanlığı tarafından ele geçirildi. Hazarlar, Kubrat’ın torunlarını ve kalan Bulgar topluluklarını kendilerine bağladılar. Bu dönemde Bulgarlar, kısmen Hazar kültüründen ve yönetim biçiminden etkilendiler.

Ancak Hazarların ticareti kontrol altına alması ve İpek Yolu’nun kuzey rotasını yönetmesi, Bulgarların ekonomik gücünü zayıflattı. Birçok Bulgar kabilesi, Hazar egemenliğine boyun eğmek yerine batıya göç etmeyi tercih etti. Bu göçler sonucunda Karadeniz’in kuzeyi Türklerin ana yurdu olmaktan çıktı.

Büyük Bulgar Hanlığı’nın Kültürel ve Tarihî Önemi

Büyük Bulgar Hanlığı kısa süreli bir devlet olmasına rağmen, Türk tarihi açısından bir köprü rolü oynamıştır. Göçebe Türk topluluklarının Avrupa’ya yönelişinde ve yerleşik hayata geçişinde öncülük etmiştir.

Bu hanlık döneminde:

Türk boyları arasında ortak bir kimlik bilinci gelişti,

Karadeniz’in kuzeyinde güçlü bir idari yapı kuruldu,

Bizans ile Hazarlar arasında denge politikası güdüldü,

Avrupa içlerine doğru Türk kültürünün etkisi yayıldı.

Ayrıca, Büyük Bulgar Hanlığı’nın yıkılmasıyla ortaya çıkan yeni Bulgar devletleri —özellikle Tuna Bulgarları— Slav kültürüyle etkileşerek modern Bulgar ulusunun doğuşuna zemin hazırladı.

Tarihçiler, Büyük Bulgar Hanlığı’nı aynı zamanda Avrupa’daki ilk Türk devleti olarak da değerlendirirler. Bu yönüyle Kubrat Han, hem Türk hem de Bulgar tarihinin ortak kahramanlarından biridir.

Kubrat Han ve Bizans İlişkileri

Kubrat Han’ın Bizans ile kurduğu ilişkiler, dönemin diplomatik yapısını anlamak açısından önemlidir. Bizans İmparatoru Herakleios ile dostane bağları vardı. Hatta bazı kaynaklara göre, Kubrat’a Bizans tarafından “patricius” unvanı verilmişti. Bu unvan, Bizans’ın dış ilişkilerinde kullandığı en yüksek onursal unvanlardan biriydi.

Bu diplomatik ilişki, Bizans’ın kuzey sınırlarını güvenceye alırken Kubrat’a da Hazar ve Avar baskılarına karşı destek sağlamıştı. Ancak bu denge, Kubrat’ın ölümünden sonra sürdürülemedi.

Dini ve Kültürel Yapı

Büyük Bulgar Hanlığı döneminde halkın büyük bölümü Göktürk geleneğine uygun olarak Tengricilik inancını sürdürmekteydi. Ancak Bizans’la ilişkiler ve Kubrat’ın Hristiyan kültürüne yakınlığı, hanlığın bazı kesimlerinde Hristiyanlığın etkisinin hissedilmesine yol açtı.

Kültürel olarak, Bulgarlar hem bozkır savaşçılığı hem de yerleşik ticaret yaşamı arasında bir geçiş süreci yaşıyorlardı. Bu dönemde runik yazılar, süslemeli eyer takımları ve metal işçiliği gibi unsurlar Türk sanatının tipik örnekleriydi.

Büyük Bulgar Hanlığı’nın Mirası

Büyük Bulgar Hanlığı, tarih sahnesinde sadece birkaç on yıl kalmış olsa da mirası yüzyıllar boyunca yaşamıştır. Kubrat Han’ın oğullarının kurduğu devletler, hem İslam öncesi Türk tarihinin Avrupa ayağını oluşturmuş hem de Bizans-Slav coğrafyasının siyasal yapısını etkilemiştir.

Bugün Bulgaristan’da Kubrat Han, “devletin kurucu atası” olarak saygıyla anılır. Ukrayna’da ise Poltava bölgesinde “Perescepina Hazinesi” olarak bilinen arkeolojik buluntular, Kubrat Han’a ait olduğu düşünülen değerli eserleri ortaya koymuştur. Bu bulgular, hanlığın maddi kültürünü anlamamız açısından son derece değerlidir.

Sonuç

Büyük Bulgar Hanlığı, kısa ömürlü olmasına rağmen Türk göçleri tarihinin kilit halkalarından biri olmuştur. Kubrat Han’ın liderliğinde kurulan bu devlet, Türklerin Avrupa’da kalıcı izler bırakmasının başlangıcını temsil eder. Hazarların yükselişiyle tarih sahnesinden silinmiş olsa da, onun mirası Tuna ve Volga Bulgar devletlerinde, hatta modern Bulgaristan’ın kimliğinde yaşamaya devam etmiştir.

Büyük Bulgar Hanlığı, bir anlamda Doğu ile Batı’nın kesişim noktasında doğan bir uygarlık deneyimidir. Göçebe ruhu, diplomatik esnekliği ve kültürel çeşitliliğiyle, Orta Çağ Avrasya tarihinin en ilgi çekici sayfalarından birini oluşturur.


Hiç yorum yok:

Makedonya İmparatorluğu: Büyük İskender'in Mirası

Makedonya İmparatorluğu Makedonya İmparatorluğu, MÖ 4. yüzyılda yükselen ve antik dünyanın seyrini kökten değiştiren bir güçtü. Tarihi, özel...