13 Aralık 2025 Cumartesi

Medler: Antik Dünyanın Güçlü İmparatorluğu ve Tarihe Etkileri

Medler

Medler, Antik Çağ'ın en dikkat çekici halklarından biri olup, özellikle İran coğrafyasının tarihinde derin izler bırakmıştır. M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren tarih sahnesinde aktif rol oynayan Medler, ilk kez Asur kayıtlarında "Mada" adıyla anılmıştır. Eski İran halklarından olan Medler, günümüzdeki Kuzeybatı İran ve çevresinde yerleşmişlerdir.

Med İmparatorluğu'nun Yükselişi

​Medlerin birleşerek güçlü bir Med Krallığı kurmaları, genellikle M.Ö. 7. yüzyıla tarihlendirilir. Geleneksel olarak ilk kralları Deioces (Diyako) kabul edilir ve başkentleri stratejik öneme sahip Ekbatana (Hegmatane) olmuştur. Ancak Medleri bölgenin en dominant güçlerinden biri haline getiren, Asur İmparatorluğu'nun yıkılışında kilit rol oynayan Kral Siyaksares'tir. M.Ö. 612 yılında, Babillerle ittifak kurarak Asur'un başkenti Ninova'yı ele geçirmeleri, bin yıllık Asur hegemonyasını sona erdirmiş ve Med İmparatorluğu'nun bölgedeki gücünü zirveye taşımıştır. Bu dönemde Medler, Anadolu'da Lidya ve Mezopotamya'da Babil gibi büyük krallıklarla rekabet etmiştir.

Tarihin Dönüm Noktası: Perslerin Yükselişi

​Med İmparatorluğu, gücünün doruğundayken bile iç dinamiklerinde değişim yaşamıştır. Son Med kralı Astyages, torunu olan Pers Kralı II. Kiros'un isyanıyla karşı karşıya kaldı. M.Ö. 550 civarında gerçekleşen bu olay sonucunda Med Krallığı yıkılmış ve yerine Pers İmparatorluğu (Ahamenişler) kurulmuştur. Medler, bu tarihten sonra Pers egemenliği altına girmiş, ancak Pers İmparatorluğu'nun yönetim ve ordu yapısında önemli roller üstlenmeye devam etmişlerdir.

Miras ve Tartışmalar

​Med dili, Kuzeybatı İran dilleri grubuna dâhildir ve Zerdüştlük dinine mensup oldukları varsayılır. Tarih boyunca bazı araştırmacılar, Medler ve günümüzdeki Kürtler arasında bir bağ kurma eğiliminde olmuştur; ancak bu ilişki dilbilimsel ve tarihsel açıdan hâlâ tartışma konusudur. Medler, Antik İran medeniyetinin temellerini atan, güçlü askeri ve siyasi birikime sahip bir halk olarak dünya tarihine damga vurmuştur.


12 Aralık 2025 Cuma

Tarihin Derinliklerinden Gelen Gizemli Krallık Elamlar

Elamlar

Elamlar, Antik Yakın Doğu`nun en eski ve gizemli uygarlıkları arasında yer alır. Günümüz İran`ının Güneybatısında, özellikle Huzzistan ve Fars bölgesinde, M.Ö. 3. binyıldan itibaren hüküm sürmüşlerdi. Başkentleri Susa ve Anşan [Anshan], bölgenin önemli ticaret ve kültür merkezleriydi. Mezopotamya uygarlıkları, özellikle Sümer ve Akad ile hem çatışmalı hem de etkileşimli bir ilişki içinde oldular. 

Elam dili, bilinen başka bir dil ailesine ait olmamasıyla izole bir dil olarak öne çıkar, bu da onlaraayrı bir gizem katmaktadır. Yazı sistemleri olarak önceleri Proto - Elamca ve daha sonra çözülmesi zor olan Linear Elamca kullanmışlardı. Sonucunda Mezopotamya`nın çivi yazısını benimsemişlerdir.

Elam sanatı ve madencilik anında byük gelişme göstermişlerdir. Çömlekçilik ve seramik sanatları da oldukça ileridir. Çoğa Zenbil`deki ziggurat gibi etkileyici mimari yapılar, Elam`ın kültürel zenginliğini  gözler önüne serer. Antik Elam mimarisi, İran Medeniyetinin temellerini oluşturan kritik bir parçadır.

11 Aralık 2025 Perşembe

Thukydides Tarihn Babası ve Peleponez Savaşları Analisti

Thukydides

Thukydides [M.Ö.460 -  M.Ö.400], Antik Yunan tarihçiliğinin bilinen en önemli figürlerinden biridir. Peloponez Savaşları Tarihi ile sadece bir savaş değil, aynı zamanda insan doğası, iktidar ilişkileri ve uluslararası siyasetin dinamikleri üzerine derin bir komutan olarak savaşın içinde bile yer almıştır. Ancak daha sonra sürgüne gönderilmiştir. Bu durum ona hem Atina`nın hem de Sparta`nın bakış açısını tarafsız bir açıyla sunmasına fırsat vermiştir. Thukydides, olayları nesnel bir bakış açısı ile mitolojik ve tanrısal müdahaleler yerine akıcı ve olgusal temellere dayandırarak anlatmıştır. Böylece bu yaklaşım onu modern tarih yazımının öncüsü yapmıştır. 

Neden Thukydides Önemli

Thukydides`in kalıcı mirası, Realpolitik, temellerini atmıştır. O, devletlerin kararlarını ahlaki değerlerden çok güç, korku ve çıkar gibi rasyonel motivasyonların şekillendirdiğini sarınmıştır. Eserlerindeki en ünlü bölümlerden biri olan Meles Diyaloğu, güçlü ile güçsüz arasındaki acımasız ilişkiyi çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.

Thukydides`in analitik metodolojisi, günümüzde bile siyaset bilimcileri ve tarihçiler için bir başvuru kaynağıdır. Thukydides, sadece geçmişi kaydetmekle kalmamış  aynı zamanda insan davranışının evrensel ve zamansız ilkelerini ortaya koyarak geleceği anlamamıza da yardımcı olmuştur. Tarih derleri ve stratejikv analiz arayanlar için Thukydides`in eserleri vazgeçilmezdir.

10 Aralık 2025 Çarşamba

Arşimet Kimdir? Antik Çağın Dahası

Giriş

Arşimet (M.Ö.287-M.Ö.212) Sicilya'daki Sivaküza'da yaşamıştır. Yunan Matematikçi, fizikçi, astronom, filozof ve mühendistir. Babası da astronom Phidas'tır. Eğitimini İskenderiye'de tamamlanmıştır. Teorik çalışmalarının üstüne pratik uygulamalarıyla da tanınır. 

Arşimet'in en çok bilinen eseri suyun kaldırma kuvvetidir. Bu keşif Siraküza Kral'ı II. Hiero'nun tacındaki altın saflığını belirtmek için yaptığı bir görev sırasında gerçekleştirmiştir. Bu ilke, günümüzde Arşimet Prensibi olarak bilinir ve hidroststiğin temelini oluşturur. 

Mühendislik ve Matematikte Arşimet Buluşları

Bilimadamları arasındaki en önemli isimlerden biri olan Arşimet, sadece teorisyen değildir. Ayrıca mühendistir. Geliştirdiği Arşimet Vidası, suyu aşağıdan yukarıya taşımada kullanılır. Sulama sisteminde bir devrim olarak bilinir. Kaldıraç Prensibinin de ilk o bulmuştur. Birleşik Makaralar, Prangalar ve Savaş Makineleri de onun pratik zekasının ürünleridir. 

Matematik alanında ise Pi Sayısının yaklaşık değerini zamanına göre inanılmaz bir hassasiyet ile hesaplamıştır. Küre ve silindirin hacim ve yüzey alanlarının üzerinde yaptığı çalışmaları ve integral hesabının temellerini oluşturan "tüketme teoremini" de Arşimet'in geometri ve matematiğe en büyük katkıları arasındadır. 

Antik çağda bilimin efendisi olarak, bilim o zamanlarda çok gelişmiştir. Siraküza kuşatması sırasında Roma askeri tarafından öldürülmüştür. Ancak mirası, bilim dünyasına ışık tutmaya devam etmiştir. 

9 Aralık 2025 Salı

İbn-i Sina Tıbbın ve Kelamın Babası

Giriş

İslam`ın Altın Çağı`nın en parlak akıllarından biri İbn-i Sina, sadece bir hekim değil, aynı zaman da bir İslam kelamcısı [Filozof] olarak bilinir. Batı dünyasında Avicenna adıyla tanınan bu büyük üstad, tıp, felsefe, astronomi, kimya, matematik ve mantık gibi pek çok alanda çığır açan eserler yazmıştır. Modern bilimin temellerini atmıştır. Asırlar boyunca Doğu ve Batı Medeniyetlerini etkilemiştir. 

Hayatı ve Eğitimi

Ebu Ali el-Hüseyin bin Abdullah bin Ali bin Sina, M.S. 980 yılında, bugünkü Özbekistan sınırları içinde bulunan Buhara yakınlarındaki Efşene köyünde dünyaya geldi. Babası tarafından erken yaşta matematik, geometri ve kelam konularında eğitildi.

O zaman için çok zeki bir insan olan İbn-i Sina 10 yaşındayken dini ve edebi eğitimlerini tamamladı. Kendi çabaları ile dönemin önde gelen hocalarından ders aldı. Özellikle babasının kütüphanesinden faydalanmıştır.18 yaşında Samani Hükümdarı Nuh bin Mansu`u tedavi etti. Sonrasından saray hekimi unvanını aldı. Hatta saray kütüphanesine erişim hakkı tanındı. Şehrin tanınan en önemli hekimlerinden biri oldu.

Başyapıtları ve Bilime Katkıları

İbn-i Sina'nın bilim dünyasına en büyük armağanı, Tıp Kanunu (El-Kanûn fi't-Tıb) ve Şifa Kitabı (Kitabü'ş-Şifa) adlı ansiklopedik eserleridir.

Tıp Kanunu (El-Kanûn fi't-Tıb): Beş ciltten oluşan bu eser, 17. yüzyılın ortalarına kadar Avrupa üniversitelerinde temel tıp ders kitabı olarak okutulmuştur. Eserde hastalıkların teşhisi, ilaçlar, tedavi yöntemleri ve hijyen kuralları sistematik bir şekilde ele alınmıştır.

Anatomi ve Fizyoloji: Kalp ve damar sistemlerinin temelini oluşturmuş, küçük ve büyük kan dolaşımından söz etmiştir.

Anestezi: Ameliyatlarda hastanın acısını azaltmak için uyuşturucu maddeler (anestezi) kullanan ilk hekimlerdendir.

Psikiyatri: Psikosomatik hastalıklar üzerine derin bilgilere sahip olmuş, bazı ruhsal rahatsızlıkların tedavisinde müzikle terapi yöntemini uygulamıştır.

Şifa Kitabı (Kitabü'ş-Şifa): Felsefe, mantık, fizik, matematik ve metafizik gibi farklı bilim dallarını kapsayan kapsamlı bir felsefi eserdir. Eser, kendisinden sonraki hem Doğu hem de Batı felsefesini derinden etkilemiştir.

Vefatı ve Mirası

Yoğun çalışma temposu ve siyasi çalkantılarla geçen göçebe bir hayat süren İbn-i Sina, 1037 yılında, 57 yaşındayken İran'ın Hamedan kentinde vefat etti. Hayatının son dönemlerinde mallarını yoksullara bağışlamış ve kölelerini azat etmiştir.

​"Hekimlerin Öncüsü" ve "Filozofların Prensi" olarak anılan İbn-i Sina, yaklaşık 276 eser bıraktığı tahmin edilen büyük bir üstattır. Eserleri, onun bir teorisyen olduğu kadar, aynı zamanda başarılı bir uygulayıcı olduğunu da göstermektedir. İbn-i Sina'nın mirası, günümüz tıp ve felsefe bilimleri için paha biçilmez bir kaynak olmayı sürdürmektedir.

Anahtar Kelimeler: İbn-i Sina Hayatı, Avicenna, Bilime Olan Katkıları, Eserleri, Tıbbın Babası, Kelamın Babası

8 Aralık 2025 Pazartesi

Tomris Hatun: Tarihin İlk Kadın Hükümdarı ve Cesaretin Sembolü

Giriş

Tarihin derinliklerinde cesareti, liderliği ve milletine bağlılığı ile ünlü efsanevi bir figür vardı. Tomris Hatun, milattan önce 6. yüzyılda, Orta Asya bozkırlarında hüküm süren saka türklerinin bir kolu olduğu iddia edilen Masagetler`in  Kraliçesi olan Tomris, sadece kendi halkının değil, dünya tarihinin de kaydettiği ilk kadın hükümdar unvanı taşır. Bu güçlü kadın liderin hayatı ve Pers İmparatoru Büyük Kiros`a karşı verdiği destansı savaş yüzyıllardır unutulmayan bir mit halini aldı ve dünyadaki bir sürü lidere ilham vermiştir.

Tomris Hatun Kimdir? Kökeni ve Liderliği

Tomris ismi, Eski Türkçede "temir" yani "demir" anlamına gelen bir kökenden türediği iddia edilir. Asıl anlamı ile "demir kadar kuvvetli" manasına geldiği düşünülmektedir. Bu isim, onun sarsılmaz karakterini ve savaşçı ruhunu mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Büyük Saka hükümdarı Alp Er Tunga`nın torunu olduğu rivayet edilen Tomris Hatun, babası Sparqapisin`in ve daha sonra eşinin vefatıyla Massaget tahtına oturmuştur. Göçebe bir topluluğun zorlu şartlarında yetişen Tomris, sadece bir hükümdar değil, aynı zamanda özel bir kadın muhafız birliğine sahip ilk kadın komutan olarak tarihe geçmiştir. Onun liderliğinde Massgetler, döneminin en güçlü ordusuna sahip olmuştur.

Büyük Kiros`a Karşı Destansı Mücadele 

Tomris Hatun`un adı, özellikle Pers İmparatoru Büyük Kiros`a karşı verdiği büyük mücadele ile adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Kiros , o dönemde gücünün zirvesinde bir Ahameniş İmparatorluğu`nun kurucusudur ve eb büyük hükümdarı idi. Ama Tomris Hatunla karşılaşıncaya kadar. Kiros büyüklük edip Tomris Hatuna evlenme teklifi ederek ülkeyi barışçıl yollarla ele geçirmeye çalıştı. Ancak bunun farkında olan Tomris Hatun teklifi kati suretle reddetmiştir.

Bunun üzerine Kiros, ordusuyla birlikte Seyhun Nehri yakınlarındaki Massaget topraklarına girdi. İlk başta kurulan tuzak sonucu, Tomris`in oğlu Spargapises dahil olmak üzere birçok Massaget askeri hayatınıb kaybetti. Oğlunun intikamını almaya yemin edip Ahameniş İmparatoru Kiros`a karşı meydan okumuştur. "Kana susamış! Kiros Sen oğlumu mertlile değil, o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. Ama güneşe yemin ederim ki seni kanla doyuracağım!" 

MÖ 529 yılında gerçekleşen Seyhun Savaşı`nda Tomris Hatun bizzat ordusunun başında yer aldı. Massaget süvarileri ve okçuları,  savaş arabalarını ustaca kullanarak Pers ordusunu bozguna uğrattı. Bu savaş tarihin en kanlı savaşı olarak tarih sayfalarında yer alır. Savaşın sonun da Büyük Kiros öldürüldü. Tomris Hatun yeminini yerine getirerek Kiros`un kesik başını kan dolu bir fıçıya atıp ,"Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni, kanla doyuruyorum" dedi. 

Tomris Hatun`un Mirası

Tomris Hatun`un bu zaferi, sadece Massagetlerin bağımsızlığını korumakla kalmadı, aynı zamanda tüm dünyaya kadınların zorda kaldığında ne yapabileceğini gösteren bir örnek teşkil etmiştir. Antik tarihçi Heredot`un eserleri ile bu savaşı ve dönemi günümüze getirerek ölümsüzleştirmiştir. Türk ve dünya tarihini en güçlü kadın sembolü ve vatan savunmasının en önemli sembollerinden biri olarak kabul edilir. Günümüzde bu olay filimlere, belgesellere ve edebi eserlere konu olmaya ve ilham vermeye devam etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Tomris Hatun , Tarihin ilk kadın hükümdarı, Büyük Kiros, Saka Kraliçaesi, Massagetler, Alp Er Tunga, Seyhun Savaşı, Türk Tarihi, Kadın Lider

7 Aralık 2025 Pazar

Platon Kimdir İdealar Kuramlar ve Batı Felsefesine Etkisi

Giriş

Platon MÖ 428-MÖ 347 yılları arasında yaşamış, Antik Yunan filozofudur. Asıl adı Aristoklestir. Ama geniş omuzlu olması sebebi ile "geniş" anlamına gelen platon adı ile anılmıştır. Hocası Sokrates`in idamı Platonu derinden etkilenmiştir. Hocasının düşüncelerini yazıya dökmüş ve kendi özgün felsefe sistemini kurmuştur.

Platon`un Temel Felsefesi: İdealar Kuramı

Platon`un felsefesinin temel taşı, idealar kuramıdır. Bu kuram gerçekliğin ikiye ayrıldığını savunur:

1] Duygusal Dünya: Değişken, geçici ve duygularımızla algıladığımız dünyadır. Platon`a göre bu dünya, gerçekliğin yalnızca bir yansımasıdır.

2] İdealar Dünyası: Değişmez, edebi ve kusursuz İdeaların [formlar] bulunduğu asıl gerçekliktir. Güzellik, adalet, iyilik gibi örnekleri bu idealardan pay alarak var olur.

Platon, bu durumu ünlü Mağara Alegorisi ile açıklar. Mağaradaki topluluklar gerçek sandıkları gölgeleri izlerken, mağaranın dışı [idealar dünyası] asıl gerçekliği temsil eder. Bu gerçekliğe ulaşabilen kişi ise filozoftur.

Bilgi ve Ruh Anlayışı

Platon`a göre gerçek bilgi [episteme], duyusal dünyadan değil, sadece akıl yoluyla değil, sadece akıl yoluyla kavranabilen İdealar Dünyası`ndan elde edilir. Duyularla edinilen bilgi ise sadece sanıdan [doxa] ibarettir.

Platon için ruh ölümsüzdür ve idealar dünyasına aittir. İnsan doğmadan önce ideaları görmüş, ancak bedene girmesiyle unutmuştur. Bu nedenle öğrenme, aslında ruhun ideaları hatırlamasıdır [anamnesis]. Ruh, akıl, irade ve arzu olmak üzere üç kısımdan oluşur ve gerçek erdem bu kısımların uyum içinde çalışmasıyla sağlanır:

1] Akıl: Bilgelik [yöneticiler]

2] İrade: Cesaret [koruyucular\askerler]

3] Arzu: Ölçülülük [üreticiler\işçiler]

İdeal Devlet ve Siyaset Felsefesi

Platon`un en önemli eseri olan "Devlet" adlı kitabında adil ve ideal bir toplumun nasıl kurulacağını inceler. Ona göre, devleti yönetecek olanlar, ideaların bilgisine ulaşmış, erdemli ve bencil olmayan Filozof Krallar olmalıdır. Çünkü sadece onlar, toplum için en iyi kararları alabilecek bilgiye ve ahlaki yetkinliğe sahiptirler. Bu, onun siyaset felsefesinin en çok tartışılan yönlerinden biridir.

Platon`un Mirası

Batı düşüncesinin temelini atan Platon. Felsefesinin, matematik, bilim ve sanat üzerindeki etkisi günümüze dek sürmüştür. Kurduğu Akademi, Avrupa`nın ilk yüksek öğretim kurumu olarak kabul edilir ve Aristoteles gibi büyük bir filozofu yetiştirmiştir. Platon`un eserleri büyük ölçüde diyalog olup, bu eserler aracılığıyla günümüzde dahi ahlak, siyaset, sanat ve varlık gibi temel felsefi sorulara cevap aranmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Platon, İdealar Kuramı, Antik Yunan Filozofu, Mağara Alegorisi, Filozof Kral, Devlet, Sokrates, Batı Felsefesi.

Medler: Antik Dünyanın Güçlü İmparatorluğu ve Tarihe Etkileri

Medler Medler, Antik Çağ'ın en dikkat çekici halklarından biri olup, özellikle İran coğrafyasının tarihinde derin izler bırakmıştır. M....